6

130 6 0
                                    

Önceki bölümde...

Kapıda dikilirken yolu kapattığı için birkaç kişi söylendi ama aldırmadı. Kolundan çekiştirip "Salak bir müdür için bu kadar üzülme." dedim "Oha, ağlıyor musun?"

Başını eğip gözlerini bana çevirdiğinde öldürücü bakışlarını atıyordu.

"Siktir git."

Güldüm.

"Harbi ağlıyorsun."

Kaşları çatıldı ve eli yüzüne gidince daha çok güldüm.

"Ağlayacaksan da geç kenarda ağla insanlar geçemiyor."

Oflayıp yanımdan geçip gitti (bu sırada bana çarpmıştı manyak) ve omzumu acıyla tutarken beni umursamadan bahçeye girdi. Arkasından bakarken sırıtıyordum.

"Nasıl dediğimi yaptırıyorum ama?"

Elimde bir omuz hissettim.

"Oha o neydi öyle?"

Başımı çevirip bana inanamayan gözlerle bakan Arya'yla karşılaştım. Gülümsemem yüzümde donarken olanları nasıl anlatacağımı (ya da anlatamayacağımı) düşünürken gülmeye çalıştım.

"Zil çaldı kanka, hadi gidelim."

Ben koşarak uzaklaşırken "Nereye?" diye bağırdı "Yan yana oturuyoruz zaten!"

Nefes nefese merdivenleri tırmanırken söylediği şeyi fark ettim. Ondan kaçmam imkansız olacaktı.



Elimdeki kalemi sallarken içimden her türlü felsefeciye sövüyordum. Dudağımın içini yiyip durduğum için kan tadı gelince daha fazla dişleyememiştim ve stresten ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım.

İç geçirdiğimde Arya bana dönmeden elini gizlice uzatıp önüme bir kağıt bıraktı.


"Aras seni tehdit mi ediyor?"


Kağıdı parmaklarım arasında buruşturup sıra altına attıktan sonra iç çekip bu sefer ayağımı titretmeye başladım ama dünyanın en üşengeç insanı olduğum için sonunda hareket edip durmaktan yoruldum ve arkama yaslanıp felsefeciye diktim gözlerimi kendimi ayakta uyuma moduna alırken ona dikkatle baktığım için kadın bana dönüp bakarak dersi anlatmaya başladı. Böylesi daha kötüydü. Ona bakarken zihnimde dün okuyamadığım kitaptan sahneleri zihnimde canlandırıyordum, hayal gücümün iyi olduğunu söylemiş miyim? Gözlerim açıkken bile hayal kurabiliyordum hatta o kadar alışmıştım ki gece gözümü kapattığımda baş başa kaldığım karanlıkta hayal kurması başımı ağrıtıyordu.

Dudaklarımı yalayıp kollarımı göğsümde birleştirdiğimde Arya bana kaçamak bir bakış attı ve hemen önüne döndü. Biraz sonra yeniden önüme bir kağıt koymuştu.


"Müdüre şikayet edelim."


Dudağımı ısırırken önümdeki notu alıp buruşturmaya bile üşendiğim için gözlerimi yine öğretmene çevirdim bir yandan da müdüre söylemenin belki de seçenek bile olmadığını düşünüyordum. Müdürle ne gibi bir bağlantısı var hala emin olamasam da akraba olduklarına kanaat getirmiştim ve o köpek suratlıya sormaya da hiç niyetim yoktu.

Nefretten AşkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin