Alarm sesiyle uyandım. Cumaydı ve bugün bizimkilerle okul maçına gidecektik. Yani beni çağıran Arya olmuştu ama... Hala yanlarında biraz gergindim. İki hafta olmuştu ve aramız limoniydi. Arya Doruk'la takılmaya başlamıştı, Işık Kutay'la, Tuna da Seçil'e kendini yamamaya çalışıyordu ama Seçil ona gıcık oluyordu. Ben de onların kuyruğu gibiydim.
Aslında gitmeyi istemiyordum. Moralim bozuktu. Önceki gece yine ve yeniden annemle tartışmıştık ve ben o kadar yorulmuştum ki... Gün içinde istemeden gözlerim doluyordu ve hala aramız pek iyi olmasa da Arya beni güldürmek için şakalar yapıyordu.
Öğleden sonra maç için okuldan kaçmıştık. Öyle az buz da değil bayağı kalabalıktık ama kimse bir şey söylememişti. Yol boyu tezahürat ederek gidenler arasında sıkışmıştık. Işık, Kutay'la önceki gün olan maçı konuşuyordu; Arya da Doruk'u rahatsız ediyormuş gibi görünüyordu. Ben de bilerek yavaşlayıp arkalarına geçmiştim.
Maçın yapılacağı okula geldiğimizde onlardan ayrılıp kantine indim ve sırada beklemeye başladım. Ömer'in okuluydu ve belki onunla karşılaşırım diye mesaj atmıştım. Geçenki rahatsız edici uyarısından sonra biraz uzaklaşmıştım ama iletişimi kesmek de istemiyordum. Görüldü ve ne zaman baktığı gizli olduğu için mesajı okuyup görüldü mü attı yoksa görmedi mi bilemiyordum. Aslında, saatler oldu. Yani... muhtemelen görmüştür.
Sıra bana gelince su alıp kalabalığın arasından geçip çıktım ve bahçeye bakan camlardan Ömer'le konuşan birisini gördüm. İstemeden başımı yana eğip gözlerimi kısarak odaklanmıştım. Tamamen düşüncesizce kantinden arka bahçeye çıktım ve yanına gittim. Yanındaki çocuk bana kaşlarını çatıp baktı. Gülümseyip selam verdim ve Ömer'e döndüm.
"Selam! Maçı izleyecek misin?"
Ömer yanındaki çocuğa dönüp kaşlarını kaldırdı ve omzundan itti. Çocuk gülerek "Sonra görüşürüz." dedi ve yanağımdan makas alıp gitti. Ömer kıvırcık saçlarını karıştırıp gözlüğünü çıkarttı ve gözünü ovaladı.
"Rakip sayılırız." dedi "Bizi böyle görmeleri yasal mı?"
Söylediği şeyi geç anladım ve şaka yaptığını göz devirip "Şakaydı." diyene kadar da anlayamamıştım. Geç anladığım espriye gülüp mesajımı görüp görmediğini sordum.
"Gördüm."
Elimi üşüten soğuk suyu diğer elime aldım. Haftaya okullar tatil olacaktı. Upuzun bir yaz ya da yaz okulu beni bekliyordu. Kesinlikle yaz okuluna gidecektim. Belki de Tekirdağ'daki halama giderdim, eğer durumlar ciddileşirse.
"Ya... Neden cevap vermedin?"
Yeşil gözleri aşağı dönerken gözlüğünü burnuna iliştirdi.
"Geçen günkü konuşmamızı hatırlıyor musun?"
Yine gerildim istemeden.
"Evet."
"Bak," derken gözleri gözlerime döndü belki de ikinci kez. Bakmak istemiyor gibiydi "Bu konuda ciddiyim. Yani," gözlerini kısıp başını iki yana salladı "Yani..." yutkundu "Yanlış sularda yüzüyorsun." yüzünü ekşitti.
Sözleriyle bana vurmuş gibi hissettim.
Gülümsemeye çalıştım.
"Evet ama Aras'la arkadaş kalırsam bana arkanı döneceğini söylememiştin?"
Hesap sorarcasına bir kaşımı kaldırdım.
Dudaklarını ıslatıp ellerini cebine soktu bir adımla aramızdaki mesafeyi kapattı ama benden uzun olduğundan bir kafa mesafesi uzaktaydık hala. Başını eğip bana bakarken başını iki yana salladı daha hafif.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretten Aşka
Teen Fictionİlay tamamen tesadüfen duyduğu konuşmalardan sonra okulun en belalısının yeni hedefi olmuştur ve dahası, bununla nasıl baş edeceğini bilemez.