Geçmişinden kaçmaya çalışan dünyaca ünlü efsanevi boksör Derin, İtalya'nın meşhur mafya lideriyle karşılaşırsa ne mi olur?
***
Bir adım daha yaklaştı ve eliyle telefonuma uzanıp aramayı kapattı. Sol elinin üzerinde küçük bir haç dövmesi, parmakların...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🤍
Sezar'ın 13 plakalı siyah Maserati'sine bindim. Arabanın camından benimle aynı anda arabalara binen adamlara seslendim. "Herkes hazır mı?"
Edoardo "Hazırız hanımefendi." deyince başımı tamam manasında sallayıp iki parmağımla ileri işareti yaptım. Korumalar malikanenin kapısını açtığında önden Edoardo'nun arabası yol göstermek için çıktı. Ardından diğerleri onu takip etmeye başladı.
Torpidoya koyduğum silahı elime alıp birkaç saniye boyunca göz gezdirdim. Birazdan yapacağım şeyin geri dönüşü olmayacaktı; neyle karşı karşıya kalacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim Sezar'ı bulmam gerektiğiydi.
Onun yerinde ben olsaydım eğer, biliyordum, benim için yapamayacağı bir şey olmazdı. Elimdeki silahı belime taktım ve düşünmeyi kesip arabaların arasına katılıp son gaz sürmeye başladım.
"Biraz daha dayan sevgilim."
🤍🤍🤍
Tam bir saat sonra şehrin güneyindeki terkedilmiş fabrikaların olduğu bölgeye varmıştık. Arabadan indim. Etrafıma bakınmaya başladım. Etrafta vahşi hayvanlar dışında tek bir canlı görmek mümkün değildi. Sezar'ı alıkoyanlar harabeye dönmüş onlarca fabrikanın arasında bir yerdeydiler. Belki de bu bir tuzaktı ama oraya gitmekten başka seçeneğim yoktu.
Adamlar da araçlarından inip etrafımda çember oluşturdular. Edoardo bana tuşlu bir cep telefonu uzattı. Çekinerek konuşmaya başladı. "Hanımefendi, irtibata geçmemiz için Lorenzo'ya bu telefonu vermişlerdi." Cep telefonunu elime aldım. Uzun uzun inceledim. Telefonu açıp 30 dakika önce gelen mesajı okudum. "Sadece yarım gününüz kaldı." Gülmeye başladım. O piç kim oluyordu da bizi tehdit ediyordu?
"Ben tek başıma gideceğim." dedim adamlara. Herkes itiraz edip, "Buna izin veremeyiz hanımefendi. Eğer size bir şey olursa patrona ne diye-" dedikleri sırada sözlerini kestim. "Merak etmeyin bir okyanusa balıklama atlayacak kadar aptal değilim."
Yere çömelip elime kurumuş, kısa bir dal parçası aldım ve toprağa çizmeye başladım. "Edoardo senden istediğim harita yanında mı?" diye sorduğumda, "Alessio haritayı getir." dedi.
Ondan buraya gelmeden önce bölgenin haritasını çıkarmasını istemiştim.
Alessio yanıma çömelip bana haritayı uzattı. Haritayı bir elime alıp diğer elimdeki dal parçasıyla işaret ettim. "Sezar'ı burada tutuyor olmalılar. Bu fabrikanın etrafını saran binalar korunmalarını sağlayacağından onlar için en elverişli yer burası görünüyor. Ancak, bu sadece bir varsayım olduğu için..." toprağa çizmeye başladım. "Buradaki binalarda da olabilirler. O yüzden takımlara ayrılacağız."
