Geçmişinden kaçmaya çalışan dünyaca ünlü efsanevi boksör Derin, İtalya'nın meşhur mafya lideriyle karşılaşırsa ne mi olur?
***
Bir adım daha yaklaştı ve eliyle telefonuma uzanıp aramayı kapattı. Sol elinin üzerinde küçük bir haç dövmesi, parmakların...
Evvveeet, geldik her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi final bölümümüze 🥺. Hikayemize geçmeden önce, sevgili okurlarım, aşklarım, şekerlerim hepinize desteğiniz için can-ı gönülden teşekkür ediyorum. Birlikte yeri geldi güldük, yeri geldi duygulandık, kızdık, üzüldük... En önemlisi de buluştuk satırlarda. ❤️
🎧NP: EVERYTHING -The Black Skirts
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🤍
Babam ne demişti az önce? Ben yanlış duyuyor olamazdım, değil mi? Şaşkınlıktan ağzım apaçık kalmıştı. Olanların gerçekliğini kavramaya çalışırken mikrofonlara tuttuğum telefonumun öbür ucundaki babam yeniden konuşmaya başladı. "Kızım çevirsene, sor bir Sezer'e düğün ne zamanmış."
"B-ba-baba ne düğünü?"
Kocaman açtığım gözlerimle etrafımı süzmeye başladım. Nasıl çevirecektim ben bunu? Rezil olduk yine iyi mi...
Babanın söyledikleri sen çevirmesen de sabah manşetlerde çevrilmiş olacak Derinciğim.
Of. Of. Of!!! Hapı yutmuştum; az evvel ecel terleri dökerken şimdi de heyecandan konuşmayı unutacaktım. "Ne oldu aşkım? Baban ne diyor?" diye sordu Sezar hızla ceketinin düğmesini iliklerken. Dönüp ona baktığımda biraz heyecanlanmış görünüyordu.
Hazır o sormuşken pat diye söyleseydim ne olurdu ki? "Çevirsene söylediğimi İtalyancaya evladım."
"T-tamam babacığım."
Dudaklarımı birbirine bastırdım ardından gözlerimi sımsıkı yumup derin bir nefes aldım. Aldığım tek nefesle babamın söylediğini aynen çeviriverdim. "Düğün ne zaman damat?"
İdrak edememiş gibi başını sallayıp, "N-ne?" diye kekeledi.
Koskoca salon sessizliğe büründü.
Sezar'ın ifadesiz suratı kızarmaya başladı. Elimden telefonu alıp hoparlörü açık değilmiş gibi kulağına götürdü. Mantıksız davranıyordu; ah zavallı üzümlü mafya kekim, şok geçirmişti herhalde.
Kaşlarını havaya kaldırıp, "D-düğün?" "Baba!" "Hemen!" diye Türkçe 3 kelime etti.
"Bana uyar damat. Hemen gelin o zaman." diye cevap verdi babam. Sezar babamın söylediklerini çevirmem için bana baktı.
Sezar'ın eli ayağı birbirine dolaşmış, heyecandan kekeleyip duruyordu. Kendi heyecanımı unutmuş, baba-oğula resmen tercümanlık yapıyordum.
