7. Bölüm: Dalgaların Arasında ~ 🌊🩵

6.4K 227 27
                                    

🎶NP: Whataya Want from Me ~Adam Lambert🎶

Bana ne olduğunu bilmiyorum.  O yanımdayken kendimi çok garip hissediyorum. Bu hissi daha önce hiç yaşamadım. Yemin ederim... Donuk suratla karşılaştığımdan beri ne sabrıma ne de öfkeme sahip çıkabiliyorum. Duygularımı kontrol edemiyorum. O... Beni bozuyor.

"Beni daha ne kadar takip edeceksin?" diye bağırdım.

Cevap vermedi. Muhabirleri atlattığımızdan beri nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Ve o da defalarca kez beni takip etmemesini söylemiş olmama rağmen peşimden gelmeye devam ediyordu. Çıldırmak üzereydim. Koşuyordum. Koşuyordu. Duruyordum. Duruyordu. Arkamı dönüp ona baktım. Başını yana çevirdi; takip eden o değilmiş de benmişim gibi.

Türkçe konuştum, nasılsa söylediklerimin yüzde birini bile anlamayacaktı.

"Neyse ya! Çocukla çocuk olunmaz derler bizde. O yüzden ablan bugünlük seni görmezden gelecek."

Yüzünü bana doğru döndüğünde ona yapmacık bir şekilde sırıtıp göz devirdim. Türkçe bilmeyen herhangi biri bile onunla alay ettiğimi anlayabilirdi ama o... O tam bir umutsuz vakaydı. Yüzünde mimik yoktu; yılın donuk surat ödülü bu muhteşem çabasızlığıyla yakında ona gidecekti.

Peşimden gelmeye devam ediyordu. Ondan saklanmak imkansızdı. Bir anlığına atlattım sanıyordum. Tekrar karşıma çıkıyordu.

Rahatça nefes alamıyordum. Bugün olanları unutmam lazımdı. Hatta... Hatta onunla tanıştığım günden itibaren geçen tüm günlerimi. Yok muydu beynime şöyle güzelinden format atabilecek bir babayiğit?

Hala Türkçe konuşmaya devam ediyordum.

"Allah'ın cezası."

"Donuk surat."

"Denize atlasam girecek sanki!"

"Denesem mi ki?"

"Gerçek yüzünü ortaya çıkaracağım donuk surat, dur sen!"

Yolun sonunda sahile çıkmıştık. Kumların üzerinde bir süre hareketsiz durdum. Sırt çantamı çıkartıp kumsala doğru fırlattım. Sonra, denizin dalgalı sularına doğru yürümeye başladım. Arkamı dönüp ona bakmamıştım bile. Sonuçta, peşimden hala gelecek kadar umursadığını düşünmüyordum.

Dalgaların arasında ilerlerken içimdeki meraka yenik düşüp belki bir ihtimal peşimdedir diye arkamı dönüp baktım. Ortalıkta görünmüyordu. Haklıydım...

Sebepsizce kötü hissettim. Kendi kendime söylenip bir elimle başıma vurdum.

"Kızım, sırf seni muhabirlerden kurtardı diye umursuyor olamaz. Sırf yaralarını sardı diye peşinden gelecek değil. Neden onun umrunda olasın ki?"

Şimdiye dek peşimden gelmiş olması... Hepsi muhtemelen birer numaraydı. Ne de olsa geçmişte kim olduğumu biliyordu ve bunu kullanmak istemiş olmalıydı. Elbette.

Bütün o muhabirler... Senin yüzündendi... Onlara adresini sen verdin, değil mi?

Öyleyse neden, neden bana yardım ettin?

Kaşlarımı çattım, tekrar öfke doluydum. Benimle oynayıp duruyordu. Hem evimin adresini medyaya sızdırıyor hem de beni onların elinden kurtarıyordu; hem yol boyunca peşimden ayrılmıyor hem de şiddetli dalgaların arasına girmeme izin veriyordu.

Kimdi o? Benden ne istiyordu? İyilik mi yapıyordu, kötülük mü? Kafamı karıştırıp duruyordu. Ona karşı dinmiş öfkem tekrar alevlendi. Ama neden? Neden ona karşı bu kadar öfkelenmek zorundaydım ki? O... Sadece bir yabancı, beni kendimden daha iyi tanıdığını söyleyen. Neden bu kadar üzgünüm? Sırf onu arkamda göremedim diye. Bu kahrolası dalgaların içinde ilerlerken.

Tehlikeli Aşkım【Tamamlandı】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin