Sonunda Burdayız Yapayalnız Kendi Başımıza

349 34 67
                                    


Perde 8
Bencil

Soğuk...Bera'nın soğuk elleri belimi sımsıkı kavrayıp beni biraz daha kendine çekti. Elleri titriyordu. Yüzü karanlıkta net görünmüyordu ama kısa kısa iç çekiyordu hâlâ.

"Bera, uyandı değil mi? " Göğsüne yasladığım kafam acıyordu. Gözlerim yanıyordu, kalbim de yanıyordu cayır cayır.

"Uyandı bebeğim. Bebeğim uyandı." Parmaklarını ufak ufak hareket ettirip arkasındaki pencereden gelen ışıkla aydınlanan yüzümde dolaştırdı.
"Sen bizim bebeğimizsin ve o da benim bebeğim. " dedi anlamsızca. O kadar tutarsızdı ki tavırları. O kadar saçmaydı ki... Bir mânâ veremiyordum ama sonra Baler'imin Bera hakkında anlattıkları geliyordu aklıma ve tüm bu saçmalıklar göz yumulabilir hâle geliyordu.

"Söylesene bana neden bencil diyorsun? Ben bencil biri değilim ki... " Aslında hiç girmek istemediğim ama kafamda dönüp duran konuyu açtım. Sürekli bencil olduğumu imâ ediyordu. Hatta direkt söylüyordu bazen.

Benim bencilce yaptığım tek şey ikisine birden sahip olmak istememdi çünkü ikisinden birini kalbimden, aklımdan ve hayatımın kıyısından köşesinden çıkarabilecek ne irâdeye ne kudrete sahiptim.

"Özün bencil değil ama bazen çok bencil oluyorsun. Kendini düşünüyorsun sadece. İlişkinin başında yaptığın... buydu. Sonra Baler benimle ilgilenirken de yaptığın bencillikti ama o senin istediğin yoldan gidiyordu sadece. Sen beni istemiştin ve o da seni istiyordu şüphesiz. Sonra bana aşık oldu gerçi... Sırtıma sardığı kollarını gevşetip hastane yatağında sırt üstü döndü. Beni üstüne çektiğinde gövdesinin üzerine uzandım boylu boyunca.

Kıvrılan dudaklarını hiç saklamadan sözlerine devam etti. Baler'den bahsederken tavrı değişiyordu. Sesi değişiyordu, hatta gözlerindeki o soğukluk bile değişiyordu sanki.
"Bana aşık oldu ve beni iyi etmek için daha çok uğraştı ama sen,seni sevmediğimizi düşündün. Ben o sıralar bile sadece seni seviyordum. İşte bu da bencillikti. Sırf yanında huzurlu hissettin diye tatlı bir çocuğa kaptırdın kendini. Senin hayatında kalmak için uğraş veren iki adamı hiçe saydın. Her ne kadar 'artık sizsiz nefes bile almam. 'desen de olacağı biliyoruz. O kıvırcığı hayatımıza sokacaksın. Bencillik... Sonra bugünkü sözlerin, sen de ölemezsin, deyişinden bahsediyorum. Dediğim gibi tam şu saatten sonra Baler olmadan benim de bir faydam olmaz sana. Evet, yedi yıl... Sekiz yıla dönmek üzere. Neredeyse sekiz yıldır sana aşığım Berat ama bazen 'vurgun' olduğun insanla arandaki yapıştırıcı kuvvet değişebiliyormuş. Baler bana bunu öğretti. Sen Baler'le beni yapıştırdın. Bağladın bizi ve sonra biz sıkıca düğümledik o bağı. "

"Sen düğümlemedin Bera, Baler'in attığı her ilmeği çözdün sen aylardır. İnkâr edebilir misin?" diye mırıldandım.

Saçlarımı okşadı. Baler'in saçlarımın arasında gezinen elleri kadar yumuşaktı hareketleri.

"Hayır, inkâr edemem. Haklısın, ben onu üzdüm. Kırdım, bedenine zarar verdim ama en çok zararı kalbine verdim. Şimdiyse bizim yapıştırıcımızın o olduğunu söylüyorum. O yüzden o yokken senin işine yaramam, ilacım o benim. Sen benim her şeyimdin,her şeyimsin ama ilacım değilsin.
Sonunda buradayız, senin istediğin gibi yapayalnız kendi başımıza. Sen, ben ve ikimizin de kalbinin en derininde Baler.

Kopkoyu gözüken gözlerini penceredeki aydan çekip gözlerime baktı. "Bera... "

"Söyle oğlum..." dedi dudaklarını uzatıp alnımı öpmeden önce. Göğsüne yasladığım çenem yüzünden bükülen dudaklarımı okşadı.

"Ben bencil değilim." Yüzüme düşen bir damla yaşı avcunun içiyle yakalayıp sildi. "Hiç sevilmemiş bir çocuğun yapacağı ne kadar aptallık varsa yaptım. Baler'i çok sevdim. İnsanlar kalbimizin ikinci bir insanı alamayacak kadar küçük olduğunu söylüyor ama seni de çok sevdim. Sizi kıskandım çünkü beni bırakacağınızı düşündüm. Eflak için bir açıklama bulamıyorum ama... "

Çenemi avuçlarının arasına alıp dudaklarımın üstüne bastırdığı dudakları uzun zaman sonra bana nefes oldu. Sanki aylardır değmiyordu teni tenime. Öyle eksiktim ondan, öyle yoksundum.

Dudaklarını küçük küçük hareket ettirip dudaklarımın her yanını öptü, üstünde biraz kayıp ağzımı araladığımda dili dilime değdi. Alt dudağımı sıkıca emdi, üst dudağı ağzımın içindeyken omuzlarına tutundum. Kalbim güm güm atıyordu. Eğer başka bir zaman böyle atsaydı kalp krizi geçirdiğimi düşünürdüm.

Dudaklarımı bırakıp dudağımın kenarından akan tükürüğü sildi başparmağıyla.

Sildiği yeri öptü sonra.

"Devam etmek istiyorum ama Balersiz değil." Beni üstünden düşürüp omzumu yasladı göğsünü. "Baler oradan çıktığında söz veriyorum bunu telafi edeceğiz. Gecenin sonunda sevdiğin gibi...zevkten ağlayacaksın. "dedi mırıldanarak. Ciddi sesi yüzümün yanmasına sebep olurken bir an bile kırpmadığım gözlerimi sıkı sıkı kapatmama neden oldu.

Güldüğünü duydum. Eğilip boynumu öptü. Öptüğü alana yaslanıp ben sakinleşene kadar bekledi.

"Uyu biraz oğlum. Baler'imiz uyandığında bizi böyle görürse üzülür. " Tişörtümün içine sızan soğuk eli ürpertse de bir süre sonra rahatlamama neden oldu. Karnımı okşuyordu.

Varlığını her şeyiyle hissediyordum. O buradaydı. Yanımdaydı, beni seviyordu. Ve Baler'i de seviyordu. Baler'in inandığının aksine seviyordu.

"Balım, uyan artık. " diye fısıldadım karanlık odaya. Uyansın ve mutlu olalım diye dua ettim sessizce.

Bera üstümüze örttüğü ince örtünün altından karnıma daha sıkı tutundu.

"Uyandı, hissediyorum. Duran kalbim atıyor çünkü. " dedi. Haklıydı, benim kalbim de atıyordu.

***
Baler canıyla cebelleşirken Bera ve Berat'ın öpüşmesine ne diyorsunuz? Kalpsiz bunlar...

Ben artık bir şey demiyorum.

İyi geceler...

İyi mi gerçekten geceler?

23.0424

VURGUN ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin