Perde Üç
Gidişler ve Beklenmedik DönüşlerGeçmeyi istemediğim kapı eşiğinin önünde öylece dikilirken dişlerimi alt dudağıma geçirdim. Şaşkındım,tuhaf geliyordu onları böyle görmek ama aynı zamanda da mutluydum. Birbirlerine şu an bile öyle sığınmışlardı ki benim hiçbir zaman sevdiklerime yakın olamadığım kadar yakın görünüyorlardı.
Gözlerimi Bilge'yi kollarının arasında sımsıkı tutan Bengi'den çekip yere diktim.
Dün gece aklıma gelen anlar içimi sızlatıyordu,aklımdan atabileceğim de yoktu ya sonuçta.Bununla yaşamayı öğrenmek zorundaydım.
Bengi Bera'nın canını okuduktan sonra tek istediğim ne olduğunu öğrenmekti aslında. Bilge anlattığında inanmamıştım evini yakanın Bera olduğuna. Psikopat diyordum ve canice şeyler yaptığına şahit de olmuştum ama bir kız uğruna böyle bir şey yapabileceğine ihtimal vermemiştim. Gidip ağzından duymak istemiştim.
İki şeyi birden ağzından duymak istemiştim.
Dün geceki sözleri beynimde yankılanıyordu.
Gerçeklerden sadece birini doğrulamıştı sözleri.'Babamla Berra'nın babası konuştu. Bu haftasonu istemeye gideceğiz.'
Yangını sormamıştım bile. Benim yangınım çok farklıydı.
Bilge'nin evi yanmıştı. Benimse yıllar önce olduğu gibi tüm dünyam alevler içindeydi.Dudaklarımın üstündeki kanla karışmış tadı hayal meyal hatırlarken gözlerimi kapattım. Sigara,soğuk ve Bera...
İlkti onu öpüşüm ve son...Dün gece Bilge saçlarımı okşayıp ne olduğunu anlatmam için yalvarırken bile ağzımdan dökülmeyen ismi yavaşça tekrar ettim dudaklarımı hareket ettirerek.
Bera...Çok zor geliyordu,düşündüğümden daha çok canımı yaktığı aşikârdı ama eninde sonunda geçerdi.
"Geçer mi?" diye fısıldadım kendi kendime. Geçmeyeceğini biliyordum. Baler geçmiş miydi ki o geçecekti? Küllenirdi yine de. Alevler eninde sonunda sönerdi.
Düşüncelerimden önünde durduğum odadan gelen ufak hışırtılarla sıyrıldım. Bengi yer yatağının üstünde,dizlerinin üzerinde doğrulmuş Bilge'nin üstünü örtüyordu. Sonra yanından kalktı. Yorgun bakan gözleri kızarık gözlerimi bulduğunda yüzünü belli belirsiz bir hüzün kapladı. Üzülüyordu. Belki de acıyordu bana.
Yanıma adımlayıp kapıyı arkasından çektiğinde ona bakmaya devam ettim. Bir şeyler demeliydim.
"Ben teşekkür edecektim ama ikiniz çok güzel sarılmış uyuyordunuz. Kıyamadım. " dedim çatallı sesimle. Dün sızıp kalmadan önce saatlerce ağladığım ve kendimi kapatıp konuşmadığım için boğazım yanıyordu.
Hiçbir şey söylemeden elini omzuma bastırıp destek vermek istercesine sıktığında gülümsemeye çalıştım. Yüz kaslarım beni zorlarken dudaklarımdaki kıvrımların eğreti durduğunu düşündüm.
"Bir şey daha...biraz önce babam aradı." Sesli söylemek için birazcık duraksayıp gözlerimi açıp kapadım.
Bengi zaten anlamıştı ortada dönen olayı o yüzden şimdi bu kadar zorlanmamın sebebini anlayacağını biliyordum. " Onun yani Bera'nın babası arayıp adet gereği tüm mahallenin gençlerinin isteme günü kız evinde olmasını istemiş. Her ne kadar aramız iyi olmasa da ve o da çok istemese de gideceğiz." Açıkça değişen yüzüne rağmen "Hatta Behran amcanın bile Bilge'yi zorlayacağına eminim." diye tamamladım."Bunun yapılacak bir şey olduğunu sanmıyorum Berat.
Bilge de kabul etmez zaten. Sen de gitmezsin olur biter. Hep birlikte dışarı çıkarız. " Konuşurken çattığı kaşlarına bakıp gülümsedim. Beni düşünüyordu. Ben bile beni düşünmüyordum ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN ||
ContoNeden böyle olduk? Paramparça, tuzparça... Birleştirmeye hiçbir yapıştırıcının gücü yetmeyeceği kadar kırıldık. Kırıklarımızla birbirimizi kestik.Kan döktük. Sonra birbirimizin kesiklerine ağladık. Senin canın benim için yandı, benim canım senin içi...