Belki de Aşık Oldun Bizsizliğe

266 17 38
                                    

Perde 9Saf Arzu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Perde 9
Saf Arzu

Baler

Akan suyun sesi artarken kırmızı ciltli,kalın defterimi duvar köşesindeki masanın üzerine bıraktım ve pencere pervazına yaslandım. Bera'nın kapattığı gözlerini aralayıp uzun kıvrık kirpiklerinin ardından bana bakışına karşılık verdim.

Yatağın kenarında oturmuş, suçluluk dolu yüzünü saklamaya çalışıyordu benden ama onu bir hastadan ziyade sevdiğim insan olarak tanıyordum. Her şeyini, her detayıyla biliyordum.

"Kendini kötü mü hissediyorsun? " dedim ama bu bir soru değildi;ben kötü hissettiğini biliyorum ne olduğunu anlat, demek istiyordum. Yaslandığım kalın pencere pervazına oturup dudaklarını yalayışını izledim. Elleri titriyordu. Ne cevap verirse versin Eflak geldiğinden beri sinirini kontrol etmekte güçlük çekiyordu. Psikoterapi ve farmakoterapiye başladığımız zamandan bu yana kademe kademe azalan krizleri ve krizlerinin şiddeti yeniden artmaya başlamıştı. Bana, Berat'a ve hatta neredeyse iki aydır bizimle her fırsatta yan yana olan Eflak'a bile zarar vermiyordu ama içten içe kendini yiyip tüketiyordu. Bu bana doğru gelmiyordu. Apayrı bir insan, bir yabancı, geleceğimizde olma ihtimaline zerre inanmadığım biri için böyle hissetmesine deli oluyordum.

"Dürüst mü olayım yoksa yalan mı söyleyeyim? " dedi. Titreyen ellerini bacaklarının arasına kıstırıp benden gizledi. Sanki bilmiyordum, sanki farkında değildim ne halde olduğunun.

"Bera senin yalanların bile benim apaçık okuyabildiğim kitaplar gibi. Benim alanım bu. Ben senin sadece yüzüne bakarak ne hissettiğini görüyorum, ne istediğini biliyorum keza neyi istemediğini de ama bana anlatırsan kendine de anlatmış olursun. Seni yargılamam. Sana kızmam, bağırmam. Biliyorsun. Benim tedavi ettiğim bir hasta değilsin sen,aslında bunu terapilerimizde söylememem gerekiyor çünkü... " Gülümsedim, karşımda esmer yüzüne yakışan bembeyaz dişlerini göstererek bana gülümserken duramazdım öylece. Profesyonellik, meslek, şu, bu umruma gelmezdi.

"Çünkü... Burada senin için sadece bir psikolog olmalıyım, maalesef olamıyorum işte."

"Gönül bağı devreye giriyor. İki insanın kalbi bağlı olunca sevgiliden başka bir şey olamıyorlar balım. " dedi ayağa kalkarken. Bacaklarımı aralayıp vücuduma yaslandı.

"Ve o gönül bağı senin ruhundaki her şeyi bana aktarıyor. Sen huzursuzsan ben de öyleyim, sen mutsuzsan ben de mutsuzum. O yüzden yalana gerek yok Bera'm. Göğüs kafesinin içinde yankılanan neyse... " Alt dudağındaki minik beni okşadım. "Ağzından dökülen de o olsun. "

"Ben Eflak'a vurdum Baler. " dedi bir çırpıda, yüzünü benden saklayarak. Şaşırsam da devam etsin diye başımı aşağı yukarı salladım. "Vurmadım aslında, sadece ittirdim. Sırtı masaya çarptı. Canını yaktım. Pişman değilim, bana kötü hissettiren şey, senin benim için verdiğin onca emeği boşa çıkartmış gibi düşünmem. Eski o şiddet yanlısı, eli kandan çıkmayan, vücudu yaralarla gezen insan olmamalıyım. Sırf senin için ve Berat için de. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VURGUN ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin