Derinse Derin Değilse Lafügüzaf

1.3K 78 33
                                    

                                        Perde 2

                       Belki Başka Bir Adam

Ellerimdeki yapış yapış sıvıyı battaniyeye bularken kaşlarımı çattım. Gerçekten salaktım. Ben kim,maket yapmak kimdi? Hayır bir de salak gibi kanepenin üstünde yapmaya çalışıyordum,şimdi elime bulaşan tüm tutkal kanepeye ve battaniyeme de bulaşmıştı.

Kaşlarımı çatıp hızlıca ayağa kalktığımda kapı alacaklı gibi çalıyordu.

Yine tüm Karadeniz sonbaharın etkisi altına girmiş,her yer yağmur çamur içindeydi.

Kim gelirdi ki bu saatte? Hangi akıllı dışarı çıkardı şu havada?

Ellerimi havada tutarak karanlık koridordan geçip dış kapının önünde durdum.

"Kim o?" Sesim hafif titreyerek çıktığında kaşlarımı çatıp boğazımı temizledim.

"Benim." diyen sesi tanıyamamak ise içimi ürpertmişti.
Saat gece 2'ye geliyor olmasaydı bu kadar korkmazdım ama gecenin bir yarısı kapıma biri dayanınca ister istemez endişelenmiştim.

"Benim derken,kimsin işte?"diye üstelediğim zaman benim yaptığım gibi kapının diğer tarafındaki de boğazını temizledi.

"Berfu'nun abisiyim. Açsana lan şu kapıyı. Götüm dondu burada."

Berfu dediğinde dank etmişti kafama. Kapının iki sürgüsünü birden zar zor açıp kapıyı araladığımda siyah gözlerine dökülen siyah kirpiklerinin yağmur damlalarıyla ıslandığı çocuk hızlıca içeri girdi. Siyah kıvırcık saçlarından aşağıya sular damlıyordu.

Hâlâ ellerim havadayken kapıyı omzumla itip çarpmasına neden oldum.

"Hassiktir,yanlış bir zamanda geldim sanırım." diye mırıldandı ellerime bakarak.

Kaşlarımı kaldırıp ne dediğini anlamak için ellerime baktım. "Ne yanlış zamanı?"

"Hayır bari devam etseydin işine ya da ellerini yıkasaydın..." deyip muzipçe sırıttı. Kıpkırmızı ince dudakları yamukça kıvrılmıştı. Nokta şeklindeki derin gamzesi dudağının yukarı kaydığı yanağında çukurlaşmıştı.

Gözlerine bakmaya devam ederken ne dediğini anlayıp iç çektim.

"Tutkal yalnız bu. Şuna bak,sapsarı. Hiç meniye benziyor mu?" Gözlerimi devirdiğim zamanda ise kahkaha attı.

"Kardeşimin maketini cidden yapıyordun yani."

"Tabi ki yapıyordum. Hayırsız bir abisi varmış, yardım etmeyi reddetmiş,bir de üstüne 'Bana ne!' diyerek annesini azarlamış. Tanıdık geldi mi o abi sana?" diye sordum ama cevaplamasına fırsat vermeden "Evet,bana da tanıdık geldi." diye homurdanıp kısa holden banyoya geçtim. Hâlâ dikiliyordu orada Berfu'nun abisi.

"Oturma odası hemen karşıda. Oraya geç." diye seslendiğimde hareketlendi. Elimdeki tutkal geçene kadar birkaç kere yıkayıp oturma odasına girdim adını henüz bilmediğim çocuğun arkasından.

Gözlerini etrafta dolaştırıp bana döndüğünde göz kırptım "Ne var anlamında?"

"Annem 'Çok tertipli,düzenli bir çocuk,kızım olsa verirdim Berat'a. Sen de eşek kadar adam oldun kendi yatağını toplamıyorsun.' diye kızdı bana evden çıkarken. Daha doğrusu ben çıkmadım evden,canım anam beni terlikle kovaladı." diye homurdanıp iki elini birden açıp kanepelerin üstüne ve sağa sola dağılmış karton ve mukavva parçalarını gösterdi.
"Anlatılan kadar tertipli düzenli değilmişsin,bunu anneme göstermem lazım. "

VURGUN ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin