Biz Olduk Hem Dost Hem Düşman

582 42 77
                                    


Perde 3
Sigara Yanığı

Baler

"Emrin olur güzelim."

"Benim de güzelim o. "

Kapanan kapının sesiyle kafamı, başka birini ya da kısa bir süre önce beni de korkutacak ,şu ansa bana sadece küskün çocukları andıran adama çevirdim. Asık suratıyla belini masaya yaslamış yeri izliyordu ve bir şeyler düşünüyordu.
Koyu renk kaşlarını çatmıştı.

"Eğer kıskandıysan sen de güzelim olabilirsin." dedim sinirlendirmek için. Derdinin Berat olduğunu biliyordum.Asıl kıskandığının o olduğunu bilmek için de dâhi olmaya gerek yoktu çünkü onu seviyordu,bana karşıysa nefretten başka bir şey hissetmediğini görebiliyordum.Sadece böyle masum masum durması ona yakışmıyordu, aslında yakışıyordu ama o böyle dururken ben ne yapacağımı bilemediğimden dikkatini kendime çekiyordum.

Yeşil gözleri suratımda gezinirken tüm ağırlığımı verdiğim için ağrıyan tek ayağımı kaldırıp tezgahın ıslak olmayan kısmına oturdum.

"Seni mi kıskanacağım?" dedi yaslandığı yerde doğrulup aralık bacaklarımın arasına girmeden önce. "Neden seni kıskanacakmışım ki?"

Böyle cesur cesur konuşmasına rağmen gözleri asla gözlerime değmiyordu. Saçlarıma, alnıma, hatta kirpiklerime bile bakıyor ama gözlerime bakmıyordu. "Bilmem, 'Aşık olmam. ' dedin ama belki de çoktan aşık oluyorsundur bana. Hım, ne dersin?" Konuştuğum bir iki saniye boyunca dudaklarıma kayan gözlerini sakince açıp kapattı.

Dudaklarını hafifçe araladı ama tek söz etmeden geri kapattı.

Bacaklarımın arasından çıkmadan kendini birazcık geriye çekti. Tezgahın üzerindeki sigara paketine uzanıp içinden bir dal sigara aldı. Kemikli elleri sabahki gibi titremiyordu. Dudakları arasına yerleştirdiği sigaranın ucunu dikkatli hareketlerle tutuşturup yeniden yaklaştı.

İlk çektiği dumanı yüzüme doğru bıraktı, normalde nefret ettiğim koku; içtiğim zamanlarda üstüme sinmesin diye günde on kere duş almama neden olan koku sırf Bera yüzünden beni cezbediyordu.

"Peki güzel miyim ki güzelin olayım? " deyip tamamen alakasız bir soruyla cevap verdiğinde parmaklarımı yüzüne doğru uzattım. Benimkine çok benzeyen yüzüne... Güzeldi; kemerli burnu, kırmızı dudakları, siyah kaşları ve sinirlendiğinde koyulan yeşil gözleriyle güzeldi. Benim gibiydi.

Elimi havada yakalayıp parmaklarımı avucunun içinde kıstırdı. "Temas yok. " dedi diğer elinde tuttuğu zehri dudaklarına yaklaştırmış içine çekerken. " Sadece ben istersem... "

"Öyle bir şey yok..." Tezgaha yaslı duran diğer elimi ensesine atıp yüzünü yüzüme milimler kala durdurduğumda dudaklarında soğuk bir gülümseme belirdi. Gözlerine yansımayan bir gülümsemeydi bu, onu deli gibi gösteren bir tebessüm...

Sonra dudaklarına uzandım.Neden yaptığımı, sözde nefret duyduğum bir insana neden bu denli çekildiğimi bilmiyordum.Yine de onun dediği olmayacaktı.

Beni itmedi. Uyum sağlayıp alt dudağımı sıkıca kavradı dudaklarıyla. Öpüyordu ama öpmekten ziyade işkence ediyordu, hırsını incecik deri parçasından çıkarıyordu.
Yavaşlasın diye dilimi dudaklarının arasına ittirdiğimde dişleriyle yolumu kesti. O sırada dudaklarının arasında olan üst dudağımda ve kolumda hissettiğim yoğun acıyla geri çekilmeyi denedim.

Dudağıma kenetlediği dişleri daha da hırsla etime gömüldü. Sıcak kan ağzıma dolarken kolumdaki yanma hissi gözüme dolan yaşların ve burnumun akmasına neden oldu.

VURGUN ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin