Zarar Ziyan Döküldü Ortaya

807 54 55
                                    


Perde 3
Dildâr ve Ay Çöreği

Bugün de,dün gece boyu uyuduğum sadece bir saatlik uykuyla yetinmek zorunda olduğumu Baler'in yeniden belime sımsıkı sardığı koluyla anladım.

Eczaneden geldikten sonra yemek yemiştik, sonra ben kanepenin en sevdiğim köşesine oturmuştum. Baler ise dizleri dizlerime değerek karşıma oturmuştu.Kafasını göğsüme yaslayıp beklemişti, gece uykum geldiğine kanâat getirene kadar o şekilde kalmasına izin vermiştim. Kalkmasını için seslendiğimde sulanmış yeşillerini yüzüme dikmişti.

'Senin yanındayken sadece göğsüne kafamı yaslayıp kalbinin atışlarını dinlemek istiyorum. Dünya üzerinde aşk uğruna yazılmış dört milyar şarkı var ama herhangi biri şu ritmik ve tekdüze ses kadar melodik gelmez kulağıma.' demişti.

Yorgunluğumu anlayarak kalkmama izin vermişti sonra, yatağa girdiğimde de göğsüme kıvrılmıştı.

Sürekli sarılıyordu ve boğulduğumu hissediyordum. Sadece yüzüme çarpan gurursuzluğum ve onu bu kadar çabuk kabullenmiş olduğum gerçeğini içten içe bilen yanımın yanında bedenim de sıkılıyordu.

"Boğuluyorum Baler." diye mırıldandım. Sesimi duymasını istesem de huzurlu uykusundan uyansın istemiyordum. En azından birimiz rahat olsundu.

"Ben de sensizken boğuluyordum dildârım."diye karşılık verdi.

Bu eski Baler'di. Uykusu hafifti. Yanında mırıldansanız dahi uyanırdı o. Bir insan altı yıla yakın bir zamanda nasıl hiç değişmeden kalırdı ki?

Sanki sen çok mu değiştin Berat?
'Haklısın hiç değişmedim, hiç değişmedin. '
diye yanıtladım içimdeki sesi.

Ben değişmemiştim, Baler'in de hâlâ eski Baler olduğu ortadaydı. Biz aynıysak neden böyle hissediyordum. Dağınık, paramparça ve uzak...

"Dildâr..?"

O bana dildâr derdi, ben ona gönlümün tek sahibi derdim. Artık dildâr'ım değildi.

Yeniden uykuya daldığını fark ettiğimde kollarından kurtulup yatağın içinde dizlerimin üstünde oturdum.
"Beni uyutmadın, sen de uyuyamazsın. " diye homurdandım ellerimi çıplak karnına götürürken. Parmaklarım ileri geri hareketlendiğinde uykulu gözlerini araladı. Dudakları aralanırken nefes alamazmış gibi bir ses çıkardı. Büyük yatak odamı doldurdu şuh kahkahası. Gülen yüzü o kadar güzeldi ki bir an parmaklarım hareketlerini kesti. Gülerken kıstığı koyu yeşillerine ve kırmızımsı dudaklarına sırayla düşerken bakışlarım, altına aldı beni.

"Kurban olurum senin canına. " Kulağımın dibinde mırıldanırken boynuma kapanan sıcak dudaklarıyla koluna tutundum. Bu hissi özlemiştim. Kendimi güvende hissetmeyi,birine aitmişim gibi hissetmeyi özlemiştim.

Kulağımın altından köprücüklerime kadar inen öpücüklerine izin verdim. Dudaklarını son bir kez yutkunduğumda hareket eden çıkıntıya bastırıp gözlerime baktı.

Öyle bir derindi ki gerçekten boğuluyorum sandım. Başucu lambasının turuncu ışığında turunculaşan yeşil gözlerinde yanabilirim sandım. Gözlerimi kırpıştırıp etkisinden çıkmaya çalıştım ama başaramadım.

Nefesi nefesime karıştı. Dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdu. Geldiğinden beri ilk kez öpmeye yeltenmişti.

Alt dudağımı emerken hiç düşünmeden karşılık verdim. Dilim dudaklarının arasından içeri sızarken inledi. Üst dudağını yalayıp avuç içimi dudaklarının zıttı, soğuk yanağına yasladım.

VURGUN ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin