8-) Izdırap Veren

198 10 5
                                    

İyi okumalar ♤

Izdırap veren tam üzerime atlayacaktıki kapı kapandı. Gözlerimi açtığımda yarısı sıkışmış ölü ızdırap verenle karşı karşıyaydım. Bu nasıl olmuştu, kapı nasıl kapanmıştı hiç bir fikrim yoktu ama gülümsedim ölmemiştim.

Sonra kafamda bir ses yankılandı "Sana birşey olmasına asla izin vermem abicim." abim miydi beni kurtaran. Demek ki ona birşey olmamıştı ve beni izliyordu buna mutlu olmuştum. Belki beni duyuyordur düşüncesiyle "Teşekkür ederim abicim, iyiki varsın." dedim belki bunu yapan o değildi ama olsundu ben abimin yaptığını düşünecektim.

Çok yorulduğum için sarmaşıkların altına girdim ve orda uyumaya başladım rahat olmadığım için gün doğumuna karşı uyandım yatağımda olsaydım bir gün uyuybilirdim ama şimdi sırası değildi.

Izdırap verenin yanına gittim ve yanıp sönen bir şey gördüm onu çıkartmam gerekiyordu bu yüzden bacağını koparttım ve o yanıp sönen makineyi aldım.

Bu neydi hiçbir fikrim yoktu ama birşey bulmuştum ve bununla çıkışı bulacaktım. Mutlu mutlu Kayran'a yürümeye başladım. Kayranın önüne geldiğimde kapılar hâla kapalıydı beklemeye başladım ve biraz zaman geçtikten sonra kapılar açıldı. Minho ve Newt'i karşımda görmemle onlara doğru koşup ikisine beraber sarıldım. "Umarım dersinizi almışsınızdır." dedim ve güldüm.

Newt "Delisin kızım sen hiç akıllanmayacaksın değil mi?" dedi cık diye bir ses çıkardım. Minho hiç konuşmuyordu sadece sımsıkı sarılıyordu. Newt "İçeride neler olduğunu hemen anlatıyorsun."dedi.

"Newtciğim ilk önce odama gidip bir duş alıcağım Tavanın orda görüşürüz." diyip yanlarından ayrıldım. Newt'in "Hiç bir zaman akıllanmayacak." dediğini duydum onun üzerine Minho "Onun bu hallerine bayılıyorum."dedi "Bize bayılıyormuş Dianacığım" şahsen iç sesciğim bende benim gibi birine bayılırdım. Minho'nun bu dediğini duymamış gibi yaptım ama beni çok mutlu etmişti.

İşlerimi hallettikten sonra Tava'nın yanına gittim. Newt, Minho, Thomas, Alby ve Tava beni bekliyordu. Masaya oturdum ve Tava'nın önüme koyduklarını yemeye başladım. Çok acıkmıştım meraklı ifadelerle bana bakıyorlardı. "Dia anlatıcak mısın artık?" dedi Newt.

Elimle bir dakika dedim ağzımdakini bitirdikten sonra "Şimdi labirente girdikten sonra biraz yürudüm amacım ızdırap verenlerden bir tanesini üstüme çekmekti bu yüzden çığlık attım. Amacıma ulaşmıştım. Beni kovalamaya başladı galiba 2 saat koştum öyle, sonra bir labirentin kapısını kapanırken gördüm ve oraya doğru koştum ve ızdırap verenin oraya sıkışmasını sağladım." dedim. Bana şaşırmış ifadelerle bakıyorlardı "Nasıl yani sen ızdırap veren mi  öldürdün" dedi Minho. "Oraya girmemdeki amaç oydu zaten hem niye bu kadar şaşırıyosunuz ki." dedim bir yandanda yemeğimi yiyordum. Rahatlığımamı şaşırıyorlardı hâla anlamamıştım.

Onlara bilerek yalan söylemiştim. Birinin beni kurtardığını bilmemelilerdi öyle hissetmiştim. Aslında ben öldürmemiştim ızdırap vereni abim öldürmüştü yani galiba.

"Neyse konumuz bu değil beni iyi dinleyin. Izdırap verenlerin içinde bir alet varmış onu getirdim odada duruyor şuanda bu bizim çıkış biletimiz olabilir bu yüzden Minho'yla labirente giricez."dedim Minho kafasını salladı.

Alby "Diana bizim çıkış biletimiz olucaksın galiba." dedi ve güldü. Thomas "Yarın bende labirente girmek istiyorum." dedi herkes ona garip garip bakarken, "Tamam sende gel." dedim şimdi garip garip bakılan bendim. Thomas'in gelmesi iyi olurdu çünkü onda da bende olan birşey vardı ve ona karşı duyduğum bir sıcaklık vardı.

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin