23-) Prensesim

113 7 14
                                    

İyi okumalarrr ☆☆☆

Thomas

Resmen varlığım unutulmuştu. Hepsinin yüzüne teker teker baktım. Hiç biri bana bakmıyordu. Tamam hata yapmış olabilirdim ama herkes ikinci bir şansı hak eder. Ben söylemişim gibi davranıyorlardı halbuki Teressa söylemişti ben söylememiştim. "Arkadaşlar bende gelicem. Diana'ya karşı bir hata yaptım ve  bunu telafi etmek zorundayım." dedim kendimden çok emindim gidicektim. Newt'in yüzüne baktım gülümseyerek "Haklısın dilemen gereken bir özür var." dedi kafa salladım ve gülümsedim.

Minho "Thomas sana güveniyoruz ama Teressa'yı görünce bir şey yapamamandan korkuyoruz." dedi bu yüzden mi beni dışarıda bırakmışlardı. "Size söz veriyorum. Öyle birşey olmayacak." dedim Minho gülümsedi ilk defa bu kadar yakın davranıyordu kendisi gibiydi. Galiba Diana'dan haber almak ona iyi gelmişti. Vince "Tamam o zaman Thomas'ta gidiyor." dedi sonra plan yapmaya başladık.

Alex

Güvenli bölgeye isyanın yerini atmıştım. Umarım Maya yakalanmadan bizi kurtarırlardı. Kapının açılmasıyla düşüncelerimden kurtuldum. Janson "Alex bugün nasılsın." dedi dik dik bakmaya başladım. "Onu geç Janson ne zaman kardeşimi görücem." dedim "Ava ne zaman isterse." dedi. Ava ha o kadından nefret ediyordum.

Ava annemin en yakın arkadaşıydı. Kendi çocuğu olmadığı için bizi çocuğu sayardı. Taki virüs ortaya çıkıncaya kadar. Annemi denek olarak kullanmıştı ve annem labirentte ölmüştü. Onun yüzünden. Bizi ilk başlarda kandırmıştı bu yüzden onun yanındaydık, gerçeği öğrendikten sonra isyana ihanet etmeye başladım. Bu gerçeği hiç bir zaman kardeşime söylemedim. Söylemediğim halde Ava'dan nefret ediyordu.

"Ava'ya söyle kardeşimin yanına götürsün beni." dedim gülerek yüzüme bakmaya başladı "Hadi ama seni tanımayan kardeşini ne yapıcaksın." sinirle yüzüne bakmaya başladım "Düşünsene seni tanıyınca sevmiyormuş." bağlıydım ama ayağa kalkabiliyordum. "Janson düzgün konuş bak ip mip dinlemem." dedim bu iplerden bir çok kez kurtulmuştum tekrar yapardım. İpleri çözdüğüm için karşılığınıda almıştım bir kaç yumrukla. Pek umrumda değildi sadece Diana'yı görmek istiyordum. Ailemizden tek ikimiz kalmıştık birbirimizden başka kimsemiz yoktu.

"Alex düzgün durursan söz veriyorum kardeşini görmeni sağlıyacağım." dedi "Artık nasıl bıktırdıysam adam söz bile verdi amk" yapıyoruz bu sporu iç ses. Geriye çekildim ve yere oturdum. Kanımı almalarına izin verdim onlar gittikten sonra önümdeki yemeği yemeye başladım.

Diana

Bir gündür hiç odaya girmemiştim çok yorgun ve halsiz hissediyordum. Herşeye rağmen bana işkence etmeye devam ediyorlardı şuan ise Ava'ın yanına götürülüyordum. Buralarda dolaşırken bazı yerleri öğrenmiştim. Askerkerle bile uğraşıyordum. Hiç biri emir almadan birşey yapamıyorlardu ve bu eğlenceliydi. "Artık burda kalmaktan kafayı sıyırmış olabilir misin?" olabilirim iç sesciğim "Normal davranıcak mısın?" tabikide hayır "Kızım her gün canımızı yakıyorlar herşeye rağmen nasıl bu kadar mutlu olabiliyoruz?" tertemiz delirdik iç ses ve acılarımızı şakaya dökünce daha çekilebilir oluyor.

İç sesimle konuşurken Ava'nın odasına geldiğimi fark etmemiştim bile bana bakıyordu "Ne var Ava?" dedim bu kadından bıkmıştım "Sana bir süprizim var" dedi ne saçmalıyordu "Ava sen iyi misin kafan falan güzel herhalde. Lan ben burda acı çekiyorum sen süprizden bahsediyorsun?" dedim gülümsedi "Beni bi dinler misin Diana?" dedi "Ava seni dinlemek falan istemiyorum. Dinleyincede bir bok olmuyor geçirdiğim iki haftadır boş laflarını dinliyorum." dedim kafasını iki yana salladı. Arkamdaki askerlere işaret yaptı ve bulunduğum odaya götürülmeye başladım.

Odanın kapısının önüne geldiğimde askerlere "Ya bu kadar sert davranmasanız mı? Acıtıyorsunuzda." dedim sizce beni dinliyorlar mıydı tabiki hayır. Odanın kapısını açtılar ve içeriye attılar çok ciddiyim bildiğin çöp gibi atıldım. "Burdan kurtulunca hepinizin ağzına teker teker sıçacığım. Hem ayrıca şu ellerimide çözün." bunların hepsini işaret parmağımı sallayarak yapmıştım. Kapıyı yüzüme kapattıklarında "Çıkartmazsanız çıkartmayın ben çözebiliyorum ki eğer beni hafife alıyorsanız içinizden geçerim." diyerek bağırdım. Halsiz ve yorgun olabilirdim ama bu onlara kızmayacağım anlamına gelmez. Düşüncelerimi arkamdan gelen gülme sesleri kesti.

Ayağa kalktım ve arkamı dönmemle şoka uğradım. Ava'nın süpriz dediği şey bu olmalıydı. Ben şaşkın şaşkın abime bakarken abim gülüyordu. "Hiç değişmemişsin prensesim" dedi. Aklıma Teressa'yla olan kavgamızdan sonra beni almaya geldiği an aklıma gelmişti. O zamanda bana prensesim demişti gülümsedim. Yaklaştı ve hemen bana sarıldı anın şokuyla bir an duraksasam da bende sarıldım. "Bu anı ne zamandan beri hayal ediyorum biliyor musun sen." dedi "Ne zamandan beri abiciğim" dedim "Abiciğim diyen diline kurban." dedi güldüm.

Bir süre öyle kalmıştık. Ayrıldıktan sonra ellerimi yıkamaya tuvalete gittim kapıdan abimle konuşuyordum. Kapı açıktı ve onu görebiliyordum. "Abi" dedim "Efendim güzelim." dedi "Beni kurtaran sen miydin?" dedim gözlerini kıstı "Neyden bahsesiyorsun anlamadım." dedi "Ya hani ben gece labirentteydim peşimde ızdırap veren vardı. Düştüm tam üstüme atlıyacakken duvarlar kapandı. Bunu sen yapmadın mı?" dedim kafasını iki yana salladı.

"Sen labirente girdiğinden beri labirent görüntülerine bakmaa izin vermediler. Başka bir labirentle ilgileniyordum." dedi kaşlarımı çattım "O zaman beni kim kurtardı." dedim kafasını iki yana salladı "Bilmiyorum. Maya yapmış olsa bana söylerdi." dedi. Bunları konuşurken ellerimi yıkamıştım tuvaletten çıkıp abimin yanına ilerledim.

Duvar kenarına yaslanmış oturuyordu. Yanına gittim oturunca "Çok garip." dedim abim sorar gözlerle bakmaya başladı "Durumumuza baksana hiç bir şey hatırlamıyorum ama kalbim seni sevmeyi hiç bırakmamış gibi." dememle gülümsedi. "Biliyor musun, beni sevmezsin diye çok korktum. Şuan burda yanımda olman o kadar güzelki." dediğinde gülümsemiştim.

Kafamı onun omzuna yasladım. Biraz zaman geçtikten sonra "Diana birşeyler hatırlıyorsun ya neleri hatırlıyorsun?" diyerek sordu. Cevaplıyacaktım ama çok uykum vardı.  gözlerime engel olamıyordum "Abi sonra konuşsak olur mu? Çok uykum geldi." demiştim sonrasını uyku sersemi hatırlamıyorum.

Sabah

Uyandığımda yataktaydım abim beni buraya taşımış olmalı diyerek düşündüm. Abime baktığımda hâla uyuyordu. Yüzünde yaralar vardı onları sormalıydım. Dün çok yorgun olduğum için hiç bir şey konuşamamıştık. Eminim onunda bana soruları vardı.

Düşünürken aniden kapı açıldı. Janson ve askerler içeri girdi. Janson "Diana hadi" dedi gelmemi bekliyordu fakat benim yataktan kalkasım yoktu. "Janson bugün çok yorgunum yatmak istiyorum defol git." dememle "Diana'yı alın." dedi askerlerine bana yaklaştıkları anda abim "Durun onu götüremezsiniz." dedi.

Janson gülmeye başladı. "Alex düzgün dur yoksa kardeşini görmene bir daha izin vermem." dedi bu sefer gülen abimdi "Bütün herşeyi Ava ile yapıyorsunuz. Ava izin vermez ve sende göt gibi kalırsın." dedi nasıl bu kadar emindi izin vermiyeceğinden merak etmiştim. Askerler beni kollarımdan tuttular "Bana bak beni bırak yorgunum diyorum." dememle Janson "Diana geliyor musun abine zarar mı verelim." dediği anda sinirlerim tavan yapmıştı.

"Beni tehdit etmenden, senden ve isyandan nefret ediyorum. Bir gün herşey tersine dönücek ve bende o zaman sana acımıycam." dedim abim "Diana bana birşey yapamazlar, gitme." demişti gitme kelimesini öyle içten ve korkarak söylemişti bu yüzden buruk bir gülümseme yolladım "Abi sana birşey olmasına izin veremem. Söz veriyorum gelicem."dedim. Galiba böyle bir şeydi sevdiklerini korumak, canını ne kadar çok acıtsalarda sevdiklerin için her şeye katlanmaktı.

Umarım beğenirsiniz bu aralar filmle alakası olmayan bölümler yazıyorum.

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin