İyi okumalar
Diana
Sabah olmuştu aynı odada durmaktan sıkılmıştım hareket bile etmeme izin vermiyorlardı arada bir oturuyordum o kadar. Acaba George napıyordu abimle konuşmuş olabilir miydi. Kapının açılmasıyla gelen kişiye baktım abim gelmişti üstünde ise önlük vardı. Koşarak yanıma geldi ve sarıldı ben ise hâla şok olmuş bir şekilde oturuyordum. "Beni özlemedin mi? Niye sarılmıyorsun." dedi gülümsedim ona sımsıkı sarıldım "Ya salak mısın kafayı yedim sana birşey oldu diye." dedim bu sefer gülen oydu. Çekilirken sessizce "Sana herşeyi anlatıcam." dedi.
Abim çekildikten sonra Ava "Diana umarım mutlusundur." dedi son yaşanan şeyden sonra nasıl gözlerime bakıyor bu kadın "Benimle bir daha konuşma ve defol git." dedim abime baktığımda kaşlarını çatmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Diana herşeyi abine sorabilirsin ve böyle davranma lütfen." dedi
Abim "Abicim neler oluyor?" diyerek sordu. Nefretle Ava'ya baktım "Abi bu kadın hafızamı sildiği yetmezmiş gibi kendi üzerine alınarak bana geçmişimi anlattı. Senin anlatman gerekirken geldi bu bana herşeyi anlattı." dediğim anda "Ava bunu yapmış olamazsın. Ben anlatmalıydım." dedi kafasını iki yana salladı ve devam etti "Ava teyze olsaydı bunu yapmazdı ama Ava yapar. Çok değiştin ve bu yüzden senden nefret ediyorum." dedi
Gerçekmiş o benim annemin yakın arkadaşıymış yalan söylememiş. "Çocuklar gerçekten üzgünüm umarım beni affedersiniz." dedi çıktı gitti abim yanıma geldi ve bana sımsıkı sarıldı. "Keşke sana sorduğunda anlatsaydım özür dilerim anlatmadığım ve yanında olamadığım için." kafamı iki yana salladım "Senin suçun değildi abi hepsi onun yüzünden. Şimdi herşeyi anlatırsan sevinirim." dedim.
"Tamam herşeyi anlatıcam. Babamız yani Daniel bizi terk etti sen daha çok küçüktün bu yüzden babamı hiç hatırlamıyorsun. Niye bizi bırakıp gitti hiç bir fikrim yok. Tek bildiğim şey onu affetmiyeceğim." dedi biraz duraksadı herhangi bir duygu hissetmem gerekiyor mu bilmiyorum ama baba denilince kalbime bir şey olmuyor herhangi bir kelimeymiş gibi.
"Annemiz Lily sahip çıktı bize gayet güzel bir işi vardı bilim insanıydı bu yüzden hiç geçim sıkıntısı çekmedik. Ava'ylada oradan arkadaşlardı. Ava gerçekten böyle biri değildi virüs çıktığı zaman gözünü hırs bürüdü ve annemi labirente yolladı." gözlerim fâl taşı gibi açıldı. "Abi hafızasınıda sildiler mi benim gibi." dedim abimin gözlerinden kırgınlık geçti ve kafa salladı. Kızların kaderleri annelerinkine benzermiş derlerdi doğruymuş bende onun gibi labirente girmiştim.
"Labirente ızdırap verenler tarafından öldü." bunu derken sesi titremişti ve gözleri sulanmıştı. Annemin öldüğüne üzülmüştüm ama annemle olan hiç bir şeyimi hatırlamıyordum. Annelik duygusuda buna dahildi. Anne deyince herhangi bir şey canlanmıyordu.
Anneme üzülemediğim için üzüldüm. Aslında kendime üzülmüştüm. Abimse bana yaklaştı ve sarıldı "Kendini nasıl hissediyorsun?" diyerek sordu. "Gerçeği söylemeli miyim?" dedim kafa salladı "Abi ben annemi hatırlamıyorum ona üzülemiyorum. Anne deyince kafamda bir şey canlanmıyor. Geçmişimi hatırlasaydım böyle olamayacaktı." dedim kafasını yere eğdi "Üzgünüm kardeşim, eğer ben hafızanı silmeseydim annemi hatırlardın." dedi elimi omzuna koydum "Abi saçmalama sen silmeseydin başkası yapıcaktı zaten. Kendi isteyinle yapmadınki zorunda kaldın Ava yaptırdı her şeyi bütün suçlu o. Lütfen kendini suçlama." dedim gülümsedikten sonra ayağa kalktı.
"Neyse senin şu ellerini kollarını çözelim." dedi ve ellerimi kollarımı çözdü. "Abi senin üstünde neden önlük var." diyerek sordum "Seni görmek için Ava'ya yardım edeceğim onunla anlaşma yaptık sadece seninle ilgilenicem. Kısacası sana kötü birşey yaparlarsa engel olmak için burdayım. Her şey seni korumak için." dedi gülümsedim kulağıma yaklaştı "Arkadaşların burayı bulmuş olmalı. Eğer ben dışarıda rahat dolaşırsam onlara yardım edebilirim böylelikle kaçabiliriz." dedi. Gayet mantıklıydı. Abim yanımda olduğu için mutluydum ve güvende hissediyordum.
"Abi Maya nerede?" dedim "O hâla kaldığımız oda da yanına gitmeliyim kafayı yemiş olabilir." dedi ve güldü bende dediğine gülmüştüm. "Abi ben bi haltlar yedim." dediğinde bıkkınlık ifadesiyle yüzüme baktı "Bir insan hiç mi değişmez. Neyse ne halt ettin." dedi "George diye biri var belki biliyorsundur o seni tanıyor. Onu bizim tarafımıza çektim. Oda kaçmamızda yardım edicek ve beraber kaçıcaz." dedim gözlerini kocaman açtı.
"Nasıl becerdin benim tatlı kardeşim." dedi bu dediğine gülerek cevap verdim. "George'un kardeşi var Brenda onu tanıyorum. George'a seni Brenda'ya götürürüm dedim oda kabul etti." abim gülümsedi "Kızım sen burdaki insanlarla sohbet mi ediyorsun nerden anladın Brenda'nın abisi olduğunu." dedi göz devirdim "Abi oturup sohbet etmiyorum herhalde çok benziyorlardı birbirlerine o yüzden onunla konuştum." dediğimde kafa salladı.
"Neyse Diana benim gitmem lazım. Maya'ya bakıcam. George'u bulursam onunla da konuşurum. Dikkat et kendine ve burda otur hiç bir yere ayrılma benim için tamam mı?" dedi gülümsedim "Tamam burada dururumda hemen gelmeye çalış çok sıkıcı burada durmak." dedim. Abim kafa salladı ve çıktı.
Maya
Uyandığımda etrafıma bakındığımda Alex'i göremedim ve "Alex" diyerek seslendim. Yoktu neredeydi sonra akşam olanlar geldi aklıma Ava'yla konuşuyir olmalıydı ve bana haber vermeden gitmişti. Ona sinirlenmiştim ve gelince ona kızmayı kafamın bir köşesine yazdım.
İki saat geçmişti ve hâla gelmemişti neredeydi acaba başına bir şey mi gelmişti. Sakin olmaya çalıştım fakat olamıyordum. Kapıya vurmaya başladım. Askerlerden biri "Ne var?" diyerek sordu. "Alex nerede onu buraya getirin. Alex'i görmek istiyorum." diyerek sordum. "Gelince görürsün." dedi. Bu askerlerin hepsi gıcıktı. Elimden bir şey gelmediği için gidip yatağa oturdum.
Bir saat sonra kapı açıldı ve hızla ayağa kalktım. Alex içeri girdiğinde koşarak ona sarıldım. "Nerdesin lan sen, bir şey oldu sandım." dedim güldü ve "Burdayım işte." dedi hâla gülüyordü geri çekildim ve "Gülmesene, sana sinirliyim şuanda. Giderken nasıl beni uyandırmazsın." dedim
Eğildi ve burnumun ucunu sıktırarak "Sakin ol Maya. Hem çok tatlı uyuyordun uyandırmak istemedim." dedi ama böyle deme çocuk sinirim geçiyor. Gözlerim üstündeki önlüğe takıldı "Hey hey bu üstündekiler ne?" diyerek sordum. "Ava'yla anlaşma yaptık. Diana'yı görmek için onalara yardım edicem." dediğinde bakışlarım değişti.
"Alex onlara nasıl yardım edersin insanları öldürüyorlar." dedim "Maya tabikide öyle birşey yapmıyorum." dedi "Ne yapıyorsun o hâlde." dedim "Diana'yla ilgilenicem sadece, kimseye zarar vermek istemiyorum zaten. Hem amacım tamamen Diana'yı korumak." dedi. Tabi ya ben niye bir anda öyle düşündümki kafa salladım. "Neyse sana haber vermek için gelmiştim. Bir ara yine gelirim beni merak etme Maya'm." dedi ben o dediği sahiplik ekine takılı kalırken gülerek çıktı gitti. Bense sırıtarak yatağa attım kendimi.
Minho
Neredeyse akşam olmuştu, kılık değiştirmiştik şuan ise insanların arasında yürüyorduk. İsyan binasının önüne geldik. Teressa'nın çıkmasını bekliyorduk ve o beklediğimiz an geldi Teressa isyandan çıktı.
Onu takip etmeye başladık etrafımız kalabalık olduğu için bizi fark etmezdi. Kanalizasyon girişine yakaştığız zaman Newt ve Gally sessizce yanına yaklaştı ve kollarına girdiler. Ben önüne geçtim ve dik dik ona bakmaya başladım. Newt "Sakın ses çıkarma." dedi
Şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Garip bir şekilde sessiz olmuştu ve biz onu bizimkilerin yanına götürmeyi başarmıştık. Teressa'yı bi sandalyeye bağladık. Herşeyi ondan öğrenicektik ve ben sevgilime kavuşucaktım.
Kavuşturmasam bana kızar mısınız?
Oy vermeyi unutmayınnn🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent
Acción"Sen geldikten sonra hep bir şeyler oluyor kızım acaba bela falan mısın."dedi Ortamı dağıtmaya çalışıyordu. "Bazı konularda bela olabilirim ama bu konuyu nasıl bana bağdaştırdın acaba."dedim güldü bende güldüm. Ona baktım birşeyler düşünüyor gibiydi...