16-)Jack

185 9 2
                                    

İyi okumalar,

Ayak sesleri duymamla arkamı döndüm. Newt geliyordu "Naber Dia." dedi yüzüne bakıyordum. Nasıl onu labirente göndermiştim "İyiyim senden."dedim gülümsedi "Seni şöyle gördüm ya bende iyiyim artık. Kızım yüzüne renk geldi." gülümsedim. "Newt biz ne yapıcaz. Böyle kaçarak mı yaşayacagız."dedim yüzüme baktı. Hiç birsey demiyordu.

Birşeyler düşünüyordu. "Diana benim sana birşey söylemem lazım." dedi biraz garipti benimde ona birşey söylemem lazımdı. "Ne oldu Newtciğim." dedikten hemen sonra siren sesleri çalmaya başladı. Bu da neydi böyle telaşla uyuduğumuz odaya gittik.

Herkes uyanmıştı. Thomas "Birşeyler oluyor." dedi ve sonra Janson'un sesini duyduk. "Hadi ama Sam bizde olan şeyler varmış senin elinde onları ver ve bizde seni rahat bırakalım."dedi verir miydi verirdi koşarak Sam'in olduğu odaya geldik. "Kaçabileceğimiz bir yer göster." dedim Sam baktı "Neden size yardım edeyim." dedi Thomas "Senide güvenli bölgeye götürürüz. Beraber hareket ederiz."dedi Sam tatmin olmuş gibi gözüküyordu. Sonra Janson'nun sesini tekrar duyduk. "Sam eğer çocukları vermezsen buradaki herkesi götürürüm ve giriyoruz."demişti.

"Brenda, hadi şehire ulaşan gizli geçite giriyoruz."dedi. Onları takip etmeye başladık. Gizli bir kapak vardı. Şahsen oranın kapak olduğunu anlayamamıştım. Çok iyi gizlemişler cidden. Teker teker atladık ve koşmaya başladık. Geçit çok dar değildi iki kişi rahat koşabilirdi bu yüzden Minho'yla yan yana koşuyorduk. Elimi tutuyordu hiç bırakmıyacakmış gibi. Arkamızda Thomas ve Brenda vardı. Brenda'da hızlıydı. Yol baya uzundu ve karanlıktı. Elimdeki fenerle önümü aydınlatıyordum. Galiba yarım saat koşmuştuk.

Önümde duvarı görmemle yavaşladım ve durdum. Sam öne geçti merdiveni tırmandı dışarı baktı ve sonra çıktı. "Sessiz oldun ve virüslülerin dikkatini çekmeyin." dedi.

Şehirde yürüyorduk. Sam "Şehirde eski bi arkadaşım vardı onunla konuşmam gerek."dedi. Newt "Nereye gidiyoruz?"diyerek sordu.Sam "Beni takip edin."dedi

Yürüyorduk hep yaptığımız gibi. İnsanların olduğu bir yere gelmiştik Sam arkasını döndü "Dağılalım daha hızlı buluruz."dedi. "Sam aradığımız kişinin ismini falan mı söylesen acaba."dedim bana dik dik baktı. Soğuk gözüküyordu ama çok tatlı bir adamdı yani tahminimce. "Jack" dedi ve dağıldık.

Ben ve Minho sola, Newt ve Aris sağa,Brenda ve Sam düz gidecekti Thomas ve Teressa ise yiyecek falan arıyacaklardı. Minho'yla yürüyorduk. O Jack'i aramak yerine bana yanaşmaya çalışıyordu. Yavaşça elimden tuttu, ona gerçekten şimdi mi der gibi bir bakış attım "Güzelim biz sevgili değil miyiz, ben senin değilde kimin elini tutucam."dedi sinirle ona baktım ve diğer elimle omzuna vurdum. "Dia napıyosun kızım, elin ağır biraz yavaş olsana."dedi.

"Başkasının elini tutmak istiyorsan git tut dedim." gülümsediği an elimi çekmeye çalıştım bırakmıyordu. "Minho bıraksana elimi." dememle kafasını iki yana salladı ve daha sıkı tuttu. "Minho elimi bırak odaklanamıyorum Jack'ı aramamız lazım."demiştim yükses sesle demiş olmalıyım ki birisi "Jack'i napıcaksınız."dedi Minho konuştu "Onunla konuşmak istiyoruz."dedi Adam eliyle gelin işaretini verdi ve onu takip etmeye başladık.

Adam bizi farklı insanların olduğu bir yere getirdi. Herkesin kafası güzel gibiydi. İçeri girmek istediğimizde başka bir adam "Durun buraya böylece giremezsiniz."dedi. Soru sorarcasına baktım. Adam "Bundan içerseniz içeriye girebilirsiniz."dedi Minho'ya baktım oda bana bakıyordu kafamı iki yana salladım. Kulağıma yaklaştı "İçmeyelim burdaki kimse normal değil. Bizimkileri bekleriz gireceksek öyle gireriz." dedi.Haklıydı bencede girmemeliydik.

Adam "Noldu çocuklar korkuyor musunuz yoksa." dedi. "Çok korktum bak dizlerim titriyor korkudan." derken dizlerimi titretmiştim. Minho tepkime güldü adam biz giderken birşeyler söylemişti ama dinlememiştim.

Minho'ya baktım "Şimdi ne yapıcaz?" dedim bana baktı ve "Bekliycez, bizimkiler gelesiye kadar." dedi kafamı salladım ve yanında durduğumuz evin duvarına yaslandım. Etrafı izliyordum sonra aklıma bir düşünce takıldı.

Abim, o kadar şey olmuştuki onu unutmuştum. Eğer isyanın elinde olsaydı onu görürdüm. Onu görmemiştim, ya başına birşey geldiyse. "Öyle düşünme Diana birşey olmamıştır." umarım iç ses umarım. Minho'ya baktım. "Minho abimi hiç gördünüz mü?" dedim umutla yüzüne bakıyorum. Kafasını olumsuz anlamda salladı ve "Diana abini hiç görmedik ki nereden bilebilirizki abin mi değil mi?" haklıydı onu hiç görmemişti.

"Sence o iyi midir?" dedim gülümsedi ve bana yaklaştı yavaşca bana sarıldı ve "Eminim iyidir, senin gibi kardeşi olan birinin başına eminim bir şey gelmemiştir." dedi Minho geri çekilirken onu yanağından öptüm ve gülümsedim.

Newt ve Aris'i görmemizle onlara seslendik. Yanımıza geldiler. "Bir şeyler buldunuz mu?" diyerek sordu Newt. Minho cevapladı "Bilmiyorum ama şurada bir gariplik var bir adamla karşılaştık Jack'in burda olduğunu söyledi." Newt merakla o tarafa baktı. "Aradığımız kişinin neye benzediğini bilmiyoruz. Sam'i beklemeliyiz." Dedi kafa salladım.

Biraz zaman geçtikten sonra kimse gelmediği için bizimkileri aramaya başladık. Bulduktan sonra buraya getirecektik öyle konuşmuştuk.
Herkes ayrı bir tarafa dağıldı ve aramaya başladık. Aşağı doğru yürüyordum, Thomas'la Teressa'yı görmemle onlara doğru yöneldim. Tartışıyorlardı neden acaba diye düşünmeden edememişti.

Koşarak yanlarına gittim aralarına girdim. Bir Thomas'a bir Teressa'ya baktım. "Ne için tartışıyorsunuz." diyerek soru yönelttim. Birbirlerine baktılar ve cevapsız bıraktılar. "Neyse bir önemi yok, şuan önemli olan şey Jack'i bulmamız benimle gelin."dedim ve önlerinden yürümeye başladım. Hâla fısır fısır birşeyler konuşuyorlardı. Sadece "Sus Teressa, Diana'a duymamalı demiştim ve öylede olacak."dediğini duydum.

Arkamı döndüm "Neyi duymamalıyım."dedim ifadesiz bir şekilde yüzüme bakıyorlardı Teressa "Şeyy" dedi birşey diyecektimki. Minho bana seslendi ve ona doğru yürümeye başladık. Bilmediğim şeyler dönüyordu ve ben bunu öğrenecektim.

Minho'nun yanına gittiğimde Brenda ve Sam de gelmişti. Hep beraber o garip yere yöneldik. Oraya girdiğimizde aynı adam önünüze geldi bu seferki ifadesi farklıydı. Sam'in "Jack" demesiyle şaşırdım ne yani bu adam Jackmiymiş.

Jack "Oo Sam seni buralara getiren nedir?"dediği anda Sam Jack'in kıyafetine yapıştı ve onu götürmeye başladı. Boş bir evin içine girdik Sam, Jack'i yere attı ve "Bana güvenli bölgenin nerede olduğunu söyliyeceksin."dedi, Jack gülmeye başladı "Hadi ama Sam nereden bilebilirimki."dediği anda Sam bir yumruğunu Jack'in yüzüne geçirmişti.

"Bana bir cevap ver, güvenli bölge nerede."dedi Jack ciddileşti ve "Neden söyleyeyimki ben isyanın eline denek veren biriyim. Güvenli bölgenin yerini nereden bilebilirim." dedi. Ne yani bu adam isyan için mi çalışıyordu, sinirlendim ve yumruğumu sıktım. Sam "Jack ne istiyorsun."dedi Jack'in gözleri bana çevrildi ve "Şu kızı verebilirsin mesela."dediği anda Minho bağırarak "Sen ne dediğini sanıyorsun." dedi.

Sam "O kızı napıcaksınki işine yaramaz."dedi. Hâla bana bakıyordu "İsyan o kızı istiyorsa bende o kızı istiyorumdur."dediği an ona doğru yaklaştım ve karnına tekme attım. O bunu haketmişti. "Bana bak Jack misin nesin, bize güvenli bölgenin yerini söyle çünkü seni öldürmekten çekinmem ve seni öldürmeyeceğimi düşünüyorsan öyle düşünme yaparım."dedim ve göz kırptım.

Jack'in bakışları değişti "Alex'e çok benziyorsun hiç bu kadar benzeyen kardeşler görmemiştim." dediği anda duraksadım. Alex'in abim olduğunu bilmiyormuş numarası yapıcaktım. Meraklı bir ifadeyle "Alex'te kim?"dedim. "Şuan sana anlatamam eğer bir gün karşılaşırsak sana onu anlatıcam."dedi. Sam "Konumuz bu değil söyle güvenli bölge nerde."dediğinde. "Sadece dağlarda olduğunu biliyorum oraya gitmelisiniz."dedi bu sefer Sam "Boğa nerede"dediğinde Jack "Onun yerini asla söylemem."demişti. Sam ise gülümsemekle yetindi. Newt "Boğa ne alaka?" dediğinde Sam "Görürsünüz."dedi ve bilmiş bir ifadeyle bize bakmaya başladı.

Boğa ne alaka dediğinizi duyar gibiyim.

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin