4-) Labirent

376 15 1
                                    

İyi okumalar.

Newtle konuştuktan sonra Tava'nın yanına gidip ona yardım ettim. Akşama doğru herkes hareketlendi. Labirentin önüne toplanmışlardı bende gittim tabiki. Hareketliliğin nedeni koşucuların hâla gelmemiş olmasıydı ve kapıların kapanmasına az kalmıştı.

Minho'ya birşey mi olmuştu acaba neden gelmemişlerdi. Sonra karşıdan Minho ve Ben'in geldiğini gördüm. Ben yaralanmıştı ve Minho onu taşıyordu. Herkes Minho'ya seslenmeye başladı. "Minho koş Ben'i bırak zaten sokulmuş."dedi birisi. Bu sefer Newt bağırdı "Hadi Minho başarabilirsin." Ama gelemiyordu çok yorulmuş olmalı diye düşündüm ve korkmaya başladim.

Labirentten o sert rüzgar estikten sonra iyice korkmaya başladım kapı kapanmak üzereydi ve Minho gelmiyordu. "Aşkını kurtarmalısın hadi sende içeri gir."böyle devam ederse giricem iç ses. Kapı kapanmaya başladı. Herkes umutsuzluğa kapılmıştı kapı kapanmak üzereydiki labirente koştum.

Koşmaya başladıktan sonra Newt'in "Diana sakın gitme." dediğini duymuştum ve kapı kapandı. Minho'nun yanına gittim bana sinirlenmiş bir şekilde bakıyordu. "Minho iyi misin?" dedim ona sarılmak istiyordum ama sarılamazdım. Ayağa kalktı elliyle kafasının arka tarafısını sıvazlıyarak bağırmaya başladı ve şunları dedi. "Kızım kafayı mı yedin neden girdin buraya. Kendini öldürmek mi istiyorsun." Hayal kırıklığıyla yüzüne baktım. Ben onu düşünmüşken bunları demesine kırılmıştım.

"Ben buraya girmesem yalnız kalıcaktın ve yalnız kalmaman için girdim tamam mı ve bana bağırmayı kes ben seni düşünmüşken bana bağıramazsın." dememle yüzündeki ifade değişti. "Kendini öldürmekten başka hiç birşey yapmadın. Labirentte hiç gece geçiren olmadı kısacası ölücez eğer gelmeseydin tek başıma ölebilirdim ve Kayranda bir kişi fazla olurdu." bunları daha sakin bir şekilde söylemişti bağırmıyordu ama kızgın olduğu her halinden belliydi. "Bu gece labirentten çıkıcaz ve sana labirentte bir gece nasıl geçiriliyormuş bunu kanıtlıyacağım ve şuan bunu tartışmak yerine birşeyle yapmalıyız."

Dediklerime katılmış olucak ki arkasını dönüp yürümeye başladı. "Hey dursana Ben'i burda bırakamayız." dedim. Yanıma geldi bir duvar kenarına kadar onu taşıdık ve sonra sesler duymaya başladım. "Izdırap verenler geliyor hadi gitmeliyiz." dedi ama Ben'i burda bırakmaya niyetim yoktu. "Bana yardım et bir fikrim var."dedim ve sarmaşıkların altında kalan duvarlara bakmaya başladım. "Ne yapıyorsun." diye sordu Minho. Umursamadım ve bir boşluk buldum Ben'i koyabileceğimiz kadar büyüktü mutlu olmuştum onu belki kurtarabilecektik. Ben'in yanına gittim onu sürükleyerek o çukura ittim.

Minho'da bu sırada beni izliyordu hiç yardım etmemişti aptal. Ona döndüğümde "Çok yardımın dokundu ya sağol gerçekten." dedim kıkırdadı "Agagaga görüyor musun nasılda güzel gülüyor aşkım adam." sus iç ses şuan ona sinirliyiz.

Tam konuşucaktım ki eliyle ağzımı kapattı. Sessiz olmamı işaret etti. Izdırap verenlerın sesini duymaya başladık. Napıcağımızı düşünürken sarmaşıklara tırmanmaya karar verdim.

Tırmanmaya başladık çok sağlam bir şekilde tutunmuştum. Izdırap verenlerin sesi iyice yakından gelmeye başlamıştıki aşağıya baktığımda ızdırap veren ordaydı. Gerçekten korkunç görünüyordu biraz heyecan yaptığım için biraz aşağı kaydım. Izdırap veren etrafına bakındı ama bizi fark etmedi. Gittiğinde bir ohh çektim ve Minho'yla aşağı geri indik. Minho "Dinlenicek bir yer bulmalıyız."dedi kafamı salladım ve onu takip etmeye başladım.

Dinlenebileceğimiz bir yer bulduk. Oturduğumda Minho "Hadi uyu biraz sonra ben seni kaldırırım sen beklersin ben uyurum." dedi. Teklifini reddedemezdim çünkü çok uykum vardı kıvrıldığım yerde uyuyakalmıştım.

Minho

Diana uyuduktan sonra etrafı kontrol ettim. Herhangi bir hareketlilik olmadığı için onu izlemeye başladım. Çok güzeldi bakır renkli saçları, bembeyaz teniyle çok güzel görünüyordu. Kayrandaki çoğu kişinin onu beğendiğinden emindim.

Uyurken yüzünü buruşturmaya başlamıştı. Galiba kabus görüyordu, daha çok kendine sarıldı ve yumruklarını sıkmaya başladı. Ne görüyordu acaba diye düşünürken "Minho" diye sayıkladı gülümsemiştim çünkü ondan hoşlanıyordum acaba oda benden hoşlanırmıydı? diye düşünürken uyuyakalmıştım.

Diana

Gözlerimi açtığımda hâla labirentteydik. Minho'ya baktığımda uyuyordu. "Ne kadarda güzel uyuyor." öyle iç ses ama onu uyandırmalıyız bu yüzden onu dürtükledim ve "Minho hadi kalk sana, nöbet tutucaktın uyumuşsun. Ya gece birşey olsaydı."dedim. Gözlerini açtı ve "hmm" deyip arkasına döndü. Ayağa kalktım "Minho hadi kalk gitmemiz lazım bak sabah oldu ALOO." dedim. Hâla kalkmamıştı ama kalkmalıydı. Geriye çekildikten sonra ona bir tekme savurmamla beraber uyandı. "Kızım manyak mısın bir insan evladı böyle mi uyandırılır lan." dedi güldüm. "Hemen kalksaydın hiç birşey yapmazdım."

Söylene söylene ayağa kalktı ve Kayran'a doğru yürümeye başladık. Gitmeden önce Ben'i koyduğumuz yere baktım yoktu. Minho "Dönüşmüş." dedi kafamı sallamakla yetindim ve Kayran'a doğru koşmaya başladık.

Newt

Dün Minho ve Diana labirentte olduğu için uyuyamadım ve labirentin kapısında sabahladım. Sabah olmuştu kapılar açıldı ama ne gelen vardı ne de giden. Daha fazla gelmemeye devam ederlerse içeri girip onları arama kararı aldım.

Öyle bi karara gerek kalmadı çünkü gelmeye başladılar. Diana'yla gözlerimiz kesişti bana öyle güzel gülümsediki bütün karamsarlık duygusu silinmişti. Sonra koşmaya başladı ve bana yaklaştığı anda boynuma atladı. Birbirimize sarılmaya başladık. "Naber koca bebek." dedi artık iyiydim çünkü gelmişlerdi. "İyiyim sen" bu kıza sarılınca içimi bir huzur kaplıyordu. Burdaki güveniceğim sayılı kişiler arasındaydı.

"İyiyimm Newtciğim merak etme"dedi. Biz konuşurken çoktan Minho'da gelmişti. Onunlada sarılmıştık ve sonra huzurumuzu kaçırıcak birşey oldu.

Sizce ne olmuş olabilir?

Oy verenlere teşekkürlerrr

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin