Neredeyse bir aydır bölüm atmıyorum. Biliyorsunuz Wattpadi kapattılar vpn indirmeyecektim ama çok özledim wattpadi bu yüzden indirdim umarım bir gün vpnsiz kullanırız. Neyse
İyi okumalar♡♡
Minho
Kendi yaptığımız güvenli bölgeye inmiştik. Herkes yavaş yavaş araçtan çıkıyordu. Diana Alex'in kollarındaydı. Beyaz olan teni solmuştu. Acı çekiyordu ve biz bir şey yapamıyorduk. Yanımda Thomas vardı yan yana yürüyorduk. Newt Maya ile beraberdi. Galiba Maya bir şeyler yapıcaktı onun için.
Alex'in arkasından yürüyorduk. Thomas "Buraya tekrardan geldiğime inanamıyorum." dedi gülümsedim "Bende Diana'yı bulmuş olduğumuza inanamıyorum." dediğimde eliyle kafasını kaşıdı "Onu tam zamanında kurtardık eğer daha geç gitseydik bizi unutmuş olucaktı." dediğinde afalladım bunu hiç düşünmemiştim "Tommy kötü seyler söylemesene önemli olan şuan yanımızda olması." dediğimde Thomas gülümsedi.
"Onu çok seviyorsun değil mi?" dediğinde elimle ağzını kapattım. Sonuçta önümüzde Alex yürüyordu ve o duyarsa nasıl tepki vericeğini bilmiyordum. Thomas elimi aşağı indirdi ve gülmeye başladı sessizce "Oha olum sen Alex'ten mi korkuyorsun?" dedi. "Ne korkmasından bahsediyorsun sadece çekiniyorum çünkü nasıl tepki vericeğini bilmiyorum." dediğimde tekrar gülmeye başladı.
Bu sırada araçtan çıkmıştık ve güvenli bölgede geziniyorduk. Alex, Maya'nın peşinden gidiyordu. Thomas Alex'in gitmesini beklemiş olucakki. "Ondan çekinmene gerek yok Minho. Çok iyi bi insandır onun seni seviceğine emi- nim." dediğinde içim biraz rahatlamıştı.
"Diana'yı sevdiğimi anlamış mıdır." diyerek sordum "Bilmiyorum ama Alex zekidir anlamış olabilir. Belkide biliyordur sevgili olduğunuzu Diana anlatmış olabilir." dediğinde bu olasılığı hiç düşünmediğimi fark ettim. Thomas "Neyse dostum ben Vince'in yanına gidiyorum sonra görüşürüz." dedi ve yanımdan ayrıldı. Bende bir tane ağaçın kenarına oturup kafamı ağaca yasladım bir süre sonra gözlerim kapanmıştı.
Alex
Diana'yı tedavi alanına götürüyordum. Onunla Maya ilgilenecekti bu yüzden içim rahattı. Önümden Newt ve Maya yürüyordu. Bir kaç dakika sonra kulübeye girdik. Boş bir yatağa Diana'yı yatırdım. Maya bu sırada etrafa bakınıyordu.
Prensesimin saçlarını okşamaya başladım. Ona her baktığımda aklıma annem geliyordu. Bazen Diana'ya abilik yapıyormuş gibi değilde o bana annelik yapıyıyormuş gibi hissediyordum. Uyanmalıydı ve hemen iyileşmeliydi. Ona anılarımız anlatmalıydım bazı şeyleri hatırlamıştı belki herşeyi hatırlardı. Onunla konuşmak istiyordum tekrardan aile olalım istiyordum.
Maya'nın beni dürtmesiyle ânâ geri döndüm. "Alex hadi çık ben ona güzelce bakıcam. Ben çıkınca tekrar girersin." dedi kafa salladım "Maya iyi olucağına eminsin değil mi?" dediğimde biraz duraksadı. Kaşlarımı çattım duraksamadan evet demesini istemiştim fakat öyle olmamıştı. "Evet o çok iyi olucak Alex merak etme." dedi ve bana sımsıkı sarıldı.
Oradan uzaklaşmaya başladım. Vince denen adamla tanışmak istiyordum. Topluluğun olduğu yere giderken Thomas'ı gördüm ve koşarak yanına gittim. Kolumu omzuna attım ve "Naber Tom" dememle yüzünü buruşturdu. "Hadi ama Alex bunu hep yapmak zorunda mısın?" dediğinde gülerek kafa salladım.
"Diana iyi galiba mutlu gözüküyorsun." dedi "Maya iyi olucağını söylüyor." dediğimde gülümsedi. "Tom beni Vince'in yanına götürebilir misin onunla tanışmak istiyorum?" dediğimde kafa salladı.
2 saat sonra, Minho
Gözlerimi açtığımda yanımda Thomas vardı yere bir şeyler çiziyordu. Kafamı kaldırdım ve "Tommy napıyorsun?" dediğim anda kafasını bana çevirdi. Yüzünde kötü bir ifade vardı. Kaşlarımı çattım ve "Thomas ne oldu?" dememle "Minho şimdi sakin ol çünkü sana bir şey söylemem lazım." demişti. Fakat hiç bir şey söylemiyor sadece yere bakıyordu.
"Thomas ne söyliyeceksen söyle artık. Diana'ya mı bir şey oldu" dediğimde derin bir nefes aldı. "Newt dönüştü." demişti bu dediği kulaklarımda yankılandı. Nasıl dönüşmüş olabilirdi. Bir kaç dakika öylece kaldım ve sonra hızla ayağa kalktım. "Newt nerede beni ona götür." dediğimde kafasını iki yana salladı.
Yürümeye başladım fakat gidemedim çünkü kolumdan tutmuştu "Minho, Newt'i öldürmek zorunda kaldık ve bir kötü haberim daha var." dediğinde bağırarak "Thomas daha ne kötü olabilir." dedim aslında ona sinirli değildim sadece kabullenemiyordum.
"Dostum Diana ve Newt aynı yerde kalıyorlardı." dediği anda duraksadım. Gözümden bir damla yaş düştü "Thomas, Diana'ya bir şey olmadı değil mi?" omuzlarından onu sarsıyordum. "Bir şey olmadı o iyi desene. Sevdiğim iki insanıda kaybedemem bir seyler söyle Tommy" diyordum fakat Thomas yere bakıyordu. Kafasını yavaşça kaldırdı ve "Diana öldü." dediği anda gözlerimi açtım.
Nefes nefese kalmıştım. Bir sağıma bir soluma baktığımda gördüğüm şeyin rüya olduğunu anladım. Hayır rüya değildi bir kabustu. Hızla ayağa kalktım ve Newt'i aramaya başladım. Onun iyi olduğundan emin olmalıydım.
Newt
Diana yan yatağımda baygın bir şekilde yatıyordu. Maya ise benden kan almıştı ve burada oturmam gerektiğini söylemişti. Bekliyordum, iyiydim kötü hissetmiyordum. Dia'yı kurtarmak isterken o beni kurtarmıştı. Acaba antikor almasaydı şuan ne hâlde olurdum. Galiba bunları düşünmemeliydim.
Gülümseyerek onu izliyordum. İkizim gibiydi çok seviyordum. Kapının açılma sesiyle gözümü oraya çevirdiğimde Alex gelmişti. Bana gülümsedi ve Diana'nın yanındaki sandalyeye oturdu. Onu izliyordu zor olmalıydı kardeşinin hafızasını silmek. Kim kardeşinin hafızasını silmek istesinki.
"İyi misin?" diyerek sordum kafasını iki yana salladı "İyileşirse iyi olucağım. Onuda kaybedemem." dediğinde aklıma ailem geldi. "Alex bir sey sormak istiyorum." dediğimde kafasını kaldırdı ve bana baktı "Bizim hakkımızda yani ailelerimiz hakkında bir şeyler biliyor musun?" diyerek sordum. Gözlerini yere çevirdi "Üzgünüm Newt ama hiç bir şey bilmiyorum. Geçmişinizi kaybettiğiniz için özür dilerim eğer daha önce böyle birşey yapsaydım belki şuan geçmişinizi hatırlıyor olurdunuz." dediğinde kafamı iki yana salladım.
"Alex kendini suçlama hiç birisi senin suçun değildi. Hem ben sadece merak ettiğim için sormuştum. Benim bir ailem var zaten." dediğimde gülümsedi. "Burada çok güzel bir aile olucaz Newt merak etme yalnız değilsin." dediği anda kapı açıldı ve Minho hızla içeri girdi.
Hemen bana baktı. Beni görünce rahatlamış gibiydi. "Minho ne oluyor, niye nefes nefesesin." dediğimde güldü ellerini dizlerine koydu biraz dinlendikten sonra "Kabus gördüm sana bir şey olmadığından emin olmak için geldim." dediğinde Alex gülmeye başladı açıkcası bende gülüyordum. Minho ne kadar ciddi gözüksede sevdiği zaman ölümüne severdi. Sevdiği kişi için herşeyi yapardı bu yüzden korkmuş olmalıydı.
"Olm gülmesenize çok gerçekti hem Dia iyi mi?" dediğinde gözlerimi ona çevirdim. Ten rengi kendine geliyordu ama hâla uyanmamıştı. Alex "İyi olucak." dediği sırada Minho yanıma oturdu.
"Ne gördünde bu kadar korktun." dedim cevapladı "Boşversene iyisin şimdi." dediğinde elimi omzuna koydum. "Merak etme lan gitmeye niyetim yok." dedim güldü. Alex'e baktığımda bize baktığını fark ettim. Ayağa kalktı ve "Ben Maya'ya bakayım." dedi ve çıktı.
Minho Alex'in gitmesiyle Diana'nın yanına gitti. "Beni bırakmazsın değil mi sevgilim." dediğinde gülümsedim. Saçlarından öptü ve kokusunu içine çekti. Kulağına eğildi ve bir şeyler fısıldadı. Ne dediğini çok merak etmiştim ama ne dediğini asla öğrenemezdim galiba.
Minho'nun kabusunun gerçek olduğuna kandınız mı yoksa kanmadınız mı?
O değilde yazmayıda okumayıda çok
özlemişim. Aşkolar oylayın lütfen. (Oy verenlere teşekkur ederimm)♡♡♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent
Aksi"Sen geldikten sonra hep bir şeyler oluyor kızım acaba bela falan mısın."dedi Ortamı dağıtmaya çalışıyordu. "Bazı konularda bela olabilirim ama bu konuyu nasıl bana bağdaştırdın acaba."dedim güldü bende güldüm. Ona baktım birşeyler düşünüyor gibiydi...