𝐁𝐎̈𝐋𝐔̈𝐌 𝟏𝟖 ~ İHANET

663 58 174
                                    


Felix'i evine geri bıraktıgımda kapıda bir tane siyah araba vardı. Pek önemsememiştim çünkü kimse onların yerini bilmiyordu. Felixe el salladıktan sonra eve geri geldim.

Akşam çöküyordu ve iyice yorulmuştum. Eve girip kendimi yatağa attım. O kadar güzel fotoğraflar çekilmiştikki baktıkça mutlu oluyordum.

Felixten:

Anahtarı kapının deliğine sokup çevirmeye başladım. Daha acar açmaz kapıda adamlar belirmişti. Beni kolumdan tutup içeriye attılar. Kapıyı kilitleyip üzerime yürümeye başladılar.

"Kimsiniz siz? Annem nerede? "

Soruma cevap vermeden kolumdan tutup içeriye kadar sürüklediler. Hışımla beni odaya fırlatıp çıktılar.

Ayağa kalkıp arkası dönük camdan bakan adama doğru ilerledim. Biraz daha ilerledigimde arkasını yavaşça döndü. Ellerini iki yana açarak gülümseyerek bana ilerlemeye başladi.

Üvey babamdı bu. Cheongsan...

"Sen?... "

"Ben ya ben"

"Ne işin var senin burada? Annem nerede? "

Kapı açılınca annem içeri girdi yavaşça.

"Anne iyi misin? Bu adamın ne işi var burada? "

"Aaa küçüğüm, babana neden böyle diyorsun? "

"Ne? Ne diyorsun sen? "

Babamın yanına gidip kolunu omzuna koydu. Babam karşımda sırıtarak duruyordu. Bana okkalı bir tokat carpmasıyla kendimi yerde bulmam bir olmuştu. Gözlerim kararıyor ve basım dönüyordu. Son gördügüm şey annemin yüzüydü...

...

Uyandığımda bir sandalyeye bağlanmıştım. Işıklar kapalıydı ve gece olduğu için her yer karanlıktı.

Diğer odalardan telefonla konuşma sesleri geliyordu. Sandalyeyle biraz yol alarak sesleri dinlemek için kapıya dayandım.

*Saat kaçta uçak? *

*03.20 mi? *

*Çok geç *

*Ah, tamam hazırlanıp çıkacağız burada daha fazla durursak yakalanırız*

Üvey babamın sesleri ve tahta sesleri geliyordu. Bir süre sesler kesildi. Yanıma geldiğini anlamıştım. Sandalyeyi saga itip eski yerime geri geldim.

Kapıyı acıp karsımda durdu.

"Ooo, küçüğümüz uyanmış bakıyorumda"

"Ne istiyorsun benden? "

Kulağım hala tokatın etkisi ile sızlıyordu ve kulagım çınlıyordu. Asagıya eğdiğim başımı cenemden tutup kaldırdı ve ona baktırttı.

"Gidiyoruz Felix, düğünümüz var! "

"Ne? Ne düğünü, nereye gidiyoruz? "

"Kimin düğünü olacak senin düğünün tabi"

"Ne? "

"Anlama bozukluğun mu var Felix, evlendiriyorum seni. Şu Hyunjinden kurtulmak için Londraya gidiyoruz. Woojin Hyunjine yakalanmamak için intihar etmiş. Eğer bizi yakalarsa biteriz. O yüzden biz yakalanmadan biz seni yakaladık"

"Ben evlenmek istemiyorum"

"Hadi ama kız taş gibi. Zaten uzun zamandır sana asıkmış. Teklif edince direk kabul etti"

"Evlenmeyeceğim dedim"

Basımı ondan çekip tekrar gözlerimi kaçırdım. Sinirlenmişti. Yanaklarımdan tutup kendine baktırttı.

Kardelen Güzelim ~ HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin