Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.
🌙🌙🌙
Annem çok sinirliydi. Sinirden sanki saçları tütüyordu. Fakat ondan daha sinirli bir mahlukat varsa oda Diaboli'ydi.
Gömleğini bile giymemişti. Kemeri pantalonundan sarkıyordu. Kapının önünde dikilen Diaboli annemin beni görmesini engellemişti. Fakat ben ufakta olsa annemi görebiliyordum. Buna rahmen Diaboli'nin kılığı az önce birşeyler olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Annem sinirle içeri girmek için hamle yapınca Diaboli onu bakışlarıyla durdurdu. Annemin unuttuğu birşey vardı ki oda karşısındaki yeni yetme bir oğlan değil bir tanrıyı. Kocasının ve oğlunun tanrısı. Annemin yüzüne gerçek tokat gibi çarptı. Sinirli bakışları birçok şey ifade ediyordu ama dili lâl olmuştu. Tıpkı benim gibi.
Diaboli suskunlaşan ama bakışları bir ateşi andıran anneme daha fazla tahamül edemedi. "Sen hangi cüretle içersinde olduğum odanın kapısını tekmelersin" Her zaman derdim. Tanrılar kibirliydi. Fakat bu tanrı annemi tanımıyordu. "Kapı benim kapım, içerdeki benim kızımsa ben o kapıyı kırarım." Diaboli anneme sille* atacakken arkadan koluna yapıştım. "Seni öldürürüm cadı. " Diaboli o kadar sinirlenmişti ki silüeti tekrar değişiyordu. "Seni öldürür, içerdekilerle birlikte seni bu eve gömerim." korkudan ağlıyacak raddeye gelmiştim. İlk defa kendimi bu kadar aciz hissediyordum. Annem karşısındakinin Şeytan olduğunu unutmuş gibi kafa tutuyordu. Bir umut tuttuğum kolu okşamaya başladım yatışması lazımdı. Yoksa annemi öldürücekti. Zaten ondan hoşlanmıyordu. Diaboli'nin arkasından çıkmak için hamle yaptım fakat Diaboli tuttuğum kolu ile bu hamlemi engelledi."Duş al Afra aşağıda seni bekliyorum. Ha, bu arada menilerimi güzel temizle" bu pislik ne yapmaya çalışıyordu. Sinirle beni tuttuğu koluna vurdum. Annem duyduklarıyla yıkılmış gibiydi. "Ben, ben aşağıdayım, şey Hekate evet Rahibe Hekate aşağıda. "annem sarsak adımlarla koridora yöneldi. Kafayı yiyecek gibiydim. Duyduklarının kısmen yanlış olduğunu anlatmak için peşinden gitmek istedim ama Diaboli yine beni engelledi.
Gözüm dönmüş gibi beni tutan kolunu ittirdim. "Bu da neydi böyle, öyle demen şart mıydı?" odanın içinde sinirimi atmak için volta atıyordum. "Siz türklerin bir sözü var, anasına bak kızını al. Sizde ki bu cesaret nerden geliyor?" Diaboli gerçekden merak ediyormuş gibi sordu. Bu cesaret değildi. Göz dönmesiydi. "Neden öyle dedin." sinirim uçmuş gibi sandalyeye oturdum. Omuzlarım çökmüştü. "Haddini bilmesi gerekiyor Afra, ben tanrıyım." gözümden istemsizce bir damla yaş düştü. Demin yaşananlarda bir had bildirmeydi. Farkındalıkla göz yaşımı sildim. Herşey gün yüzüne çıkmış gibiydi. Ben Afra Tırnovalı'ydım. Şeytan benim tanrım değildi. Benim tanrım aşağıdaydı. Oturduğum sandalyeden bu sefer dik durarak kalktım. Son kez Şeytan'a bakmadan banyoya girdim.
Suyu açtığımda odadan cam kırılma sesi geldi ardından onun sesi " lanet olsun!" kapı çarpma sesiyle Diaboli odadan çıktı. Suyun altında kendime bir söz verdim. Bir daha asla onun oyununa gelmiycektim. Cadı sözü.
Fazla oyalanmadan duştan çıkıp giyindim. Aynamı kırmıştı hayvan. Hızlıca kombin yapmak şöyle dursun, elime gelen ilk elbiseyi üstüme geçirmiştim. Saçlarımı bile taramadan merdivenlerden indim.
Ayaklarıma ayakkabı bile giymemiştim çıplak ayaklarımı umarım Hekate saygızılık olarak anlamazdı. Sikerler umrumda bile değildi.
Salona girdiğimde üçlü koltukta annem ve babam ikili koltukta ise Aden ve Diyar oturuyordu. Diaboli geçen oturduğu tekli koltukta, Hekate ise arkası dönük camdan dışarı bakıyordu. Ne ironi ama, bir hafta öncede aynı sahne gerçekleşmişti.
Hekate geldiğimi hisseder gibi yönünü bana cevirdi.
Hekate, o çok güzeldi. Kıvrımlı vücudunu siyah ve yeşil bir kumaş sarıyordu. Zincirli kemerinde sanki yıldızlar vardı. Uzun saçları kuzguni siyah ve isli bir yeşil arasında gidip geliyordu. Başında ki tacından, cadı alevleri yükseliyordu. Çok ihtişamlıydı. Bu ihtişam bir yerden tanıdık geliyordu. Bakışları küçümseyici değil ama buram buram kibir kokuyordu. Görünüşünde bakirenin cahilliği veya annenin şevkatinden çok kocakarının bilgeliği ve yaşanmışlığı vardı. Bakışları altında istemsizce eziliyordunuz. Dikkatimi yayık bir şekilde oturan tanrıya vermeden tanrıcamı selamladım.Reverans esnasında eliyle beni selamladı. "Ahh,küçük cadım. Anlat bana bu iblis sana ne yaptı?" Konuya bodoslama girmesini beklemiyordum. Ayrıca şu küçük cadı safsatası lügattan acilen kaldırılabilir miydi? Diaboli homurdanarak cenesini kaşıdı. "Yüce Hekate bu çok büyük bir şeref, sizi üzdüysem çok özür dilerim." Hekate süzülerek yanıma geldi. Bu zariflik ailenin kadınlarına özgüydü galiba zira Diaboli öküzün tekiydi. "Benim güzel kızım, beni çok üzdün..." Hekate sözünü daha tamamlayamadan Diaboli söze girdi "Hekate kızı rahat bırak." Hekate yüzünde ki şefkati aniden kesip sinsi bir gülümsemeyle Diaboli'ye döndü. "Küçük oynaşının üstüne fazla gitmiyeceğim Diablo, korkma bu kadar" ne kadar iki yüzlüydü. İkiside. Benim dikkatimi çeken bir diğer şeyse Diaboli'ye Diablo demişti. Aynı anılarda gördüğüm gibi.
Diaboli oturduğu koltukdan bıkkınlıkla kalktı "Burda ne işin var Hekate? Afra Zinakâr'ı imzaladı tamamen benim sorumluluğumda artık. Suzanna bir Başrahibe, Aden'se daha çocuk lanete kadar ona dokumamazsın." dokunamaz mıydı. Güçlerimi alabilirdi ama. " Komik olma Diablo birşey yapmak istesem bunlar beni alıkoyabilir mi?" Diaboli sukunetle cevapladı onu. "Senin bile çiğneyemeyeceğin kurallar var Hekate" merakla Diaboli'ye döndüm bu mümkün müydü? Hekate zariflik falan hak getire birden öyle şiddetli bağırmaya başladı ki Diaboli hariç herkesin yüzü ekşidi. "Ama o kuralları sen çiğnedin! Kara ayinini tamamlamamış bir cadıyla ilişkiye girdin! Bu yasak!" Hekate'nin sözleri ortama bomba bırakmış kadar etki etti. Diyar kendini tutamamıştı "Oha, Diaboli ve Afra'mı?" yanında oturan Aden Diyar'ın karnına dirsek attı " Zinakâr'ı eşi olmadan nasıl imzalıycak aptal!" koca bir gerçeği ortaya 12 yaşında ki kız kardeşim dökmüştü. Babam şok olmuş, annem bildiği gerçeğin teyit edilmesiyle bayılıcak evreye gelmişti. Sirenler için tanrılarıyla birliktelik yaşamak kutsal sayılabilirdi ama aynı şeyi babam acısından düşünemiyordum. Diyar ve Aden'nin mantık atışmasını bölen Diaboli oldu. Bu ortam onu çok sıkmıştı belli ki. Daha da sıkılsındı canı. " Hala bakire Hekate ve sende bunu biliyorsun. Kara Ayin hala yapılabilir." Hekate bu sefer odağına beni almıştı. "Bu gece o ayini yapıcaksın cadı. Umarım ki bir kıza hamile kalırsın."
🌙🌙🌙
Merhaba👋
Geçiş bölümlerinden sonra bölüm atmayı adet edindim bence. Yazmadan duramıyorum çünkü.
Gelelim bölümümüze. Hekate'yle karşılaştık sonunda. Beklentinizi karşıladımı? Peki Diaboli'nin yaptığı şerefsizlik? Afra onu çabuk affedicek mi sizce? Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın sakın. Siz ne kadar yorum atıyorsanız ben o kadar hızlı bölüm yazıyorum. Sizi seviyorum.
Büyüyle kalın🌙
🌙🌙🌙
*Sille: Havada elini sallayarak kişiyi duvara veyahut uzağa fırlatmak için yapılan büyü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA AYİN +18
Viễn tưởngHamile kalmak için sayılı günlerim varken ya güçlerimi kaybedicektim ya da Şeytan'dan bir çocuk yapıcaktım. Bende Şeytan'ı seçtim. 🌙🌙🌙 İnatçı bir Cadı... Kurnaz bir Şeytan... Hekate cadıları lanetlemişti. Diaboli ise lanete rahmen Afra'yı seçmişt...