Başlamadan önce kısa bir not; maalesef ben yazarken ilk doğacak çocuğu erkek diye yazmışım doğrusu kız olacaktı ve önceki bölümü düzelttim fakat kafanız karışmasın diye buraya da bir dipnot bırakmak istedim. Şimdiden iyi okumalar. Bol bol yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen.
🌙🌙🌙
Aidiyet duygusunu bir çok kere tattım. Annem ve babam, büyükannem , hatta Diaboli'den bile.
Fakat şuan yaşadığım şey; bir yere ait olamamak gibi. Sancım gözünün önünü bile kör ederken, benim yaptığım tek şey; şuan bu dünyadan silinip tüm acımın dinmesini sağlayacak duaları etmekti.
Tanrım kimdi? Yaratıcımı kavanoza hapsetmiş, kocasıyla evlenmiş çocuklarından birini tekrar doğururken, Dua ettiğim tanrı kimdi bilmiyorum.
Peki canımın yanmasının yanında ki bu ait olma, yeniden doğma isteyide neydi? Hayatı sorgulama anım şuan mıydı? Doğumumda? Yaşamımı sonlandırma veya yaşama birinin daha gözlerini açmasında ki sınırdaydım. Ya yaşatacak, ya da öldürecek.
Kafamın her bir köşesinde atılan, 'Ikın...' çığlıklarının arasında Diaboli'nin 'Dayan bebeğim...' diyen sesi kimin içindi onun bile ayrımını yapamıyordum. Bana mı yoksa bu lanet olasıca bacaklarımın arasında çıkmayı bilmeyen kızım için miydi bir fikrim yoktu açıkçası.
Resmen küçük cadı benimle dalga geçiyordu. Yaklaşık 45 dakikadır bu küçük şeytanı çıkması için ikna etmeye çalıyorduk. Fakat o ikizi olmadan çıkmamakta direniyordu.
Yanlış duymadınız. Kızım; Aden aracılığıyla doğum başlamasının ardından bizimle iletişime girmiş, Kardeşi olmadan doğmak istememişti.
Sinirli soluklarım ve çığlıklarım arasında tekrardan bağırdım. ''Bana bak Şeytan'ın tohumu! Derhal o siktiğimin vajinasından çık! Yoksa... '' Gözlerimden çıkan ateşlerle Aden'e döndüm.
Aden hala transtaydı ve donuk bakışlarıyla konuştu. Sesi buz gibiydi. ''Yoksa ne anne? Yine mi ölürüz?'' Farkındalıkla gözlerim buğulandı. Onlar korkuyordu. İçimde ki aidiyetsizlik duygusunun da sonunda nedenini anlamıştım.
Biri 5 yaşındayken diğeri daha gözlerini açmadan öldürülürmüş, mutlak benlikleri doğana kadar hala geçmişi hatırladıkları için tekrardan zarar görmekten korkuyorlardı. Onlar senelerce arafta kalmış iki küçük savunmasız ruhtu. Benim bebeklerimdi.
''Özür dilerim annecim. Lütfen kardeşini bırak da gel artık. Korkuyorsun biliyorum. Bende korkuyorum ama biraz daha gelmezsen kardeşin de ölecek bebeğim.'' Aden'nin gözleri ilk defa duygu emaresiyle titreşti. Diaboli sinirle çenesini sıktı. Alevleri gözleri sanki daha da harlanmıştı.
Sıkıntıyla karnımı okşadı. Bakışları Aden de değil karnımdaydı. '' Mira, hadi babacım... Annen çok yoruldu...Bir daha size bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim. Korkma artık.'' Aden bakışlarını Diaboli'ye çevirdi. ''Cadı sözü mü?'' Diaboli'nin gözlerinden beklide hayatında ilk defa gözyaşı geldi nemli gözlerini kimseye çaktırmadan sildi. ''Cadı sözü babacım...''
Bu hengame de hangi ara Diaboli'nin ismini seçip koyduğunu anlamadığım kızım Aden'le iletişimini kesti. O çok güçlü bir cadı olacaktı.
Sonunda karnımda hissettiğim tekmeler kesilmiş bebeğim mızmızlanmadan doğum kanalına girmişti. derin soluklar alarak kızımı ittirmeye başladım. Kasılmalarım arttıkça baskı artıyor, bebeğim sanki bu seferde sabırsızlanmış gibi kendini ileri atıyordu.
Doğdukların da her şeyi unutacaklardı. Geçmiş yaşamını, Bellatrix'i, ölümünü, arafı hatta şuan yaşananları. Hiçbir zaman normal çocuklar olmayacaklardı. Onlar Şeytan'ın çocuklarıydı sonuçta ama bir gerçek vardı ki birbirlerini çok seven iki kardeş, belki de en güçlü cadı ve İblis olacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA AYİN +18
FantasyHamile kalmak için sayılı günlerim varken ya güçlerimi kaybedicektim ya da Şeytan'dan bir çocuk yapıcaktım. Bende Şeytan'ı seçtim. 🌙🌙🌙 İnatçı bir Cadı... Kurnaz bir Şeytan... Hekate cadıları lanetlemişti. Diaboli ise lanete rahmen Afra'yı seçmişt...