32. Bölüm

2.6K 246 50
                                    

Bol bol yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın. İyi okumalar.

Tavananna Ünvanı, Hittitler'de kralın eşine verilen aynı zamanda kralla birlikçe eş yönetici olan kadınlara verilirmiş. Öldüğünde ise bu ünvan kızına yada kralın diğer eşine geçermiş.

Ben bu akşam cehennemin Tavananna'sı olarak yatağıma giricektim. Şu zamana kadar hiçbir tanrı kendine Tavananna seçmemiş, gerek görmemişti. Lillith bile Rafeal için sadece bir eşti.

Ünvanlar Sahte Tanrı'lar için çok önemliydi ve öyle basit dağıtılmazdı. Fakat Diaboli herkesi şaşırtarak beni tüm boyutlarda eşi dengi ilan edicekti. Bir cadıyı.

Garip olan bir diğer şey ise. Cehenemin bunu sükunetle karşılamasıydı. Evet ben bugün Kraliçe Eş olucaktım.

Üstüme dikilen elbise o kadar güzeldi ki. Cehennem Gelin'i olmam için herşey en ayrıntısına kadar tasarlanmıştı.

Tek sıkıntı ailemin bu evliliği hala onaylamamasıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tek sıkıntı ailemin bu evliliği hala onaylamamasıydı . Elbise üstüme giydirilirken annem son kez dil döküyordu. "Afra, artık saçmalıyorsun. Evlenmek nedir. Hemde bir Şeytanla!" artık sinirleniyordum. "Bence artık abartıyorsun anne, ayrıca çocuklarımın babası o şeytan. " olaya paravanın arkasında ki babam dahil oldu.

"Babacım, annen haklı çok ani karar vermediniz mi?" maaile odamda beni vazgeçirmeye çalışıyordu. "Bakın, karşımda bebeklerimi isteyen iki tanrı varken, benim tek çarem Diaboli, bende bayılmıyorum yangından mal kaçırır gibi evlenmeyi ama mecburum." aslında tek nedenim tabiki de bu değildi ama aşk hayatıma daha fazla karışmalarını istemiyordum. Ayrıca dediklerim çok doğruydu asla böyle sade bir törenle evlenmek istemiyordum. Herşeyi en ince ayrıntısıyla düşünüp tasarlamak isterdim. Ama maalesef zaman yoktu.

Sesizliği kapının açılma sesi bozdu. Hala paravanın arkasındaydım fakat gelenin Diaboli olduğunu bir şekilde anlıyordum. Sesi biraz pürüzlüydü. "Merhaba, hazırsan töreni başlatıcağım. " kapanan son dümemle paravanın arkasından sonunda çıktım. Diaboli'nin üstünde çok şık siyah bir smokin vardı. Üstünde ki tek renk yaka iğnesinde ki bordo mücevherdi. Papyon veya kravat takmamış sadece yaka iğnesi takmıştı.
Çok şıktı.

Gözleri beyazlar ve griler içinde ki  beni buldu. Büyülenmiş gibiydi. Onu öpmek için bir adım attım fakat silkelenip oda geri adım attı. Ardından da ufak bir boğaz temizlemesi yapmıştı. "Güzel, 10 dakika içinde seni salonda bekliyorum."

Hareketleri tuhaftı ama sesiz bir kafa sallamayla onu uğurladım.

Derince aldığım nefeslerle babamın kolunda davet salonun kapısına ilerliyorduk. Nikahımızı kim kıyıcaktı onu bile bilmiyordum. Attığım her adımda, bebeklerimin kalp atışlarının hızlandığını onlarında heyecanladığını hissetim. Bebeklerim, çoğu duygumu benimle birlikte yaşıyordu.

Kolunda ki babam, ellimi avuç içine aldı. Kapılar tam o esnada büyük bir gümbürtüyle açıldı. Diaboli adını bilmediğim yaşlı bir adamın önünde beni bekliyordu. Babam kulağıma sanki kimse duymuyacakmış gibi son fısıldamalarını yapıyordu. " Hala geç değil." bir kaç yüz babamın fısıltısıyla gülerken bir kaç suratta asıldı. Lillith salonda yoktu. Babamın elini güven vermek amacıyla sıkıca sıktım.

KARA AYİN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin