Bir önceki bölümü okumayı unutmayın.
Bölümü kavurma yerken okuyabilirsiniz.
.
Bir yandan yeşil biberi domatesin üstüne koyarken bir yandan da attığım katın dayanıklılığını inceliyordum. Bir hamburgerin içi ne kadar orantılı dizilebilirse o kadar orantılı dizmiştim. Buna rağmen hala endişelerim vardı. Herhangi bir unsurun düşüp yitip gitmesini istemiyordum. Şu haliyle hamburgeri bırakıp geri çekildim ve önümdeki üç hamburgerde göz gezdirdim. İyi gidiyordum iyi.
"Bu saatte hamburger yemem doğru mu?" Ayberk'in oyundan aldığı bakışlarını üstümde duyumsayınca ona doğru dönüp "Neden doğru olmasın?" diye sordum. Behzat hocayla karşılıklı tavla oynuyorlardı. Bense onlara akşam yemeği hazırlıyordum. Amerikan mutfak olduğu için o ikisinin salonda ne yaptığını gayet rahat görebiliyordum. Ayberk elindeki zarları döndürürken "Anneme sorsan doğru değil der ama siz ikiniz de doktorsunuz," dedi. Ardından önce Behzat hocaya bakıp "Gerçi birinizin doktorsunuz," dedi, sonra bana bakıp "Sen adayısın." diye düzeltti. "Yine de ikiniz de annemden daha çok biliyorsunuzdur gibime geliyor."
Behzat hoca önündeki yuvarlak nesnelere ilgiyle bakmakla meşgul olduğu için sohbetin açıldığı yeri kaçırmıştı. Ancak son anda da olsa kafasını kaldırıp "Ne oluyor?" diyebildi. Evinden tavla çıktığında ve Ayberk'in buna merakı olduğunu gördüğümde çok sevinmiştim. Fakat çok geçmeden Behzat hocanın buna hiç merakı olmadığını hatta tavlanın 't' sinden anlamadığını görünce bir o kadar düşmüştüm. Neyse ki Ayberk ona oynamayı öğretiyordu.
Tavlaya gelirsek, onu Levent hoca buraya bırakmış olmalıydı. Teorilerimiz bu yöndeydi.
"Ayberk'le bu saatte hamburger yemenin zararlarını konuşuyoruz." önüme dönüp kıvırcık salataları aldım ve son kat olarak her bir hamburgerin üstüne düzgün bir şekilde hizalayıp koydum. Behzat hocanın "Hayata bir kere geliyoruz Ayberk. Onda da istediğimizi yiyip içme özgürlüğümüz olsun." sözleriyle gülümsedim. Her bir hamburgerin üstünü yarım hamburger ekmeğiyle kapatıp sırasıyla dakikalar önce aşağı aldığım servis tabaklarına ayrı ayrı yerleştirdim.
"Yani hamburger zararsız diyebilir miyiz?" diyen Ayberk'le aynı anda "Diyemeyiz." dedik.
"Zararlı," diye devam eden Behzat hocaya destek vermek amaçlı "Çok zararlı!" deyiverdim. O ise "Hera haklı çok zararlı," dedi, sesinin sona doğru kısılmasından tavlaya baktığını anladım, onu hiç sevmemişti, "Ama hamburgerle birlikte birçok şey zararlı. Bunların hepsinden vazgeçmek ne doğru bilemiyorum. Mesela sadece yemekte değil, sevdiğimiz biri de bize psikolojik zarar verebilir. Vazgeçebilir misin? Hayır. Olduğu gibi kabullenebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEHZAT'IN HERASI
RomantizmDoktor/öğrenci temalıdır, yaş farkı içerir. Bir tık yetişkin içerik barındırıyor olabilir. İlk bölümler textingtir. . Başlangıç tarihi: 07.04.24