Üstümde emanet gibi duran gömleğin düğmelerini bir bir iliklediğim vakitlerde ara ara aynadan aksime bakıyordum. Bu evde iç çamaşır olarak bana uygun olan bir kıyafet bulunmadığından ötürü içime bir şey giyinememiştim. Ne bir üst ne de bir alt, üzerimde bir tek gömlek vardı. Rahibe Terassa olmadığımdan mütevellit bütün düğmeleri kapama gayretine girmeyerek son iki düğmeyi açık bıraktım. Aynadaki yansımadan Behzat hocanın yatağın üstündeki vücudunu görebiliyor, eline diktiği bakışlarına şahit olabiliyordum.
Galiba babamın bir saat evvel buradan gitmeden önce ettiği sözlere takılıyordu. Normalde soyadımızla oturup hava atacak bir adam değildi ama ileri gidip "Gerçekten sana layık olduğuna mı inanıyorsun!" diye bağırdığı bir an vardı. "Şu halde?" bunu söylerken Behzat hocanın ellerine bakmıştı. Behzat hoca ise o andan itibaren ellerine kitlenmiş vaziyetteydi.
Babam için asıl sorun aramızdaki yaş farkıyken konu ne ara bel altı vurmaya gelmişti bilmiyordum. Sahi babam için tek sorun yaş farkı mıydı? Başımı iki yana sallarken "Hayatımda birinin olmasını hiç istemedi." diye mırıldandım.
Nemli saçlarımı gömleğin içerisinden çıkarıp omuzlarımdan aşağıya doğru bırakarak arkama döndüm. Bir başka değişle yatağa, daha da ötesi Behzat hocaya. Restorandan buraya geldiğimizde Ayberk'i davet ettiğimiz için duş almaya fırsatım olmamıştı ama o, o sürede duşunu almıştı. İpeksi saçları gözümü alırken sesimi neşeli çıkarmaya gayret ederek "Şuna bak Clear reklamından fırlamış gibi!" dedim.
Kaşları çatıldı, elinden aldığı bakışlarını bana çevirdi. "Bir şey mi söyledin?" temalı ifadesine karşın usulca yanına ilerledim. Bedeninin yanında kalan boşluğa geçip yerleştim ve önce boş boş zemine baktım ardından bütün vücudumu ona dönerek koyu kahvelerine. "Babam nereden vuracağını şaşırdığı için olup olmadık konuştu. Birde mevzu bahis eliniz olunca üzüldüğünüz için üstünüze gelmekten geri durmadı. Kasıtlı yaptı yani. Yoksa o da sizden daha iyi damat bulamayacağının farkında."
Dudakları kıvrılırken "Farkında?" diye konuştu.
"Yani henüz değilse bile farkına varacaktır." bozuntuya vermeden topu çevirdiğimde başını onaylamaz anlamda sallayarak "Farkına varmayacak." dedi. Bu karamsarlığına binaen karşı çıkmak için dudaklarımı araladığım esnada elini kaldırıp 'Sus.' yaptı bana. "Farkına varsa bile unutmayacak. Bugün elin adamı için onu sildiğini söylediğini sittin sene unutmayacak Hera."
"Elin adamı mı?"
"Ona göre ne eksik ne de fazla."
"Hocam," bacağımı kırıp yatağa çıkartırken ayak bileğimi diğer dizimin altına iliştirdim. "Neden size söylenenleri umursamıyorsunuz? Sapık, dedi. İşe yaramaz, dedi. Kızıma layık değil," devam etmek için derin bir soluk aldığım esnada uzanıp elimi tuttu. Aldığım soluğu usulca verirken lafımı tamamladım, "Kızıma layık değilsin, dedi. Seninkisi orta yaş bunalımı bile dedi. Ama siz hala babama söylediklerimdesiniz. Sizce de artık sizden konuşmamız gerekmiyor mu?"
Sözlerimin üstünde hiç durmadan "Gerekmiyor," dediğinde hayrete düştüm. "Yanımda olduğun sürece yaşadığım kötü şeylerin veya uğradığım hakaretlerin önemi yok," önemi olduğunu dakikalardır gözünü alamadığı ellerinden anlayabiliyordum, "Her neyse," diyerek oturduğu yerden ayağa kalktığında oluşan boşluğa bakakaldım. "Madem burada kalmaya karar verdin, o halde bu geceden çalışmaya başlayalım."
"Ne yani, babam bizi affetsin diye çocuk mu yapacağız?" koca vücudunun üstündeki yakışıklı yüzünü dehşetle incelediğim vakitlerde "Hayal gücünün ucu bucağı yok, değil mi?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEHZAT'IN HERASI
RomansaDoktor/öğrenci temalıdır, yaş farkı içerir. Bir tık yetişkin içerik barındırıyor olabilir. İlk bölümler textingtir. . Başlangıç tarihi: 07.04.24