21. Bölüm🐚

183 29 105
                                    

Selamm<3

Nasılsınız canlarımmm

Bu bölüm normalden bir tık daha geç geldii bazı sebeplerden dolayı (İlham perilerimin uyuması gibi bfcndmsncm) yine de umarım beğenirsinizzz

Gecikme için küçük bir telafiii (Bulut'umun gözleriiii)

Gecikme için küçük bir telafiii (Bulut'umun gözleriiii)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumlarrr 😗

***

Cengiz abinin restoranın önüne geldiğimizde üçümüz de taksiden indik. Yiğit, ücreti ödedikten sonra hemen yanımıza geldi.

Restorana doğru ilerlerken bir şeyler dikkatimden kaçmamıştı. Restoran tamamen karanlığa gömülmüştü. Etrafta tek bir ses bile yoktu. O da yetmezmiş gibi ne Gül'ün arabası ortalıkta görünüyordu ne de Cengiz abinin. Acaba başka bir yeri söylemişlerdi de ben mi yanlış anlamıştım?

Gözlerim restoranın durumunu tartmaya devam ederken Yiğit'e düşüncelerimi aktardım. ''Yiğit, başka bir yerde buluşmayı ayarlamış olabilirler. Baksana, restoran kapalı gibi duruyor.'' diyerek restoranı işaret ettim.

''İçeri girelim bir. Bakarız.''

Dediğini yapıp restoranın kapısının önüne geldik. Kapıyı hafifçe ittirdim. Açıldı. Demek ki burada buluşacağımız doğruydu. İçeri adım attığım anda 'Bom!' sesiyle irkildim. Geriye bir adım attığım gibi sırtım Yiğit'in göğsüne yapıştı. Korkudan kilitlenirken Yiğit'in ellerini omuzlarımda hissettim.

''İyi ki doğdun.'' diye fısıldadığında neye uğradığımı şaşırdım. Hemen sonra birçok sesten aynı anda doğum günü şarkısı duymaya başladım. Korkumu unutmuş şaşkınlıkla olayları izlemeye başlamıştım. Defne, elinde bir pastayla bize doğru yaklaşıyordu. Sadece o değil, diğerleri de ellerinde konfeti ve maytaplarla onun peşinden geliyorlardı.

Demek ki o duyduğum ses konfetiden gelmişti. İçim rahatlasa da şaşkınlığı üzerimden atamamıştım hâlâ. Şarkı bittiğinde Defne, pastayı yüzüme doğru yaklaştırarak ''Mumları üfle. Tabii önce bir dilek dilemeyi unutma!'' dedi hevesle.

Şapşal şapşal gülümseyip, Yiğit'ten uzaklaşarak Defne'ye yaklaştım. Gözlerimi sıkı sıkı yumup dileklerimi sıralamaya başladım. Normalden biraz uzun sürmüş olacak ki Ali, olaya müdahale etti.

''Kankam gelecek yüzyıla kadar yetecek kadar dilek diliyor galiba.''

Kıkırdayıp son dileğimi de dilemeye başladım. İlk dileğim de son dileğim de aynı olacaktı. İkisinin de içinde elmas gözlüm olacaktı. Dilerim ki bu yaşımda ve gelecek tüm yaşlarımda yanımda olursun hayatımı maviye, huzura boyayan gökyüzü gözlüm. Dilerim ki hayallerimdekinden bile daha mutlu oluruz. Geçen yaşımın bana getirdiği en güzel şeylerden biriydin. Gelecekte de hep böyle kalırsın umarım. Hayatımın her anında, en güzel anlarımı bile daha da güzelleştirir varlığın.

Bir Yaz HikâyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin