37. Bölüm🐚

51 7 50
                                    

Selammm

Nasılsınız canlarımmm

Keyifli okumalarrr

***

Günler gelip geçti ve kendimizi Defne'nin nişanında bulduk. Zaman öyle hızlı geçmişti ki bana sorulsa birkaç saat geçti derdim. Oysa günler geçmişti.

''Rojin! Kızım şu çantayı getirsene artık!'' Annemin sesiyle adımlarımı hızlandırdım. Defne henüz gelmemişti. Adel ve Gül onunla kuaföre gitmişlerdi. Ben de nişanın yapılacağı mekana daha erken gelip bazı hazırlıkların tamamlanması için çabalıyordum.

Annem de benimle gelmiş, Defne'nin oturacağı masayı ayarlıyordu. Ben ne eksik olduğunu anlamasam da o hep bir eksik bulup başıma iş açıyordu.

İstediği çantayı ona teslim edip Soner'in yanına gittim. O da Adel'le şarkı söyleyeceği için gitarları ve mikrofonları ayarlıyordu. ''Kolay gelsin Soner.'' dedim yorgunca dev hoparlörün üzerine yaslanarak.

''Sağ ol.'' Ela gözleri bana döndüğünde ''Sen şimdiden yoruldun mu?'' diye sordu. Tipimden fazlasıyla belli oluyor olmalıydı. Yani koştur koştur nereye kadar? Elbette ki yorulmuştum.

Çenemi hoparlörün üzerine yasladığım sağlam koluma yasladım. Böyle bir günde kırık bir kolla dolaşmak kadar kötü az şey vardı. Bir iç çekip dudaklarımı büktüm. ''Hiç sorma. Şu nişan, düğün, bilmem ne aktiviteleri çok zor. Daha nişan başlamadan beyaz bayrağı sallamaya hazırım inan ki.''

Soner kıkırdayıp gitarın akorunu ayarlamaya devam etti. Belimde bir el hissettiğimde istemsizce dikleştim. Hoparlörle temasım tamamen koptu. Başımı çevirip gelen kişiye baktım. ''Sevgilim?'' dedim şaşkınca.

Yiğit, Alilerle gitmişti. Daha gelmesine var diye biliyordum. Ondan dolayı şaşırmıştım. Yanağıma tüy kadar bir öpücük kondurdu. ''Minik civcivim yorulmuş mu bakayım?'' dediğinde başımı omzuna yasladım.

''Çoook.'' diyerek biraz şımardım. ''O değil de sen ne ara geldin? Ali'nin hazırlıkları bitti mi ki?''

Eliyle bel boşluğumu hafifçe okşarken cevap verdi. ''İçimden bir ses bebeğimin çok yorulduğunu söyledi. Ben de dedim ki erkenden çıkıp yardımına koşayım.''

Başımı omzuna daha sıkı bastırdım. Bu çocuk bu kadar tatlı davranarak canıma kastediyordu da haberi yoktu.

Annem yanımıza yaklaştığında elini belimden çekti. Sıcaklığının yerini hava sarmalamıştı. Yüzüm istemsizce düştü. Onunla sevgili olduğumdan beri tam bir temas bağımlısı olduğum kanıtlanmış oldu. Aramıza biraz bile mesafe girsin istemiyordum ama işte bu imkansızdı.

Annem bize görevler yağdırdığı zaman hepimiz koşar adım kalan işleri halletmeye koyulduk. Bir saat içinde misafirler gelmeye başlamışlardı.

Hemen ardından Defne ve Ali salona giriş yapmışlardı. Adel ve Soner müziği başlattıklarında atmosfer çok hoş bir hâl almış, tüm yorgunluğum bir anda kayıplara karışmıştı.

Çiftler için dans müziği çaldığı zaman zaten dibimde olan Yiğit bana daha da yaklaştı. Elini bana uzattı. ''Bu dansı bana lütfeder misiniz hanımefendi?''

Bir hanımefendiye layık olacak şekilde gülümseyip elimi eline teslim ettim. ''Seve seve beyefendi.'' Yavaş yavaş sahneye doğru ilerledik.

Yerimizi aldığımızda küçük bir reveranstan sonra dansımıza başladık. İki eliyle bel boşluğumu sıkı sıkı kavrarken sağlam kolumu boynuna dolamamı sağladı. Kırık kolumsa ikimizin bedenleri arasında sıkışmak zorunda kaldı.

Bir Yaz HikâyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin