36. Bölüm🐚

76 10 93
                                    

Mirabaaa🩷

Nabersss

İyi okumalarrr

***

Ertesi gün hastanedeki işlemleri halledip erkenden eve geçmiştik. Ben doğruca banyoya girip yaralarıma su getirmemeye çalışarak hızlı bir duş almıştım.

Yiğit de anne ve babasının gittiğini öğrendiğinden gönül rahatlığıyla duş alıp üzerini değiştirmek için evine çıkmıştı.

Banyodaki işlerim bitince saçlarımı yarım yamalak bir şekilde havluya sarıp pijamalarımı hızlıca giydim. Banyonun kapısını araladığım gibi burnuma mükemmel yemek kokuları gelmeye başladı. O âna kadar ne kadar acıktığımı fark edememiştim.

Kokuyu takip ederek mutfağa kadar gittim. Annem mutfak önlüğüyle fırının önünde durmuş çorbayı karıştırıyordu. Ona yaklaşıp kollarımı beline sardım. ''Mükemmel kokuyor anneciğim.''

Başını yana çevirip yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu. ''Sen de mükemmel kokuyorsun şirinem.'' İyice şımarıp ona sırtanaştım. Kıkırdamaya başladığında başımı huzurla omzuna yasladım.

''Anneciğim, sana bir şey söylemem gerekiyor.''

''Biliyorum.'' Şaşkınlıkla geri çekildim. Ondan ayrılıp yüzünü görebileceğim bir konumda durdum. ''Neyi biliyorsun?''

Kibirli bir gülümseme takındı. ''Anneler çocuklarıyla ilgili her şeyi bilir bir kere. Sen anlatmasan bile ben anlarım. Yiğit oğlumla ciddi bir ilişkiye girdiniz, değil mi?''

Ağzım şaşkınlıkla açıdı. Yani tamam, belli etmiştik falan ama bu kadar mı ele vermiştik kendimizi? ''Peki sen ne düşünüyorsun bu konuda?'' Ben kendimden emindim ama yine de annemin düşüncesi benim için çok değerliydi. Sonuçta biz her ne kadar mantıklı düşünürsek düşünelim annelerimiz daha geniş çerçeveden bakarlardı. Onun onayını alırsam ilişkimle ilgili kendime daha çok güvenecektim.

''Valla ben diyorum ki Yiğit oğlumdan daha iyi bir damat bulamam.'' Sanki öz oğlundan bahsediyormuş gibi gururlu görünüyordu. Ona bu kadar yakın olması içimi ısıtıyordu.

Kapı çaldığında ''Heh iyi insan lafın üzerine gelirmiş. Git bakalım, aç şu kapıyı. Kesin damadım gelmiştir.'' Bir gelin bir damat... Bizi iyice evledirmişlerdi ama bunlar! Oysa biz daha ilişkinin başındaydık.

Gözlerimi devirerek mutfaktan çıktım. İçimi  güzel duygular kaplamıştı. Kapıyı açtığımda beni karşılayan manzara nefes kesiciydi.

Islak saçları alnına dökülen mükemmel ötesi sevgilim gözlerimin bayram etmesini sağladı. Duşunu bitirir bitirmez gelmiş olmalı ki üzerindeki siyah tişört vücudunun kimi kısımlarına yapışmış, kaslarını gözler önüne sermişti. Allah aşkına kurulanmamış mıydı bu çocuk!?

Ağzımın suyu akarken gözlerimi zar zor bedeninden ayırıp gözlerine baktım. Yüzünde sinsi bir sırıtış vardı. Ne yaptığının, üzerimdeki etkisinin farkındaydı.

Ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti. Bir yandan da beni baştan ayağa süzmüştü. Bakışları başımdaki havluda birkaç saniye oyalandı. ''Saçını neden kurutmadın minik civcivim?''

Dudaklarımı büküp refleks olarak elimi havluya götürdüm. ''Yeni çıktım banyodan. Daha fırsatım olmadı.''

''O zaman gel ben kurutayım saçlarını.'' Bu teklife hayır diyecek bir insan olamaz diye düşünüyordum. Büyük bir sırıtışla koluna girerek onu odama doğru çekiştirdim.

Bir Yaz HikâyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin