Bölüm 5: Bu Ne?

11.1K 475 174
                                    

Yorum yapmayı unutmayınn, keyifli okumalar 🐾
______________________________________

Buzdolabındaki her şeyi bok ettikten sonra onu ne ile besleyecektim bilmiyordum ama ayağa kalkarken Lia'yı da kendimle birlikte kaldırdım yavaşça. Ben yalnız yaşayan biriydim, yani bu melez türeyene kadar. Bu nedenle buzdolabımın ağzına kadar dolu olduğu söylenemezdi pek.. Var olan şeyler de mahvolmuştu şimdi. Sıkıntılı bir iç çekerek Lia'yı peşimden çekiştirmeye başladım. Tavrım yumuşak olmayabilirdi, ama sert de değildi. Şu an yarattığı bu karmaşa yüzünden onu camdan aşağıya atmam gerekirken böyle tepki veriyor olmam nezaket bile sayılabilirdi bence.

Evet, normal tavrıma kıyasla bu halim kesinlikle nazikti. Çünkü bütün bu dağınıklığa rağmen onu ağlarken görmek.. Nasıl desem, vicdanımı sızlatmıştı biraz. Beceriksiz hareketleri yüzünden aç kalmış olması ona acımama sebep olmuştu..

Mutfağa vardığımızda gözlerimi kısarak yerdeki karışıklığa baktım ve "Bunları nasıl yaptın?" diye sordum Lia'ya. Ağladığı için göz kenarları ve burnunun ucu hala kırmızıydı. "Birazcık bile becerebildiğin bir iş yok mu!?"

Önce birbiri üstüne yığılmış yiyeceklere, sonra bana baktı. "Düştü." derken eliyle bu karmaşayı gösteriyordu sanki kendi eseri değilmiş gibi. "Ben yaptım, düştü."

Gözlerimi devirdim ve iki yana salladım kafamı. "Senin yaptığını biliyorum zaten.." derken sağlam bir şeyler var mı diye kontrol etmek için buzdolabına uzanmıştım. "Asıl soru nasıl yaptığın, ama neyse. Bir şey anladığın yok zaten. Boşu boşuna cevap vermeye uğraşma."

Onu azarlıyordum fakat bunu bile anlamıyordu salak kedi.

"Tamam.." diye mırıldandığında "Aptal." dedim dişlerimin arasından. Gerçekten fazlasıyla aptaldı..

"Sen aptal."

"Ne?"

İşte bu cevabı ciddi anlamda beklemiyordum. Kaşlarım çatılırken bakışlarımı buzdolabından ayırdım ve bir kez daha "Ne?!" dedim Lia'ya dönerek. "Ne dedin sen!?"

Yanlış duyduğumu falan düşünmüştüm ama Lia yüzsüz gibi tekrar etti lafını. "Aptal." dedi parmağını bana doğru uzatarak. "Sen aptalsın!"

Bu velet artık fazla olmaya başlamıştı ama!

Bir an kendimi tutamadım ve üzerine doğru yürüyüp "Tekrar söyle!" diye hırladım dişlerimin arasından. Yüzlerimizin arasında bir kaç santimlik mesafe vardı ve bu pozisyona gelebilmek için baya bir eğilmek zorunda kalmıştım. Kanım öfkeden kaynarken Lia'yı tişörtünden yakalayıp bir kez daha sinirle soludum. "Söyle! Ne dedin??"

Yeşil gözleri bir an korkuyla solgunlaştı, kirpiklerini kırpıştırdı hızlı hızlı ama hemen sonrasında "Aptal.." diye mırıldandı yeniden. Sesi titrese de bu kelimeyi söylemekten vazgeçmiyordu. "Sen..aptal mısın?"

Öfkemi kontrol edebilmek için sertçe yutkundum ve parmaklarımın arasındaki ince kumaşı bırakıp "Sana acıyan aklımı sikeyim.." diye homurdandım sessizce. Ben onu düşünüp yiyecek bir şeyler arıyordum, o ise hakaret ediyordu bana! Arkamı dönüp gitmeden önce yeşil gözlerine son bir bakış atıp sinirle hırladım. "Ne halin varsa gör, anladın mı!? Yemek falan yok sana. Açlıktan gebersen bile umrumda değilsin."

Sonra adımlarımı odama yönlendirdim ve aceleyle ayrıldım mutfaktan. Yaşantım boyunca nezaket denen siktiğimin olgusunu hayatıma sokmama sebebim tam olarak buydu işte!

Yatak odama vardığımda kapıyı bir hışımla kapattım ve tişörtümü çıkarıp bir kenara fırlattım. Aslında, Lia normalde burada, yatak odamda uyurdu ama artık bir insan olduğuna göre o sürüngeni içeri sokmama gerek yoktu. Salonda veya canının istediği herhangi bir delikte uyuyabilirdi gönlünce. Beni daha fazla sinir etmek dışında her boku yapabilirdi..

Daha Fazla Miyav Yok! (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin