______________________________________
"Birini mi arıyorsunuz?"
Az önce telaşla çarptığım güvenlik görevlisi bana bu soruyu yönelttiğinde hızlıca ona çevirdim bakışlarımı. Bir an "Evet" demek, yardım istemek geldi içimden ama sonra Lia'nın sıradan biri olmadığını anımsayınca vazgeçtim bu düşünceden. Kimliği falan yoktu, her hangi bir kaydı bulunmuyordu sonuçta.. İş daha ciddi bir boyuta taşınırsa bu "kimliksiz" olma mevzusu başıma bela olabilirdi yani. Ve ben hiçbir şekilde açıklayamazdım bütün bu olup biteni..
Çıkıpta "Kedim insana dönüştü!" desem kim inanırdı ki bana..??
Kafamı aceleyle iki yana salladım ve "Hayır." dedim olağan görünmeye çalışarak. "Kimseyi aramıyorum, öyle bakınıyorum sadece.."
Güvenlik görevlisi tepkime anlayışlı bir baş selamı verdi ve "Anladım, kusura bakmayın." diyerek kendi işine döndü yeniden. Ama bunu yapmadan önce bana tereddüt dolu bir bakış atmayı da ihmal etmemişti.
Kendi kendime iç çektim ve stresle şakaklarımı ovuşturdum. Lia'yı bir an önce bulmam gerekiyordu..
Ama fazla dikkat çekmeden yapmam gerekiyordu bunu.
Güvenlik görevlisinin görüş alanından uzaklaşana kadar sakince ilerlemeye başladım..
Sonrasında çok daha telaşlı bir hale evrildi adımlarım. Bakışlarımı gergince etrafta gezdiriyor, Lia'dan bir iz arıyordum fakat gözüme çarpan hiçbir şey yoktu. O gri saçlarıyla yüzlerce kişinin arasından bile dikkat çekmesi gerekiyordu halbuki..
Her geçen saniye kalbim daha hızlı çarpmaya başlarken bir küfür mırıldandım ağzımın içinde.
Onu evden dışarı çıkarmak kesinlikle berbat bir fikirdi!
Tamam, biraz değişik biriydi. Yani insana dönüşmesi zaten yeterince tuhaf değilmiş gibi bir de saçma sapan hareketleri vardı, ortalığı karıştırıyordu, hiçbir işi beceremiyordu falan ama..
Yine de onu kaybetmek istemiyordum.
Her ne kadar artık evcil bir hayvan formunda olmasa da o hala benim kedimdi çünkü. Bana aitti. Benim himayem altındaydı.
Yıllarca da böyle olmuştu bu. İçinde bulunduğu beden değişse de onsuz yapabileceğimi düşünmüyordum. İnsan formuna henüz alışamasam da yokluğu kadar korkutucu gelmiyordu bu düşünce artık.
Onu sürekli evden atmayı düşündüğüm için pişmandım..
Bunu asla sesli itiraf etmezdim, ya da ona söylemezdim ama.. Onu seviyordum. Gerçekten seviyordum.
Yani.. Bir arkadaş olarak.
Ve şimdi, kalbim panikle çarparken çok daha iyi anlıyordum bunu. Onu bulacağıma emindim, fakat onu bir daha göremeyecekmişim gibi korkmaktan da alıkoyamıyordum kendimi. Bu his tamamen iradem dışında oluşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daha Fazla Miyav Yok! (+18)
Chick-LitBir sabah uyandığınızda evcil kedinizin insana dönüştüğünü görseydiniz, ne yapardınız..?? Muhtemelen böyle bir şeyin gerçek olduğuna inanmazdınız, değil mi? Çünkü bu imkansız!! Ama 22 yaşındaki barmen Yekta'mızın başına gelen tam olarak bu.. Evet...