Daha Fazla Miyav Yok! (+18)

Bölüm 20: Siyah Ve Beyaz

______________________________________

"Ha? Başka filmler mi?"

Elimi ağzından uzaklaştırdığımda Lia'dan aldığım cevap bu oldu. Şu an aptal numarası mı yapıyordu, yoksa cidden aptal mıydı bilemiyorum fakat bana kalırsa neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyordu.

"Lia!" dedim bir kez daha, bu kelimeyi kendi kendine söylemesi imkansızdı. "Söylesene, nereden öğrendin bunu?"

Erkekliğim hala içinde olduğu için sağa-sola kıvranırken "Bilmiyorum babacığım.." dedi mırlayarak. Yok yok, bu kız gerçekten dalga geçiyordu benimle.

Belime doladığı bacaklarını kavrayıp biraz daha yaklaştım yüzüne. Bu kadarı benim için bile fazlaydı..

"Bu kelimeyi bir daha sakın söyleme."

"Niye ki?" diye sordu masum gibi davranarak. Bu uyuz kedi, insan olmaya iyice alışmıştı. "Neden söylemeyeyim..?"

"Çünkü iğrenç!" dedim ama içten içe aslında böyle hissetmediğimi biliyordum. Sadece.. Ne bileyim, çok utanç vericiydi işte! Yüzüm kızarmadan bu hitap şekline karşılık verebileceğimi düşünmüyordum. Çok çok az hoşuma gider gibi olsa da.. Dayanılmazdı!

Ama Lia beni zerre umursamıyordu bu konuda.

Olumlu anlamda kafa sallasa da "Tamam babacığım.." demeyi ihmal etmemişti. Bu yaramaz kediyle baş etmek gerçekten zordu..

En iyisi bu söze takılmamak diye düşündüm. Ve sevişmeye devam etmek..

Ama tam da o sırada odanın kapısı gürültülü bir biçimde açılınca Lia'nın içindeki hareketim yarım kaldı. Biz banyoda olduğumuz için, odaya kimin girdiğini göremiyorduk haliyle fakat böyle bir malikanede kimsenin buna cüret edememesi gerekiyordu. Ani şaşkınlığımı bırakıp Lia'dan uzaklaşırken ona sessiz olmasını işaret ederek dış taraftaki havlulardan birine uzandım.

İçerideki her kimse, bir şeyler arıyordu sanki odamda.

Bizim varlığımızdan habersiz gibiydi, halbuki yemekten kalkarken herkese odamızda olacağımızı söylemiştim. Kimdi o zaman bu manyak??

Havluyu yavaşça Lia'nın bedenine sararken dikkat kesilmiştim içeriden gelebilecek her türlü sese. O sırada "O kız mı?" diye sordu Lia, sesi bir fısıltıdan farksızdı.

Başka bir havlu almak için uzanırken belli belirsiz kafa salladım.

"Bilmiyorum.."

'O kız' dediği, Elis'ti muhtemelen. Ama onun benim odamda ne işi vardı ki??

En iyisi içeri gidip bu davetsiz misafirin kim olduğunu kendi gözlerimle görmekti. Bu düşünceyle birlikte aldığım ikinci havluyu hızlıca belime doladım.

Sonra "Sen bekle.." diye mırıldandım Lia'ya. "Ben bi bakıp geleceğim.."

Üzerine sardığım havluya sıkıca sarılırken "Tamam." diyerek kafa salladı söylemime. O beni beklemeye koyulurken ben de vakit kaybetmeden içeri gittim..

Tuhaf ama odamdaki kişi Elis'ti gerçekten.

Neden bilmiyorum, boş boş etrafa bakınıyordu. "Burada ne işin var??" diye sordum onu görünce.

Sesimi duyması ve aniden bana dönmesi bir oldu. Gözleri sebepsizce vücudumda gezindi bir anlığına. Bundan rahatsızlık duysam da hiçbir şey söylemedim.

"Benim mi?" dedi, ne söylemesi gerektiğini bilemiyor gibiydi. Sonra ellerini lila rengi eşofmanının cebine soktu ve daha rahat görünmeye çabalayarak gerindi. "Hiçbir şey. Sadece seni arıyordum.."