Bölüm 9: Sokaklar..

10.8K 472 94
                                    

______________________________________

Bara giden yolda, yanımda Lia olmasına rağmen, pek bir aksilik yaşamadım. Yalnızca Lia'ya telkinde bulundum sözümü dinlesin diye, o kadar. Bu konu dışında bir şey söyleme gereği duymadım hiç.

Bara vardığımızda ise onu doğruca arka tarafa çekiştirip basit bir tabureye oturttum ve "Eğer buradan kalkarsan, senin için hiç iyi olmaz." dedim tembih ederek. "Sakın, anladın mı?"

Anladığını belirtircesine kafa salladı ve sonra etrafı izlemeye başladı.

Henüz pek kalabalık değildi ortam, saat daha geç olmadan ve müşteriler doluşmadan önce etrafı temizlemem gerekiyordu. Bu yüzden vakit kaybetmeden işe koyuldum.

Hızlıca barın arka tarafında bulunan lavaboya yöneldim ve temizlik malzemelerinin bulunduğu dolaptan bir kaç şey aldım. Ardından kapının arkasına dayadığım viledaya su doldurdum ve dükkanın tozunu, pisini sildim kabaca. Bu işi hallettikten sonra da bardakları, kadehleri dizmeye giriştim.

Tabi bütün bunları yaparken ara ara Lia'yı kontrol etmeyi de ihmal etmiyordum. Gözüm üzerindeydi, fakat uslu görünüyordu şimdilik. Ona söylediğim gibi tabureden hiç kalkmamıştı.

Bir süre sonra mekan kalabalıklaşmaya başladığında ise içeri girenleri izliyordu tek tek. Her gelen kişiyi dikkatle süzüyor, elbiselerine hayran hayran bakıyordu. Ona yaklaşırken alçak sesle mırıldandım.

"İnsanlara öyle bakma, rahatsız edicisin."

Bunu söylerken ona bakmıyordum ama yine de kendisiyle konuştuğumu anladı sanırım. Kafasını önüne eğdi, gözleri zeminde oyalanmaya başladı.

Üzerindeki pembe elbiseye kısa bir bakış attıktan sonra önüme döndüm. Şimdilik her şey yolundaydı neyse ki..

Bu nedenle odağımı tekrar işime yönlendirdim ve müşterilerle ilgilenmeye başladım. Barmenlik yapmaya başlayalı iki sene olmuştu herhalde, alışmıştım yani. İlk zamanlar zorlansam da şimdi basitçe ilgileniyordum her şeyle.

İçecek hazırlamak benim için çocuk oyuncağıydı.

Ama hazırladığım kokteyllere ilgi duyan tek kişi müşteriler değildi sanırım, Lia da merakla bakıyordu cam kadehlerde sergilenen renkli içeceklere.

Bunu, ona göz ucuyla bakarken fark etmiştim. Göz göze geldiğimizde de sızlanmaya başladı zaten...

"Yekta.. Bu ne??"

O sırada müşteriyle ilgilendiğim için Lia'nın bu sorusuna basitçe omuz silktim ve "O hasta.." dedim bar taburesinde içeceğini bekleyen bir kadına. Lia ilkel bir insanmış gibi elini uzatıp parmağıyla içeceği gösterince kadın tuhaf tuhaf bakmaya başlamıştı çünkü ona. Hemen geçiştirmeye çalıştım. "Akli dengesi yerinde değil, takılmayın."

Bu açıklamama çok hafif başını salladı ve sonra içeceğini alıp dans etmekle meşgul olan arkadaşlarının yanına döndü kadın. Ben de yönümü Lia'ya çevirdim.

"Bunlar senin ilgilenmen gereken şeyler değil." dediğimde elimle cam bardakları gösteriyordum. "Sadece kafa dağıtmak için bir kaç içecek, anladın mı? Bir daha başkalarının yanında ağzını açma."

İnsanların yanında konuşmasını istemediğim doğruydu. Bir pot kırmasından korkuyordum çünkü.

Ama Lia benimle inatlaşarak mızmızlanmaya başladı bir anda. "Ben de!" dedi tabureden kalkıp yanıma yaklaşırken. Bakışları nizami bir şekilde dizili duran kadehlerin üzerinde gezindi. "İçebilir miyim?"

"Hayır." diye cevapladım sorusunu, tavrım netti. "Sana o tabureden kalkma demiştim, Lia. Geç ve otur."

Bu kızla dışarı çıkmanın aptallık olduğunu biliyordum ama barın ortasında çığlık atacağı aklıma bile gelmemişti.

Daha Fazla Miyav Yok! (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin