Bölüm 11: Ağaçtaki Pisicik

10K 406 110
                                    

______________________________________

"Yürü Lia.. Bir an önce gidelim buradan!"

Oturduğum yerden kalkarken bunu mümkün olduğunca sessiz bir şekilde söylemiştim ama nereye gideceğimiz konusunda hiçbir fikrim yoktu, çünkü çıkışı olmayan bir ara sokaktaydık.

Fakat bekçilerin yaklaştığını cılız fener ışıklarından ve sert adım seslerinden anlayabiliyordum. Artık bekçi olduklarına da emindim bu arada, bu kadar gürültülü bir hırsız olamazdı. Oyalanacak vaktimiz yoktu yani..

Bu yüzden Lia'nın da kalkmasına yardımcı oldum ve elbisesini düzeltip elini tuttum hızlıca. Bana şaşkın şaşkın baksa da hiçbir şey demedi, suskunluğundan faydalanıp onu peşimden çekiştirmeye başladım.

Bir yandan da kendi kendime mırıldanıyordum.

"Şu siktiğimin işleri bir gün de yolunda gitse zaten.."

Tavırlarım, dışarıdan bakan birisi için soğukkanlı görünebilirdi fakat bulunduğum durum sebebiyle oldukça telaşlı ve huzursuz hissediyordum açıkçası. Lia'nın bu kimlik meselesini bir an önce çözmem gerekiyordu. Tabi bu geceyi atlatmayı başarırsak...

Ara ara arkama bakıp bekçilerin ışıklarını kontrol ediyordum ama şükür ara sokağa giren biri olmamıştı henüz. Şimdilik bir sıkıntı olmadığını anlayınca bu kez de etrafı incelemeye başladım hızlı hızlı.

Olası bir yakalanma ihtimaline karşı önlem almamız şarttı..

Tam da o sırada sol tarafımızda bulunan yüksek bir duvar çekti dikkatimi.. Diğer evler apartman olduğu için bahçeleri yoktu fakat bu duvarın ardındaki ev müstakildi belli ki.. Ve tahminimce geniş bir bahçesi vardı.

Yani buradan tek çıkış yolumuz olabilirdi..

Bu yüzden bu duvara tırmanmamız gerekiyordu bir şekilde. Benim için sorun değildi fakat Lia için biraz yüksekti sanki, benim yardımım olmadan bu işi beceremezdi. Onu kucağıma almam gerektiğini fark edince bıkkın bir nefes verdim.

Ama şimdi hayıflanmanın sırası değildi. Bu yüzden Lia'ya ufak planımı anlatmaya başladım ve "Bak.." diyerek duvarı işaret ettim sessizce. "Şimdi buradan..uzaklaşmamız gerek, anlıyor musun? Bu yüzden bu duvarın üstüne çıkacağız.."

Beni anlıyormuş gibi kafa sallasa da yüzüme boş boş baktığında ellerimi birbirine kenetledim ve bir basamak gibi onun önüne sundum.

"Bas hadi.." dediğimde tereddüt ederek kaldırdı ayağını. Bir kez daha "Hadii!!" diye hırladığımda ise kenetlediğim ellerime basarak duvara uzattı ellerini. Ama böyle bile çok kısaydı..

Bu yüzden ona daha fazla destek olarak ellerimi olabildiğince kaldırdım ve omuzlarımla da ittirdim bacaklarını. Nihayet parmak uçları duvarın tepesine değdiğinde yumuşak bir inilti çıkararak kendini yukarı doğru çekmeye uğraştı. Yardımımı kullanmak için omuzlarıma bastığında elbisesinin altını net bir şekilde görebiliyordum.

"Bu pembe külotu sana ben mi almıştım?" dediğimde istemsiz bir sırıtış yerleşti dudaklarıma. Lia ise ayaklarını hızla toparlayıp duvarın üstüne çıkarak bütün manzaramı engelledi.

Sonra "Hadi!" dedi bana yukarıdan, sanki oraya tek başına çıkmış gibi. "Hızlıı!!"

İç çekerek kafamı iki yana salladım ve tek bir hareketle hızlıca tutundum duvarın tepesine. Kendimi Lia'nın yanında bulmam yalnızca 5 saniyemi almıştı.

Ama şöyle bir sorun vardı ki.. Bahçede bizi bekleyen sürprize pek hazırlıklı değildik..

Bizi görünce delirmiş gibi havlamaya başlayan köpeğin sesi kulaklarımızda çınladığında Lia korkarak bana tutundu ama itiraf etmem gerekirse ben ondan daha çok korkuyordum köpekten.

Daha Fazla Miyav Yok! (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin