______________________________________
"Nasıl yani? Kapı kilitli mi??"
Elis'in sorusuyla birlikte kapı kolunu bir kez daha tutup "Bak!" dedim kanıtlamak istercesine. Ne kadar güç uygularsam uygulayayım kapı açılmıyordu. "Kilitli işte. Nasıl oldu bu??"
"Bi-bilmiyorum.." dedi kapıya yaklaşırken. Sanki ben yalan söylüyormuşum gibi bir kez de kendisi zorladı kapıyı. "Gerçekten kilitli.. Ama nasıl?"
Ben de bunu merak ediyordum fakat bir cevap bulamıyordum nedense. Biz içerdeyken bir anda böyle bir şey olması hiç mantıklı değildi.
"Belki sıkışmıştır." dedim sessizce, aklıma gelen tek açıklama buydu. Daha fazla düşünürsem az önceki boktan hikayenin de etkisiyle olmadık senaryolara kapılıp gidecektim. "Birilerini arayıp yardım isteyelim en iyisi.."
"Olmaz!" dedi Elis aniden, içerisi karanlık olduğu için onu net göremiyordum ama sesi telaşlı çıkmıştı. Sonrasında boğazını temizledi ve öyle devam etti konuşmaya. "Anneannem buraya girdiğimizi öğrenirse hiç iyi olmaz.. Biliyorsundur belki, o çok şey bir kadın.. Nasıl desem; kültüre, sanata önem veren biri işte. Ve buradaki kitaplar o kadar değerli ki onun için.. Burada olduğumuzu öğrenirse muhtemelen Wesley'in suçlulara yaptığının on katını yaşarız!"
Bana kalırsa biraz abartıyordu. Anneannemin cidden kültürlü ve elit bir insan olduğunu düşünüyordum ama tahminimce bizi böyle saçma bir sebepten dolayı azarlamazdı.
Gerçi, ben onu henüz Elis kadar iyi tanımadığım için, belki de yanlış düşünüyordum, bilemiyorum. Ama Wesley'in adı geçince vazgeçtim bu fikirden. Anneannem burada olduğumuzu bilmese de olurdu.. Peki öyleyse ne bok yiyecektik şimdi?
Açıkçası bir ara kapıyı kırmayı falan düşündüm, ki yapabilirdim bunu, ama bu fikrimi dile getirdiğim zaman Elis buna da karşı çıktı.
"Saçmalama!" dedi sanki ben kapıyla başka bir şey yapmayı teklif etmişim gibi. "Delirdin mi, olmaz tabii ki!!"
Onun bu mızmızlanmalarından daralmıştım artık lakin benden daha beter durumda olan biri varsa o da Lia'ydı. Oflayıp duruyordu Elis her konuşmaya başladığında. Belki kendisi bile farkında değildi ama ben onun minik homurdanmalarını rahatlıkla duyabiliyordum.
Özellikle "Yeter ya!" diye sızlandığında biraz sert çıkışmıştı Elis'e.
Elis onun bu tavrına göz devirmişti bana kalırsa. Karanlıktan dolayı göremesem de buna emindim. Sonrasında da cırlamaya başladı zaten..
"Senin bi fikrin varsa söyle de yapalım o zaman! Sanki ben çok memnunum burada seninle kapalı kalmaya!!"
"Bir fikrim yok ama sunulan fikirlere de karşı çıkmıyorum en azından!" diye çıkıştı ona Lia. Bu kız son bir kaç saattir her zamankinden daha çok hoşuma gidiyordu.
Onun uysal bir kedicik olmasına alışmıştım fakat bu uysallığı yalnızca bana karşıydı anlaşılan. Elis'le konuşmaya başladığı her saniye pençelerini çıkarmaktan geri durmuyordu.
Elis, Lia'ya cevap vermeyince yine ben aldım sözü ve "Ne yapacağız şimdi?" diyerek tekrar kütüphaneye döndüm yönümü. Pencereden yansıyan cılız ışıklar haricinde kütüphanenin içi zifiri karanlıktı.
"Bilmiyorum ama çok korkuyorum." dedi Elis. Ona arkam dönüktü şu an fakat sesinin giderek yakınlaştığını hissettim. Ardından bir kez daha kolunu benimkine dolayarak isyan etti. "Çok karanlık burası ya!"
"Öyle.." dedim, yeniden uzaklaşmaya çalıştım Elis'ten fakat koala gibi sarılmıştı koluma. Gitmeme izin vermediği yetmezmiş gibi bir de her saniye daha da sokuluyordu göğsüme. Utanmasa ağzıma girecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daha Fazla Miyav Yok! (+18)
ChickLitBir sabah uyandığınızda evcil kedinizin insana dönüştüğünü görseydiniz, ne yapardınız..?? Muhtemelen böyle bir şeyin gerçek olduğuna inanmazdınız, değil mi? Çünkü bu imkansız!! Ama 22 yaşındaki barmen Yekta'mızın başına gelen tam olarak bu.. Evet...