YİTİK BİR HAYAT

318 57 22
                                    

Anlamsız gelirken artık yaşamak,
Çaresiz kalmışlığın pençesinde çırpınıp durursun.

Hayallerinde ümitten eser kalmazken,
Kirli bir çamaşır gibi çıkarıp atmak istersin.

Yalancı akbabalar etrafında dört nal koşarken,
Gerçekliğin hiçbir hükmü kalmadığını görürsün.

Hiç bir tesellide avutamazsın akmaya çalışan gözyaşınlarını.

Zıkkımlandığın her parça ,
Zehir olup akar bütün hücrelerine.

Söylemek isteyip te söyleyemediğin her kelimede,
Düğüm olur takılıp kaldıkların.

Hiçliğin en can noktası,
Kaybettiğini özler,gittiğini izlersen.

Ona bakan gözler kan bürünürken,
Dibi yaşadığın küflü duvarlarda anı yaşarsın.

Dünyanın en kıvrak dansözleri,
Sönük kalır dışı sessiz içi raks eden kederinde.

Yanağından düşen her inci tanesi,
Masum yürekleri kurban ettiğinnin bedduasını anımsatır.

Gülüşüne kurban olduğun,her geçen gün biraz daha yetikken,
Direnişin en ağır cezası seni sevmek.

Yüreğinin en düşünde,
Defalarca kaybettiğinin kaybedişidir kabullenemediğin.

Yitik bir Aşkta bir numaralı hırsız gibi,
Gökkuşağının en ağrılı renginde çalmaktır korktuğun.

Yaranın en derinine,
Hiç bir lokman çare bulamazken,
Yapabildiğın tek şey beklemek.

Kulaklarında çınlanan melodi sesini,
Duyar gibisin en kalabalık hücrende.

Öpemediğin her anın zerresine pişman olurken,
Kör yangınlarda alev alev yüreğin.

Zihninde sığdırmaya çalıştıkların,
Kırılır birer birer vakitsiz bir zamanda.

Yıllara eskittiklerinde yaşıyorken ruhun,
Yetimliğini yaşadığın feryadı figana,
Dargınsın baharın hazanına.

Sinene sardığın düşüncelerde,
Sebepsiz sandığın akan her damla,
Bitirmiyor bitiremiyor bir türlü yorgun bedenini.

Her kabusun uçsuz bucaksız sonsuzluğunda,
Kaybettirmiyor sana bıraktıkları.

Bozuk bir türkçede anlatmaya çalıştıkların,
Hiç bir tutanağa geçmiyecek yaşadıkların......




UZAKLARDA BİR YER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin