Kim olduğunu bir bilsem içimdeki varlığın
Üşümediğim halde bedenim diken diken.
Susmasını çok iyi bilsem de firar eden bir şeyler var
İsyankar değilim lakin hüzünlüyüm biraz.
Hiç görmediğim gözleri aynadaki yansımama eşlik ediyor.
Soyut düşünceler diziyorum bilmediğim dillerle.
Gözlerimi her kapattığımda bilmediğim hep o ses
Dönüyorum etrafimda onu bulmak isterken
Emanet gülüşleri gibi kayboluşlarına şahitlik ediyorum sadeceHer gün aynı döngü de satırları kana buluyorum
Issızlığı saniye saniye nefes almakta bu canın
Anlam bulamıyorum hiç bir kitapta içime akıttığım hislerin
Nedeni neydi git gide büyüyen bu kırgınlığınTırnaklarımla kazıdığım gönlüm saklıydı kilidi kaybolmuş sandıkta
Öyle ki kahramanları yoktu zulamda taşıdığım korkunun
Sevdiğim ne varsa kurumuştu ruhumda
Yüksekten atlayışımı ağır ağır izliyor
Acımasını bekliyordum pervasızca her yere çakılışındaÜrperiyorum camıma yaklaşan özğürlüğe kanat çırpan kuşları gördükçe
Efkarı tütüyor zarif ve kırılgan müebbetiminSen kokuyor adını bilmedim gökyüzüne hasret zindanlarım
Baharın goncasında değilim
Ateşi yanan közün
Kapattığımda gözlerimi yanımda boylu boyunca uzanan hayalin sebebindeyim...Neydi sebebi ?
Müebbetime kırılan kalemin sesi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKLARDA BİR YER
PoetryEnse kökünden başlayıp vücudunun tamamını ele geçiren sinirlerin omuriliğe atılan bir darbenin felç etmesi gibiydi, kulaklarınında çınlanan sözcükler. Solukları yavaşlarken, duyduğu üç kelimede takılmıştı. " Başınız Sağ Olsun." Bir ülke değil, kocam...