Suskunluğum hep yorgun düşüşlerden
En büyük öfkem vicdanımın sesine karışıncaya kadarAğlayan yaşlarım seher vakti çaldığında son buluyor
Kendimi kadar ağlarına teslim ettiğimden bu yanaGöğsümün kafesi dar geliyor
Ağır aksanlı aldığım iç geçişlerde
Bakıyorum öylesine kimi zaman
Bitmeyen gecelerin zifirisine
Ve aklımı bizli düşünceler sarıyor
Olamayışımızda suçlu aramak niyeGamlı hazanın taze bahara imkansızı gibi
Nereye kaçsak sarmış etrafımızı olumsuzluk çanları
Hani hep derdin ya 'Nasip' diye
Ben de hep niyet ederdim olsun işteŞimdi neyi anladım biliyor musun?
Önemsemediğimiz zaman kavramı yuttu bizi.
Doğru olsakda yannış zamanda
Nasibe bağladığımız niyet önemi yetirdi.Göz çukurlarım ağıt yakıyor,
Yokluğun varlığıma armağan olduğundan beri.
Silkeledikçe çoğalıyor yakamda hasretinYetimliğini yaşarken,
Kimsesizliğim benliğimi cehennem ateşinde yakıyor.
Bir damla su verilecek olsa buğulacak gibi oluyorum,
Gırtlağımda boğum boğum kalan sensizliğimde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKLARDA BİR YER
PoetryEnse kökünden başlayıp vücudunun tamamını ele geçiren sinirlerin omuriliğe atılan bir darbenin felç etmesi gibiydi, kulaklarınında çınlanan sözcükler. Solukları yavaşlarken, duyduğu üç kelimede takılmıştı. " Başınız Sağ Olsun." Bir ülke değil, kocam...