Uçaktan inmiş bavullarımızın gelmesini bekliyorduk. Aynı zamanda da fotoğraf çekilmek isteyen bir kaç kişi ile fotoğraf çekiliyorduk. Hande kulağıma eğilip "Mira, benzetmiş de olabilirim ama, şu karşıdan gelen Berat Ayberk mi?" dedi.Berat ne alaka burada?
"Evet Hande. Maalesef Berat."
Yanımıza gelip Cenk abi ve diğerleri ile selamlaştı. Sadece Barış onun geldiğini görünce başka yöne ilerlemişti. Berat yanıma geldi. "Selam kızlar. Mira konuşabilir miyiz biraz?" dedi. "Ne işin var senin burada?" dedim.
"İstanbul'a geri gelme kararı aldım. Konuşabilir miyiz artık?" Ondan biraz uzaklaştım. "Berat, az önce fotoğraf çekilmek isteyenler falan oldu. Şu an konuşmak için iyi bir zaman değil. Barıştığımızı düşünecekler."
Gülümsedi. "İnsanlara istedikleri şeyleri verelim işte. Neden hâla bu kadar diretiyorsun?" O sırada bavulunun geldi ve onu alıp ilerlemeye başladım. "Berat, gelme. İstemiyorum. Kaç kere söylemem gerekiyor?" Hâla peşimden geliyordu.
"Mira ikimizde beraberken çok mutluyduk. Bu gerçeği görmezden gelme. Kabullen. Biz birbirimiz dışında biriyle mutlu olamayız."
Kimsenin olmadığı bi koridora girdiğimizde durdum. "Berat, ikna olman için ne yapmam gerekiyor? İstemiyorum, istemiyorum." Sesim yükselmişti.
"Bağırma Mira bana!" Sinirlenmeye başlıyordum. "Asıl sen bağırma bana! Karşında çocuk yok. İstemiyorum kelimesinden ne anlıyorsun Berat! Seninle barışmayı geçtim, yüzünü bile görmek istemiyorum!"
Kolumu çekip yürümeye başladım. "Mira!" diye bağırdı arkamdan.
Diğerlerinin yanına döndüğümde Cenk abi hızlı adımlarla bana doğru ilerliyordu. "Konuşma şu çocukla. Özellikle biz varken. Lütfen, tamam mı?" Kafam karışmıştı. Beraber insanların daha az olduğu bir yere ilerlemeye başladık. "Neden Cenk abi?" Yan yan baktı. "Barış çok sinirli. Anla işte."
Sinirle güldüm.
"Barış'ı ne ilgilendiriyor abi?" dedim. "Gayette ilgilendiriyor." O sırada Berat tekrar yanımıza geldi ve Cenk abiye kolunu attı. "Naber abi? Ne konuşuyorsunuz?" diye sordu.
Allah'ım ya! Sal artık.
"Berat, abicim bak uzatma git. İnsanlar yanlış anlayacak gündeme düşeceksiniz." dedi Cenk abi. Çok haklıydı. "Düşelim abi gündeme. Mira'yı rahatsız etmiyor zaten gündeme falan düşmek. Maşallah her gün başkasıyla adı geçiyor." dedi.
Barış hızla yanımıza gelip Berat'ı ittirdi. "Ne diyorsun lan sen!" Berat'da onu ittirdi. "Sana ne oluyor lan! Ne itiyorsun?" diye bağırdı. Cenk abi ikisini de tuttu. "Kafayı mı yediniz siz oğlum! Kariyerinizi çöpe mi atmaya çalışıyorsunuz?" dedi, haklıydı.
"Mira hadi yürü." dedi Barış. Berat iç çekti ve sonra "Sana ne Mira'dan? Git kendin nereye gidiyorsan." dedi. "İkinizde kalın burada! Kız ikinizle de bir yere gelmek zorunda değil." diye araya girdi Cenk abi.
Çok şükür! "Çocuk gibi bağırışmayı kesin. Özellikle sen Barış, seni ne ilgilendiriyor?!İkinizle de konuşmak, yüzünüzü bile görmek istemiyorum. Yanıma gelmeyin sakın." diyip kızların yanına geri döndüm.
Eda abla yanıma geldi. "Mira iyi misin? Bir şeye ihtiyacın var mı? Ne istiyor bu aptal Berat?" dedi. "Eda abla bi şey yok cidden. Boşver. Uğraşmaya bile gerek yok." dedim. "Tamam, kızlar gidelim hadi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21 || Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Babanın torpili ile voleybol takımında oynuyor olman, başarılı olduğun anlamına gelmez." "Madem beni bu kadar küçük görüyorsun, neden benle muhatabı kesmiyorsun?" "Mecburiyet."