Bahçeye el ele adım attığımız gibi karşımızda duran futbol millinin neredeyse hepsini görmeyi planlamıyorduk.Neden Barış ile beraberken güzel anlarımız hep bölünmek zorunda?!
Onlar bize biz de Barışla birbirimize bakıyorduk. Panikten, ikimizde aynı anda ellerimizi bıraktık.
"Ooo gençler, konuşmanız iyi geçmiş herhalde." dedi Cenk abi. Herkes güldü. Bir kişi dışında. Berat.
Barış da benimle aynı anda Berat'ı fark etmiş olacakki belimden tutup beni kendine yaklaştırdı. Umarım karnımdaki kelebekler yüz ifademe yansımıyordur. Çünkü eğer öyleyse tam şu an 32 diş sırıtıyorumdur.
"Sevgili mi oldunuz lan siz?" dedi Kerem.
Yaaaa evettt!
İkimizde Barışla aynı anda birbirimize baktık. Benden önce o cevap verdi. "Evet." Sonra da elimi tutup parmaklarını parmaklarıma geçirdi. "Sevgiliyiz." dedi ve elimizi yukarı kaldırıp onlara gösterdi.
Ben bu çocuktan bu kadar hoşlandığımı nasıl daha önce fark edemedim?
"Nasıl oldu peki bu?" diye sordu Arda. İkimizde gülümsedik. "Uzun hikaye. Sonra konuşuruz." dedi Barış. "Evet. Ben varken konuşmak istemiyorlar." dedi Berat.
Barış'a döndüm. Sinirlenmeye başlıyordu. "Evet yine bi bokluk çıkartırsın diye istemiyoruz senin yanında konuşmak. Malum kafayı bozmuşsun." dedi Barış. Berat cevap vermedi.
Ben ise konuşma yetimi kaybetmiş gibiydim. "Mira sen niye konuşmuyorsun? Şokta mısın hâla?" yine Berat dışında hepsi kahkaha attı. Ben tam cevap verecektim ki Berat hızlıca ayağa kalkıp içeri girdi.
"Kaldırmadı tabi çocuk. Bahsi geçen kız barışmak istediği eski sevgilisi sonuçta." dedi Cenk abi ortamı yumuşatmaya çalışır gibi. "E ne yapsınlar abi? Sırf adam üzülüyor diye ona ayrı mı davransınlar?"
Yarım yamalak Türkçesi ile Kenan konuşmuştu. Sırf bu bağış için Türkiye'ye geldiğine hâla inanamıyordum. "Neyse ya boşverin. Kapatın konuyu." diyebildim sonunda.
Mert Hakan, "Trabzon sporlu çıkıntı gittiğine göre anlatabilirsiniz rahat rahat. Nasıl oldunuz lan siz harbi?" dedi. Mert abi Barışlarla bile anlaşırdı ama diğerlerinin aksine Berat'ı pek sevmezdi.
Barış cevap vermemi ister gibi bana bakıyordu. Bende Barış'ın benden beklediği gibi onlara son zamanlarda olan şeyleri anlattım.
"Ben artık içeri geçeyim, kızlarla da konuşayım. İyi akşamlar herkese." dedim ve masadan çantamı alıp omzuma taktım. "Barış sende git oğlum. Hanımını tek bırakma burda." dedi İrfan. Hepimiz güldük. "Tabi ki bende gidiyorum oğlum. Söylememe gerek var mı?"
Barış ile el ele içeri girdik. İçerdeki magazine rağmen elimi bırakmıyordu. Kızların masaya doğru yaklaşınca hepsinin ağzı açık kaldı. Bu da gülmemi sağlamıştı.
"Noluyor lan?" dedi Ebrar. Diğerleri sadece elimize bakıyordu. Barış'ın içerde yaptığı gibi ellerimizi kaldırıp kızlara gösterdim. "Bu oluyor." dedim.
"Oha, nasıl? Ne ara?" dedi İlkin. İçerde anlattıklarımı onlara da anlattım. "Resmi olarak sevgilisiniz yani?" diye sordu Eda abla. İkimizde başımızı salladık ve Barış elini belime koydu. "Evet, sevgiliyiz."
<3
Mira Argun
13. Bölüm Sonu<3
Arkadaşlar merhaba.
Bildiğiniz üzere yeni bir Barış Alper Yılmaz kurgusuna başladım.
Okuyup fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.
Yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar!!💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21 || Barış Alper Yılmaz
Hayran Kurgu"Babanın torpili ile voleybol takımında oynuyor olman, başarılı olduğun anlamına gelmez." "Madem beni bu kadar küçük görüyorsun, neden benle muhatabı kesmiyorsun?" "Mecburiyet."