Niye geldi şimdi bu? Of Cenk abi of."Selam. Naber kızlar?" dedi. Hepsi yüzüne yalandan bi gülüş takındı. "İyiyiz Barış. Sen nasılsın? Yine olay çıkarmaya mı geldin?" dedi Ebrar. Alttan ayağına vurdum. "Ah! Mira napıyorsun ya?!" dedi.
"Olay çıkarmaya gelmedim. Mira bana bir şey soracakmış sanırım Cenk abi söyledi." Herkes bana döndü. Ayağa kalkıp kızlara gülümsedim ve barışı kolundan tuttup bahçeye doğru sürükledim.
"Çekiştirmeye gerek yoktu. İstesen zaten gelecektim." dedi Barış. Sırıtıyordu. "Sus ya! Sırıtma şöyle." diye karşılık verdim.
Çünkü sırıttığı her zaman ondan biraz daha etkileniyordum.
"Eee sor bakalım. Merak ettim." İçimden sabır çektim. Allah'ım ben ne günah işledim?
"Ya önemli bir şey değil. Cenk abi biraz abartmış. Gerek yok yani, içeri girebiliriz." diyip arka tarafa adımlarken kolumdan tuttu. "Böyle kaçtığına göre soracağın şey hoşuma gidecek. Hadi dinliyorum." dedi.
"Bak hemen egolanma tamam mı? Merakımdan soruyorum... Ya da boşver ya, cidden." dedim.
"Mira, sor artık."
"Off!"
"Hadi."
"Of tamam. Şey soracaktım, sarhoş olduğun geceyi hatırlıyor musun?"
"Evet. Yani. Cenk abinin anlattığı kadarıyla."
"Neyse o zaman boşver sende bilmiyorsun işte."
Sıkılmışçasına ters ters baktığı için artık sormam gerektiğinin farkına vardım.
"O gün benden nefret ettiğini falan söyledin."
Gülüşü büyüyordu.
"Sonra ben gitmeye çalıştım sende daha diyeceklerinin bitmediğini söyledin. Ama ben sinirli olduğum için ordan gittim. Başka ne diyecektin onu merak ettim de azıcık."
Hafif bi kahkaha attı.
"Bilmem ki?" dedi. Ne demek bilmem ya?
"Tamam ben gidiyim Barış. Hadi görüşürüz."
"Ya kızım bi dur hemen kaçma. Şaka yapıyorum. Biliyorum ne diyecektim, önceden düşünmüş olduğum şeylerdi zaten."
"Barış bak valla dalga konusu olmaya hiç niyetim yok."
"Ya bi sözümü kesme Mira. Baban için sana iyi davrandığımı ve senden nefret ettiğimi söyledim dimi?" Başımı salladım.
"Başlarda evet babandan dolayı iyi davranma kararı almıştım ama böyle bir şey hiç gerçekleşmedi. Gerçekleşseydi bile seni kullanmak için değil, babana değer verdiğim için olurdu. Sana kendim yanında durmak istediğim için iyi davrandım. Nefret konusuna gelecek olursak..."
Bi elini ensesine götürüp etrafa bakındı. Onun baktığı yöne kafamı çevirdiğim zaman Berat'ı gördüm. O bizi fark etmemişti. Yani ben öyle tahmin ediyordum.
"Torpil muhabbetlerinden dolayı evet başta sana çok sinir oldum çünkü cidden torpilli olduğuna inanıyordum. Sonradan rastgele bir kaç kişiyle konuştum ve öyle bir şey olmadığına inandım. Maçını izleyince de belliydi zaten ne kadar iyi oynadığın."
Şu an dikkatimi çeken tek şey Berat'ın bize doğru adımlıyor olmasıydı. Barış'ın koluna girdim.
"İçeri geçebilir miyiz, lütfen?" dedim. O da Berat'ı fark etmiş olacak ki ağzından kaçan küfür ile beraber benimle yürümeye başladı. "Özür dilerim cidden. Berat konusunda. Sen devam etsene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21 || Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Babanın torpili ile voleybol takımında oynuyor olman, başarılı olduğun anlamına gelmez." "Madem beni bu kadar küçük görüyorsun, neden benle muhatabı kesmiyorsun?" "Mecburiyet."