~ 33 ~

632 30 20
                                    



Arabada yol boyunca konuşmamıştık Barış ile. İkimizde konuya nereden gireceğimizi bilmiyorduk sanırım.

Şu an ise dairemin önünde durmuş kapıyı açmaya çalışıyordum. Barış ise benim eve girmemi bekliyordu. Önceki zamanların aksine kendini zorla davet ettirmemişti.

"Gelecek misin?" diye sordum ayakkabılarımı çıkarırken. Eli ensesine gitti. "Evde biraz işim var. Daha sonra gelirim." dedi. Başımı sallayıp içeri girdim ve arkamdan kapıyı kapattım.

Odama çıkıp yatağıma attım kendimi. Ablamı arayıp aramamak konusunda gidip geliyordum. Aramız normaldi ama telefonu açınca ona ne diyeceğimi bilmiyordum.

Yine de bir şey olmazdı değil mi?
Ablamdı o sonuçta.

Yatakta doğrulup oturur pozisyona geçtim. O sırada rehberimden ablamın numarasını bulmaya çalışıyordum. En sonunda bulunca arama tuşuna bastım. Bir kaç kez a
çıldıktan sonra yanıt geldi.

"Alo, Mira?"

"Alo merhaba abla. Nasılsın?"

"İyiyim ablacım. Sen?"

"Bende iyiyim."

"Emin misin, bir sıkıntı mı var?"

"Evet, hayır. Off..."

"Ne oldu ablacım? Söylesene."

"Abla seni çok özledim. Emir'i de çok özledim..."

Ablamla bir süre daha konuştuktan sonra kendimi rahatlamış hissediyordum. Ona babamla ilgili olaylardan bahsetmemiştim ama tahmin ettiğini biliyordum. Anlaması zor bir konu değildi bizim için.


1 Hafta Sonra

Gözlerimi yüzüme sertçe çarpan yastık ile açtım. Ebrar başımda dikiliyor. "Uyan. Bugün büyük gün. Evi toplamamız lazım." dedi Ebrar, az önce fırlattığı yastık ile bana bir kaç kez vurarak. "Tamam tamam. Dur."

Bugün ablam, eniştem ve Emir bize geliyordu. Ablam ve eniştemin son dakika bir işi çıkmıştı İstanbul'da. Hem onu halledecek, hem de hep beraber yaklaşan doğum günümü kutlayacaktık. Ebrar da evi toparlamaya yardım etmek için gelmişti. Dün gece bizde kalmıştı ve bir kısmını halletmiştik ama hâla işimiz vardı.

"Nefret ediyorum şu depresif tavırlarından. Seni bi yüzün gülerken göremedim, ona yanıyorum." dedi Ebrar ben odadan çıkıp lavaboya ilerlerken. Elimi yüzümü yıkadığım sırada, hâla söyleniyordu.

"Kahvaltı için fırından bir şeyler aldım. Bir de onunla vakit kaybetmeyelim diye." dedi. Mutfağa inip aldığı şeylere ve nereden aldığına baktım. Barış, Kerem ve diğerleri kahvaltıya gelirken hep buradan bir şeyler alırdı.

Onları bir haftadır görmüyordum ve özlediğimi fark etmiştim. Babamın yaptığı konuşmadan sonra Barış bana mesafe ile yaklaşmıştı. Bende onu zorlamamak adına, kararına saygı duymuştum. O nedenle de pek konuşmuyorduk.

Onunla kavga etmeyi bile çok özlemiştim.

"İyi düşünmüşsün." dedim masayı kurarken Ebrar'a. "Mira üzülme ama bir şey soracağım." dedi Ebrar dolabı açtığı sırada. "Sor." diye yanıtladım onu. "Barışlar ile konuşuyor musun? Doğum günün yaklaşıyor ya. Ondan dolayı sordum. İki gün kaldı sonuçta."

21 || Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin