Feci bir baş ağrısı ile uyanmıştım. Dün gece fazla ağladığım içindi sanırım. Uyanmamın sebebi ise aşağıdan gelen ve durmak bilmeyen zil sesleriydi.Yataktan kalkıp telefonuma baktım. Saat daha 11'di ve dün gece çok geç uyumuştum. Bu saatte uyanmam iyi değildi.
Ayakta uyuyan halim ile aşağı inip kapıya gittim ve hiç umursamadan açtım.
Berkan, Kerem, Yunus.
Barış ile aramızda ne geçerse geçsin bırakmıyorlardı beni. İyiydi, hoştu ama sabahın bu saatinde gerek yoktu. Benimde uykuya ihtiyacım vardı sonuçta.
Gözlerimi ovuşturup daha net bir şekilde baktım onlara. Barış'ın dairesinin kapısı açıktı.
"Yenge içeri almayacak mısın sen bizi?" dedi ve beni hafif iterek içeri geçti Kerem. Ardından Berkan ve Yunus'da girince kapıyı kapatmayı denedim. Dışardan uygulanan bir güç ile, denemem başarısız oldu. Tam aksine kapı geri açıldı.
Üçü de zaten içeri girmedi mi diye arkama baktım. Evet, üçü de içerideydi. E kim gelmişti o zaman?
Bi elimle saçlarımı düzeltirken geri kapıya döndüm. Karşımda gördüğüm kişi ile tekrardan tüm gücümle kapıyı kapatmayı denedim ama olmuyordu.
Barış gelmişti.
Neden gelmişti?
"Yenge bırak girsin. Isırmaz merak etme." diyerek yanımıza geldi Yunus. "Emin olamadım ondan." diyerek karşılık verdim. Barış hâla kapıda duruyordu.
"Neden geldin? Ne işin var burada?" diye sordum sert bir şekilde.
"Kahvaltı sözün varmış. Bende acıktığım için gelmek istedim." dedi ve hiç umursamadan yanımdan geçerek içeri girdi. Mutfağa ilerlediği sırada bende peşinden gidiyordum.
"Barış Alper dışarı çıkar mısın? Evime girmeni istemiyorum."
"Niye manitan mı kızar?"
Berat'ı kastediyordu. Sevgili değildik ama Barış'ın bilmesine gerek yoktu. O nedenle başımı salladım.
"Evet. Olay çıksın istemiyorum."
"Yiyorsa çıkarsın." dedi ve dolaplardan birini açıp bardak çıkarmaya başladı. Aynı zamanda Keremler'de masaya bir şeyler yerleştiriyordu.
Rüya görüyorum herhalde. Başka bir açıklaması olamaz çünkü.
"Ya siz neden evime geldiniz bir anda? Ben bugün için sizi davet ettiğimi hatırlamıyorum. Özellikle seni!" dedim Barış'ı işaret ederek. "Valla yenge sana kalsa hiç çağırmayacaktın. Bizde gelelim dedik o yüzden." dedi Berkan.
Tövbe estağfurullah...
En sonunda pes ettim ve onlar masayı hazırlarken, bende bir kaç şey pişirdim.
Neden yaptım bilmiyordum. Uyku sersemi olduğum için sorgulayamıyordum bile.
Bütün her şey hazır olduktan sonra masaya oturmuştuk. "Evet dökülün. Neden geldiniz?" dedim ortaya. Barış'a bakmamak için kendimle savaşıyordum.
"Acıktık." dedi Yunus. "Anlamıyorum, burda gayet hazırlıyorsunuz masayı falan. Barış'ın evinde neden olmuyor?"
"Senin evinde daha lezzetli oluyor da o yüzden yengeciğim." dedi Kerem. Sabrımın sınırlarına gelmek üzereydim.
"Ee Mira, Berat ile nasıl gidiyor?" diye sordu Barış. İçimden sabır çektim. "Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum." diyerek gülümsedim. Barış tam bir şey diyecekti ki Berkan araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21 || Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Babanın torpili ile voleybol takımında oynuyor olman, başarılı olduğun anlamına gelmez." "Madem beni bu kadar küçük görüyorsun, neden benle muhatabı kesmiyorsun?" "Mecburiyet."