Saat akşam altı olduğunda kendi dairelerimize gelmiştik. Bu akşam ikimizde kendi evlerimizi toplayacaktık.Barış dün akşam söz verdiği gibi ailesi ile konuşmuştu bu sabah. İki gün sonra hep beraber geliyorlardı. Üstelik yanı başımızda, Barış'ın evinde kalacaklardı.
Ne yalan söyleyim, şimdiden çok gerilmiştim. Aklımda bir sürü soru vardı ve hiç birinin cevabını bilmediğim için adeta deli oluyordum.
Yapacak tek şey bu önümüzdeki iki günün hızlıca geçmesi ve Barış'ın ailesi ile tanıştığımda hepsinin beni sevmedini ummak olacaktı.
~
2 Gün Sonra
Sabah sekizde yola çıkmıştık Barış ile. Havaalanından ailesini almaya gidiyorduk. Sırf özenli gözükeyim diye altı buçukta uyanmış hazırlanmıştım. Hâla uykum vardı anlayacağınız...
Barış arabayı park edip inmişti ama ben mum gibi koltuğumda kalmıştım. Heyecandan donmuştum adeta. Kapımı açıp elini uzattı Barış. "Sakin ol Mira. Söz veriyorum çok güzel olacak her şey." dedi gözlerine bakarak. Elini tutup arabadan indim.
"Çok korkuyorum Barış. Ya beni sevmezlerse?"
"Başka bir seçenekleri yok ki bir tanem. Herkesten önce ben seni çok seviyorum çünkü."
"Hayır Barış Alper Yılmaz. Ailenin beni sevmesi çok daha önemli."
Otoparktan çıkıp havaalanının iç kısmına girdik ve Barış'ın ailesini bekledik. Geçen her saniye stresim biraz daha artıyordu.
Barış'ın kız kardeşi olduğunu bildiğim bir kız yanımıza koştu adeta. "Barış abi!" diyip bavullarını bıraktı ve Barış'a sarıldı. O sırada diğer aile üyeleri de bize doğru geliyordu. "Selam! Yelda ben." diyerek elini uzattı kız. Bu kadar enerjik ve pozitif yaklaşması stresimi az da olsa almıştı. "Bende Mira." diyip elini sıktım.
Barış'ın diğer kız kardeşleri -ablaları- de gelip önce ona sarıldılar, sonra benimle tanıştılar. Onlarda oldukça samimi davranmışlardı fakat benim asıl gerginliğim Barış'ın annesi içindi.
"Merhaba çocuklar!" diyerek geldi anne ve babaları yanımıza. Babaları Barış'a sarılırken, anneleri kızların aksine önce bana sarıldı. Bu haraket beni adeta şok etmişti. "Merhabalar efendim." diyerek gülümseyip karşılık verdim. Oldukça saygı çerçevesi içinde konulmaya çalışıyordum. Yanlış bir haraket yapmak asla istemezdim.
Arabaya hep beraber sığmayacağımız için kızlar taksi ile geliyordu. Her ne kadar taksi ile gitmeyi ısrar etmiş olsam bile, hiç biri kabul etmemişti. Hatta arabada anne ve babaları arka koltuğa, Barış ile ben ise öne oturmuştuk. Bu tarz küçük detaylar bile çok gerilmeme neden oluyordu.
Eve geldiğimiz sırada onlar Barış'ın dairesine, ben kendimkine geçiyordum. "Sen gelmiyor musun kızım?" diye sordu Barış'ın annesi. "Şey, siz rahatça yerleşin. Ben müsait olduğunuz zaman geleyim. Rahatsızlık vermek istemem." diyerek yanıtladım sorusunu.
"Estağfurullah kızım, ne rahatsızlığı. İstediğin zaman gel tabi ki." dedi ve gülümseyerek içeri girdi annesi. "Tamamdır. Çok sağ olun." dedim bende kendi daireme girerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21 || Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Babanın torpili ile voleybol takımında oynuyor olman, başarılı olduğun anlamına gelmez." "Madem beni bu kadar küçük görüyorsun, neden benle muhatabı kesmiyorsun?" "Mecburiyet."