~ 16 ~

815 27 8
                                    



Berkan ve İlkin'i evlerine bıraktıktan sonra kendi sitemize giriş yapabilmiştik. Hiç magazinci görmedik diye şükür ediyordum içimden.

Arabadan indik ve yan yana bloğa ilerledik Barış ile. El ele tutuşuyorduk. Asansöre bindiğimizde aklıma daha önce burda ettiğimiz kavgalar geldi. Sırıtmama engel olamıyordum.

"Ne oldu? Neye gülüyorsun ya?" diye sordu hemen Barış. Başımı yerden kaldırıp ona baktım. "Asansörde her denk geldiğimiz atışırdık. Kim bilebilirdi ki bi gün asansörde el ele duracağımızı." diye yanıtladım. Dediğim hoşuna gitmişti sanırım. Gülümseyip sarıldı bana.

Asansörden indiğimizde ondan ayrılmak istemiyordum. Galiba o da istemiyordu çünkü evlerimizin arasında, el ele bir şekilde duruyorduk. "Film izlemek ister misin?" diye sordu Barış tereddüt ederek. Aynı anda boştaki elini saçlarına götürmüştü. Stres olunca yapıyordu bunu.

"Olurr." diyerek kabul ettim. Gülümsedi. Sonra da cebinden anahtarlarını çıkardı ve tuttuğu elimi bırakıp kapıyı açtı. İçeri geçmeden önce tekrardan elimi tuttu. Ölüp bitiyordum böyle küçük ayrıntılara önem vermesine.

Evinin için tam olarak, ilk kez görüyordum. Sade ama çok şıktı dizaynı. Tam Barış'ı yansıtıyordu. Ne rengarenkti, ne çok soluktu.

"Pat diye sordum gel diye ama üstünü falan değişmek istiyorsan gidip gelebilirsin." dedi. Bunu bile düşünmesi çok güzeldi. Çok da mantıklıydı. "Olur aslında. İyi söyledin." dedim ve yanağına bir öpücük kondurup çıktım. Kapısında azıcık aralık bırakıp kendi daireme girdim. Hızlıca altıma gri bi eşofman ve beyaz body geçirdim.

Tekrar Barış'ın dairesine girdiğimde, onunda gri eşofman ve beyaz tişört giydiğini gördüm. Böyle denk gelmesi çok hoşuma gitmişti. Koltukta oturuyordu, o nedenle de arkası dönüktü. "Geldiiim." dedim ve hızlıca ilerleyip yanına oturdum.

Kıyafetlerimizin uyumu onunda dikkatini çekmişti. "Böyle uyumlu bir çift olacağımızı kim bilebilirdi ki?" dedi sırıtarak. Sonra kolunu omzuma attı ve beni kendine daha da yakınlaştırdı. Aynı zamanda televizyondan Netflix'i açıyordu.

"Ne izlemek istersin?" diye sordu kafasını bana doğru çevirerek. Başımı göğsüne yasladım. "Bilmem ki. Ben seçemem hiç. Sen karar ver." dedim. Gülümseyip, "Beraber seçelim o zaman." dedi. Bende onu onayladım ve beraber film aramaya başladık.

"Ya neden beğendiğimiz her şey dizi çıkıyor? Çok sinirim bozuldu." dedim ve yerimde doğruldum. "Dizi izleyelim o zaman bir tanem. Söyle sen hangisini beğendiğini. Başlayalım ona. Ne zaman istersen izleriz beraber." dedi.

Sus. Kalbim eriyor sanırsam.

"Oluurrr." dedim ve tekrardan sarıldım ona. Hiç bırakmak istemiyordum şu an onu. "Al o zaman bunu. Az önce hangisi aklında kaldıysa, onu bul. Bende bize bir şeyler getirip geleyim." kumandayı uzatarak ayağa kalktı.

Ya ben seni bırakmak istemiyordum ama niye kalktın...

Başımla onayladıktan sonra o mutfağa gitti, bende dizilerden bir kaçına bakmaya başladım. Az önce ikimizin de fragmanını beğenip, dizi olduğunu görünce vazgeçtiğimize tıkladım. O sırada elinde çay bardakları ile içeri girdi Barış.

Adam dediğin çay içecek zaten. Ne öyle espresso falan? Ayrıca bende çay içmeyi çok severim.

"Çay seviyorsun değil mi?" diye sordu. Başımı salladım heyecanla. "Evet evet çok severim. Hadi gel. Seçtim diziyi de." diye yanıtladım. Yanıma oturdu ve tekrardan başımı göğsüne yasladım. Diziyi başlattı ve ikimizde susup odaklandık.

İlk bölümün sonlarına doğru -yaklaşık 50 dakika sonra- fazlasıyla uykum gelmişti. Hatta gözlerim kapanıyordu yavaş yavaş.

Kafamı kaldırıp Barış'a baktım. Uyuya kalmıştı. Kalkıp evime gidebilirdim ama hiç istemiyordum. Hem burda uyusam ne olurdu ki? Evlerimiz arasında 20 adım bile yok zaten.

<3

"Barış! Öldün mü lan?" Dışarıdan gelen bağırma ve kapıya vurma sesleri ile açtım gözümü. Hâla koltuktaydık ama yan yana uzanmıştık bir şekilde. Oturuyorduk en son? "Lan açsana!" Sabah sabah kimdi bunlar ya?

Koltukta doğrulup Barış'ın kolunu salladım bir kaç kez. "Barış. Birileri geldi. Uyan." dedim. Hâla uykulu olduğum için anlamıyordum seslerin kime ait olduğunu. Dediklerimi bir kaç kez daha tekrar ettikten sonra uyandı Barış. "Off bi uyutmadılar ya." dedi.

Ayağa kalktı ve ilerleyip kapıyı açtı. "Öldün sandık lan! Niye açmıyorsun?" dedi birisi. Kerem'in sesine benziyordu.

Hasiktir. Yanlış anlayacaklar.

"Uyuyordum oğlum. Ne oldu? Niye geldiniz sabah sabah?" dedi Barış. Konuşmalarını duyabiliyorum burdan. "İçeri alsana bizi. Ayıp denen bir şey var. Elimizde poşetlerle kaldık." Bu da Berkan'ın sesiydi. Barış "Yok. Müsait değilim. Sonra gelin." dese de kapıyı zorlayıp içeri girdiler.

Berkan, Kerem, Yunus.

"Günaydın." dedim ve ayağa kalktım. Üçü de cevap veremeden sadece bana bakıyordu. Ben ise ellerindeki poşetleri alıp mutfağa gittim.

<3

"Valla ellerine sağlık Mira yengeciğim. Çok güzel olmuş her şey. Bu hödüğe kalsa bizi içeri almıyordu." dedi ve Barış'ın ensesine vurdu Yunus. Gülmemi sağlamıştı bu yaptığı. "Ne demek. Afiyet olsun. Bende tam karşıda oturuyorum. Ne zaman isterseniz gelin hazırlarım yine." dedim.

"Oha. Süper olur valla. Her gün buradayız artık." dedi Kerem zevkle. Bu sefer ensesine şaplağı yiyen o olmuştu. "Aynen Kerem aynen. Nah gelirsin her gün." dedi Barış. Berkan'la Yunus gülmemeye çalışıyordu. "Vurmasana çocuğa. Hem gelsinler ne olacak. Kocaman, mutlu bir aile olduk işte ne güzel." dedim yalandan kızarak.

Barış sabır çekti. "Saçmalama Mira. Bu kerizlerle mutlu mu olunur? Adamın asabını bozmaktan başka bir şeye yaramıyorlar." dedi sonra. "Sus Barış. Sen karışma yengeciğimiz ile aramızdaki aile meselelerine. Seni ilgilendirmez." dedi Berkan. Kerem ve Yunus'da başlarıyla onayladı onu.

"Nası beni ilgilendirmez? Gerizekalı mısın Berkan sen? Mira bu ailenin annesiyse, bende babası oluyorum." Vaay Barış bey. Baba falan? Yakıştı heee.

"Biz seni baba olarak istemiyoruz. Her fırsatta dövmeye çalışıyorsun bizi." diye çıkıştı Yunus. "Tekrar çalışmamı istemiyorsanız kesin sesinizi!" diye cevapları Barış.

"Hepiniz susun da şu kahvaltıyı yapalım. Toplantıya geç kalacaksınız." dedim ben de. Hepsi beni dinleyip kahvaltılarını yapmaya başladılar.



<3






Mira Argun
16. Bölüm Sonu






<3

21 || Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin