Adrenalin vücudun tehlikeye karşı ani bir şekilde tepki vermesidir. Kalp daha hızlı atar ve kan akışı hızlanır. İlkin adrenalini severdi. Vücudunu eğer sporcu olmasaydı daha da zorlayacağına emindi. Ama şu an yaşadığı adrenalini hiç sevmemişti.
Barış'ın evinde takılmaya devam ederlerken birden kapı çalmıştı. Barış o sıra lavaboya girdiği için İlkin kapıya bakmak için ayağa kalkmış ve kapı deliğinden tanıdık bir yüz görmüştü. Bu yüz birebir tanıştığı biri olmasa da yabancı değildi. Mesela daha biraz önce buzdolabının üzerindeki fotoğrafta görmüştü. Kapıdan uzaklaşıp ses çıkarmamaya çalışarak banyo kapısının oraya koştu. Kapıyı tıklatırken bir yandan da zil çalmaya devam ediyordu.
"Barış çabuk çık." Allah aşkına bu çocuk tam zamanını mı bulmuştu?
"Kim geldi?" Hala çıkmıyor içeriden ona sesleniyordu. Ev kapısı alacaklı gibi çalmaya devam ederken İlkin iyice stresleniyordu. Barış nihayet kapıyı açtığında İlkin'in telaşlı yüzünü görmüştü. "Bu yüzünün hali ne?"
"Baban gelmiş."
"Babam mı gelmiş?" Ne yazık ki öyleydi. İlkin evine geldiği ilk seferde sevgilisinin babasına yakalanacak ne günah işlediğini merak ediyordu.
"Ne yapıyorsun?" Barış kapıya doğru yürüdüğünde İlkin onu durdurdu. Kapının önünde ağaç olmuş adama da üzülüyordu ama şu an kimseyle tanışmaya hazır değildi. Hem bu ilk tanışma için hiç de iyi bir ortam değildi.
"Kapıyı açacağım." dedi Barış sanki dünyanın en mantıklı şeyini söylüyormuş gibi.
"Olmaz."
"Ne demek olmaz?"
"Olmaz işte. Babanla böyle bir durumda tanışmak istemiyorum."
"İlkin bir şey olmaz sevgilim." Barış onu ikna etmek ister gibi konuşuyordu ama asla olmazdı. İlkin çoktan kaçış planları kurmaya başlamıştı. Salondaki tüm eşyalarını hızlı bir şekilde toplayıp Barış'ın yanına geçti.
"Kapıyı aç." Aslında bir şey yaptıkları da yoktu. On beş saatte yaptıkları sandviçleri yemişler ve Barış'ın oyun konsolundan oyun oynuyorlardı. İlkin eve gitmek yerine onunla zaman geçirmek istemişti. İkisi de yorgun oldukları için evden çıkmak istememişlerdi. "Hiç çaktırmıyorsun ve ben buradan sıvışıyorum." İlkin, Barış'ın cevap vermesini bile beklemedim giriş kapısına en yakın oda olan Barış'ın odasına girdi. Barış'ın kapıyı açtığını duyabiliyordu.
"Baba?"
"Az daha açmasaydın oğlum." İlkin gerçekten düştüğü duruma inanamıyordu.
"Kulaklık takılıydı. Duymamışım." İlkin onların uzaklaştığını duyabiliyordu. "Hem sen böyle habersiz gelmezdin." İlkin kapı eşiğinden kafasını çıkarıp onlara baktı. Salonda ayakta bekliyorlardı ve babasının sırtı dönüktü.
"Geldim işte." Babasının koltuğa oturduğunda İlkin odadan çıkmaya hazırlanıyordu. Barış'la göz göze geldiklerinde ona babasını tutmasını işaret etti. Ne kadar anlamıştı, bilmiyordu.
İlkin odadan çıkıp geri geri yürürken Barış onu izliyordu. "Annem niye gelmedi?" İlkin kapıyı açmak için uzandığında babası arkasını dönecek gibi olmuştu. Barış babasının tutup dönmesini engelledi. "Hasta falan mı yoksa?!" İlkin, Barış'ın rollenmesine gülmemek için kendini zor tutmuştu.
"Kulağımın dibinde bağırma."
İlkin kapıyı açıp dışarı çıktı. Kapının önündeki ayakkabılarını giyerken Barış'ın babasının bunu fark etmediğine şükrediyordu. İlk defa büyük numara giymesi işine yaramıştı. Resmen koşarak binadan çıktı. Kalbi ağzında atıyordu ama gülesi de geliyordu. Çok saçma bir andı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecek Sefer | İlkin x Barış Alper
Fanfictionİlkin geçmişte yaşanan tatsız durumları bir daha yaşamayacaktı. Gelecek sefer Barış Alper'in yanından dahi geçmeyecekti.