Bölüm 33

1.4K 142 63
                                    

Genelde alışık olmadığınız ortamlarda bulunduğunuzda oraya gerçekten ait olmadığınız bir kilometre öteden bile belli olurdu. İlkin şu an bulunduğu ortam için bu mesafeyi iki kilometreye kadar çıkarabilirdi.

Biraz sessizlik istediği dakikalardan birindeydi. Barış ve onun arkadaşlarıyla birlikte bir mekandalardı. Sahnede bir sanatçı vardı. İlkin'in sanatçılara saygısı vardı ama biraz daha bu şarkıları dinlemeye devam ederse kriz geçirecekti. Maçtan çıkmış yorgun bedeni de bunu onaylarmış gibi ona sinyaller gönderiyordu. Kıramadığı sevgilisi için yaptığı şeylerden sadece biriydi. Onun davetini ve arkadaşlarıyla tanıştırmak istemesini geri çevirememişti ama gerçekten de Barış'ın bu konu da bir sıkıntısı olmalıydı. Ailesiyle de garip bir ortamda tanışmıştı. Herhalde fantezisi buydu. İnsanlar müzikten dolayı sağır olup bağırarak konuşurken onları tanıştırmaya bayılıyordu.

"İyi misin?" Yanında oturduğu sevgilisinin sorusuna başını salladı. İyiydi. Sessizce içeceğini yudumluyor ve karşısındaki sahneye bakıyordu. Toplamda beş kişilerdi. Barış'ın arkadaşlarından biri eşiyle birlikte gelmişti. Diğeri ise yalnızdı. İlkin, adının Beyza olduğunu olduğunu öğrendiği kadınla ilk dakikalarda biraz muhabbet etmişti ama şu Allah'ın cezası müzik başlayınca o da kesilmişti.

Birkaç dakika sonra sanki onu duymuş gibi sanatçı sahneden indiğinde İlkin rahat bir nefes aldı. Ses kesilmişti. Gerçekten başı patlamıştı. "İlkin sen biraz yorgunsun galiba. Hiç konuşmadın." İlkin masanın karşısında oturan çocuğa baktı. Adını maalesef ki unutmuştu.

"İlkin yengenin bugün maçı vardı kardeşim." Onun yerine cevap veren Barış'a baktı. "Yine de sizinle tanışmak için geldi. Değerini bilin."

"Ben maçı izledim, İlkin." dedi Beyza sevimli bir şekilde gülümseyerek. "Çok iyi oynadınız. Tebrik ederim."

"Teşekkür ederim." Aynı şekilde gülümseyerek cevap vermişti.

"Bir gün canlı bir şekilde izlemek istiyorum ama bilet bulabilir miyim bilmiyorum."

İlkin tam ağzını açıp verecekti ki şu adını hatırlamadığı çocuk konuştu. "Bulursun ya. Genelde boş salon oynuyorlar." Genç kız ilk başta yanlış anladığını düşündü. Şaka falan yapıyordu herhalde ama yüz ifadesi de gayet ciddi duruyordu. İlkin yanındaki Barış'a baktığında sevgilisi gayet rahat bir şekilde oturuyordu. Masadaki herkes söylenen cümleyi duymasına rağmen kimsede negatif bir şey yoktu.

"Pardon?" Ama İlkin bunu geçiştiremezdi. Zaten bir süredir yapılamayan transferler ve hoca değişikliği yüzünden morali bozuktu. Bir de hiç tanımadığı biri ona böyle bir cümle kuruyordu.

"Kızma hemen ya." dedi çocuk gevşek bir şekilde. İlkin onun ağzının ortasına bir tane geçiştirmemek için zor duruyordu. Barış onu nasıl insanlarla muhatap ediyordu? "Sizde futboldaki gibi seyirci olmuyor ya ondan diyorum."

"Doğru, olmuyor." dedi İlkin daha fazla uzatmamak için. Çünkü ne de olsa Barış'ın arkadaşıydı ve huzursuzluk çıkarmak istemiyordu.

"Hem bu iyi bir şey değil mi? Sizde futbolda olduğu kadar baskı olmuyordur." İlkin hala devam eden çocuğa baktı ve elindeki içeceği dudaklarına götürdü. Dudakları kıvrılmadan edememişti. Sinirden gülüyordu.

"Baskı mı?" dedi hala gülümserken. "Hiç hissetmiyorum." Baskıdan ağlıyordu. Bazı geceleri uyuyamıyordu.

"Konuyu değiştirsek mi?" İlkin, Barış'ın sesini duyar duymaz konuştu.

"Sorun yok." Daha neler söyleyeceğini merak ediyordu.

"Ama haklı değil miyim kanka?" Çocuk bu sefer de Barış'a konuşuyordu. "Hem önceden sen de diyordun. Futbol her zaman diğer branşlardan daha önemli, diye."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gelecek Sefer | İlkin x Barış Alper Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin