Bölüm 32

1.2K 131 61
                                    

İlkin bir o tarafa bir bu tarafa hiç durmadan koşturan köpeğini izlerken bile yoruluyordu. Dali'nin bu hiperaktifliğine artık alışması lazımdı ama oğlu hala onu şaşırtmaya devam ediyordu.

Dali'yi getirdiğine bin pişman olduğu bir yerdeydi. Her şey spontane geliştiği için hayır diyemediği sevgilisinin antrenmanını izlemek için Florya'ya gelmişti. Buraya ilk gelişiydi ve keşke ilk gelişinde Dali'yi evde bıraksaydı.

"Dali! Dur artık." İlkin ağaçların arasında koşturan köpeğine bağırdı. Ne antrenmanı izleyebilmiş ne de Barış'ı görebilmişti. Görebildiği kısa anda da Barış da aynı Dali gibi koşturup duruyordu. İkisinin de hiçbir farkı yoktu.

"Ciro!" İlkin aynı kendisi gibi bağıran bir kadın daha duyduğu da arkasına döndü. Sarışın çocuğu ve kadını da o zaman görmüştü. Sanki ünlü birini görmüş gibi şok oldu. Bu çocuğa bayılıyordu. "Merhaba."

"Merhaba." dedi İlkin, Ciro'nun bakıcısı olduğunu tahmin ettiği kadına. Kadıncağız minik oğlanı zar zor kucağında tutuyordu.

"Çocuklar işte." dedi kadın gülerek. Bir yandan da Ciro'yı yere indirmişti. Oğlan koşarak Dali'nin yanına gitmişti.

"Abla ben hallediyorum." Yanlarına genç bir adam gelmişti. Sonra da Dali'in ve Ciro'nun yanına gitmişti. İlkin nihayet sakinleşmiş köpeğine bakakalmıştı. Sessizce oturuyordu. Sanırım rahat bir nefes alabilirdi.

"Oğuz halleder. İsterseniz siz oturun biraz. Sizi biraz izledim de hep buradaydınız." dedi kadın gülümseyerek. İlkin emin olamamıştı ama saha zaten hemen arkalarındaydı. Sanırım bir şey olmazdı. "Bir şey olursa ben seslenirim."

"Teşekkür ederim." Gülümseyerek arkasını döndü ve sahanın oradaki oturma yerlerine yürüdü. Zaten kendisi de yorgundu. Sabahtan antrenmana gitmişti. Sonra da Elif'e uğramak için karşıya geçmişti ama Barış arayınca buraya gelmişti.

Düzgünce yerleşip sahada koşturan insanları izlemeye başladı. Barış'ı net bir şekilde görebiliyordu. Bugün ekstra enerjikti. Herkese takılıyordu. Birkaç dakika sonra mola vermek ve su içmek için kenara yaklaştıklarında İlkin ona el salladı. Geleli çok olmasına rağmen Barış onu daha yeni görüyordu. Gördüğü gibi de kocaman gülümseyip İlkin'e doğru yürümeye başlamıştı. Herkesin bakışları onlara kaydığında İlkin rahatsızca yerinde kıpırdandı.

"Yavrum neredesin sen ya?" Barış, İlkin'in oturduğu yere aşağıdan bakıyordu. İlkin onun yanına yaklaşıp biraz eğilmişti.

"Dali de yanımdaydı. Durmadı bir türlü."

"Nerede şimdi?" Barış gözleriyle etrafı tarıyordu.

"Ciro'nun yanında biri vardı Oğuz diye. Onlarla birlikte."

"Tamam o zaman sıkıntı olmaz. Sen rahatça izle. Biraz sonra biter zaten."

"Tamamdır."

"Atacağım ilk gol senin için." Barış göz kırpıp antrenmana geri döndüğünde İlkin tekrar yerine oturdu. Onlar tekrar başladıklarında gülerek izlemeye başladı. Tuttuğu takımın antrenmanını izlemek onu mutlu ediyordu. Babasına söyleyip onu kıskandıracaktı.

Barış gerçekten de ilk golünde "İlkin!" diye bağırıp hocadan bir güzel azar yediğinde genç kız utançla koltukta küçülmüştü. Bu çocuk deliydi. Bir de yumruğuyla göğsüne vurup zafer işareti yapıyordu. İlkin içinden "Keko." diye geçirdi ama hoşuna gitmediği de söylenemezdi.

Gerçekten de kısa bir süre sonra antrenman bittiğinde herkes teker teker sahayı terk ediyordu. İlkin de ayağa kalkıp merdivenlerin olduğu yere doğru yürüdü. "İlkin gelsene." Okan hocanın sesini duyduğunda ise merdivenlerden aşağı inmişti.

Gelecek Sefer | İlkin x Barış Alper Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin