Hayatınıza giren her insan sizi değiştirirdi. Kabul edin ya da etmeyin her türlü, işin sonundaki gerçeklik aynıydı. İlkin buna inanamayan biriydi. Geçmiş zaman eki kullanıyordu çünkü bazı şeyler değişmeye başlamıştı. Görmemek için kör, duymamak için sağır olmaya gerek yoktu. İlkin'in şu anki hayatındaki en önemli insanlardan biri olan o isim, ki daha birkaç ay öncesinde o ismi tanımıyordu bile, genç kızı değiştirmişti
"İlkin nereye gidiyorsun?" diye soran annesinin soruları değişmişti mesela. İlkin'i daha çok merak etmeye başlamıştı. Haklıydı. Bir insan genç kızının her gün nereye gittiğini elbette merak ederdi. Önceden daha az sıklıkla yaşanan sorguların giderek artmasının sebebi İlkin'in standartlarının değişmiş olmasıydı. Normalde maç çıkışı eve gelirdi, Barış'ın yanına gitmezdi. Sabahın köründe kalkıp ormana koşuya gitmezdi, sahilde koşardı. O ormandaki koşuların eşlikçisi adam yanında olmazdı.
"Futbol maçına gidiyorum." Evin kapısının önündeki küçük pufa oturmuş ayakkabılarını bağlıyordu. Bakışlarını annesinden kaçırmak için özellikle o tarafa bakmıyordu. Çünkü annesi dünden beni onu sorguya çekiyordu. Haklıydı da.
İlkin dün Barış'ın evindeyken annesi İlkin'in nerede olduğunu öğrenmek için onu aradığında bir aksilik olmuştu ve Barış'ın sesini duymuştu. İlkin o an bir şekilde geçiştirmişti ama daha fazla böyle devam edemiyordu. Zaten neden söylemediğini anlamıyordu. Ne zaman söylemek için uygun bir an arasa bir şey çıkıyordu. Bir türlü ortamı sağlayamamıştı. Ailesinden bu konularda çekinmezdi ama bahsedeceği sevgili herkesin gözünün önünde olan biri olunca olay değişiyordu.
"Bu saatte ne maçı bu?" Ayakkabısını sonunda giyip ayağa kalmıştı. Vestiyerdeki boy aynasından üzerini kontrol etti. Siyah kot pantolon ve kırmızı, bisiklet yaka kazak giymişti. Havalar soğuduğu için üşümek istemiyordu ama maç esnasında sıcak basarsa diye kazağının altına beyaz tişört de gitmişti. Barış forma vereyim de onu giy diye başının etini yese de İlkin onu dinlememişti. Zaten Barış'a kalsa İlkin en önde oturacaktı. Genç kız ona delirmemesi gerektiğini söylemişti. En önden maç falan izleyemezdi.
"Avrupa ligi ya erkene koymuşlar." Siyah çantasını da omzuna takıp çıkmak istiyordu ama annesi onu bırakacak gibi değildi.
"Ben de geleyim."
"Nasıl?" dedi İlkin anlamamış gibi bakarak.
"Maça ben de geleyim. 5 dakika bekle ceketimi ve çantamı alıp geleceğim." Annesi ciddi ciddi odasına doğru yürüdüğünde İlkin arkasından bakakaldı. Birden nereden çıkmıştı bu maç işi? Annesi futbol maçlarını çok da seviyor sayılmazdı. İlkin bunun arkasındaki meselenin Barış olduğunu tahmin edebiliyordu ama annesi saniyelik duyduğu sesin sahibini tanımış olamazdı. İmkansızdı. Acaba İlkin çok mu abartıyordu? Belki de sadece birlikte vakit geçirmek istemişti. "Gidelim, hazırım."
"Tamam." dedi bir şey diyemeyerek. Bilet konusunu da bahane sunamazdı. Annesi, İlkin'in istese saniyesinde yer bulabileceğini biliyordu.
Birlikte evden çıkarlarken İlkin'in telefonuna ardı ardına düşen bildirim seslerinden dolayı annesi onu süzüyordu. İlkin mesajların Barış'tan geldiğini biliyordu. Barış eğer bir mesaj daha atarsa İlkin onu mahvedecekti. Halbuki çocuğun haberi bile yoktu. Büyük ihtimalle İlkin'in nerede olduğunu merak etmişti.
"Amma çok mesaj geldi." Annesiyle birlikte arabaya binerken annesi sonunda tepkisini göstermişti.
"Telekom'dan geliyordur ya." dedi sırıtarak. Bu ben neden yalan söylüyorum, sırıtmasıydı. Annesine yalan söylemekten nefret ediyordu.
Annesi inanmadığını belli eder bir şekilde ona baktığında İlkin arabayı çalıştırdı. İlkin konunun o dan sapmasını istediği için Demir'i devreye sokmuştu ve bu sayede de yol buyunca kardeşi hakkında konuşmuşlardı. Stadın önüne geldiklerinde ise İlkin hemen Barış'a bir mesaj atıp geldiğini ama yanında annesinin olduğunu söylemişti. Bu yüzden Barış'ın yanına gitmek yerine direkt oturacakları koltuklara doğru gitmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecek Sefer | İlkin x Barış Alper
Fanfictionİlkin geçmişte yaşanan tatsız durumları bir daha yaşamayacaktı. Gelecek sefer Barış Alper'in yanından dahi geçmeyecekti.