Başımın arkasında hissettiğim büyük bir acıyla uyandım. Etrafıma bakınmaya çalışsamda gözlerim kararmakla kararmamak arası gidip geliyor. Sonunda az da olsa görmeye başladım ve yine hastane odasını gördüm! Bu hastaneye kaçıncı gelişim gerçekten merak ediyorum! Beni tanımış olmalılar büyük ihtimalle! Etrafıma bakındığımda Kumsal yoktu. Dur bi dakika bana noldu ki? Aa evet.. B-birisi bana saldırdı ve bende kurtulurken kafamı çarptım. Ve büyük ihtimalle kanadı! Hızla yataktan kalkıp zar zor aşağı indiğimde başım feci şekilde dönüyor ve ağrıyordu. Yavaşça yürümeye başladığımda karşıda ki cama tutunmasaydım düşecektim. Bir elim camdayken diğer elimi tam kapıya uzatacakken kapı bir anda açıldı ve elim boşluğa geldi. Dengemi kaybedip tam yere düşerken bir anda biri beni tuttu. Endişeyle yüzüne baktığımda bir adam olduğunu anlamıştım fakat gözlerim tekrardan kararıp kararmamak arasında gidip geldiği için kim olduğunu anlayamamıştım.
"Ahh.." dedim bir anda başıma giren şiddetli ağrıyla.
"İyi misin!?" diye sorduğunda bu ses tanıdık gelmişti. Bu Meriçti evet.
"Meriç.." diye mırıldandım ayakta durmaya çalışırken.
"Rüyam.. Hatırlıyor musun?" dedi o da şaşkın sesiyle. Neden böyle bir soru sordu ki?
"Neyi Meriç? Nediyorsun?" diye sorduğumda daha fazla ayakta duramıcak bir şekilde konuşmaya çalıştım.
"Başım çok ağrıyor, hiç bir şey göremiyorum, her an bayılabilirim Meriç.. Bana noldu?" dediğimde Meriç direkt beni kucağına alıp yatağa geri yatırdı. Bir kaç dakika sonra nihayet düzgün bir şekilde görmeye başladım. Ben olayın etkisinden çıkamayıp ne olduğunu sorgularken bir anda Meriç konuşmaya başladı.
"Telefonum neden sendeydi Rüyam.." diye mırıldandığında ne dediğini anlamaya çalışıyordum.
"Ne telefonu Meriç?" diye sordum ona bakarak.
"Rüyam en son neyi hatırlıyorsun?" dediğinde düşünmeye başladım.
"En son saldırıya uğradığımı ve kafamın kanadığını hatırlıyorum." dedim anlamayarak.
"Peki ondan önce ne yaşadın?" diye sorduğunda bir kez daha içimden bunları sorma amacı ne diye söylendiğimde düşünmeye devam ettim.
"Bayılmıştım.." dedim bir anda herşeyi hatırlayarak. EVET! Ben okulda bayılmıştım! Ama neden.. Meriçle ilgili birşey olmuştu evet! Ama neydi?
"Evet.." diye mırıldandı o da.
"Peki bayılma sebebinin ne olduğunu hatırlıyor musun?" diye devam ettiğinde hatırlamaya çalışıyordum.
"Hayır. Olmuyo! Hatırlayamıyorum!" dedim sinirle.
"Tamam.. Peki bayıldıktan sonra ne olduğunu hatırlıyor musun?" dediğinde sorunun saçmalığını düşündüm bir an. Ne olabilirdi sonradan acaba? Burdayım uyandım işte!
"Ne saçma soru Meriç. İşte şimdi uyandım." dediğimde Meriçin yüzünde mutsuzluk gibi bir şeyler vardı ama neydi?
"Peki sence başının kanaması ve saldırıya uğraman ne zaman oldu?" dediğinde onu tamamen unutmuşum. Evet! Dur bir dakika!
"OKULDA!" diye bağırdım bir anda.
"Evet okulda saldırıya uğradım ve başıma darbe aldım! Ve başım kanadı, bu yüzden de hafıza mı kaybedebilceğimi söylediler ama kaybetmedim! Evet buldum!" sevinerek Meriçe bakarken onun gözlerinde ki mutsuzluk beni de üzüyordu.
"Hayır Rüyam.. Seni bulduğumuzda deniz kıyısında bir bankta kafandan kanlar akarken yatıyordun.. Ve telefonla Aybikeyle konuşuyordun.. Aybikeye sorduğumuzda ise arkadan biriyle mücadele ettiğini ve adamın seni bir anda hızla çekmesiyle kafanı vurduğunu söyledi. Ardından bir küfür savurup kaçtığını. Zaten sonra telefonu kapatıp polis ve ambulansı aramış.." dediğinde umutsuzca hatırlamaya çalışıyordum. Ve o an tek hatırladığım şey Meriçle bizim dudaklarımızın yanlışıkla değmesiydi.
"Biz ne zaman yanlışıkla öpüştük?" dedim bir anda.
"Ne?" dedi Meriç anlamayarak.
"Dudaklarımız yanlışıkla ne zaman değdi yakın zamanlarda?" dedim tekrardan açıklayarak.
"Dün.." diye mırıldandığında kaşlarımı çatarak yüzüne baktım.
"Nasıl? B-ben hiçbirşey anlayamıyorum şuan.. Noluyor? Ne bitiyor? Ben neler yaşadım? Biz neler yaşadık Meriç?" dedim bu durumun içinden çıkmak istercesine.
"Rüyam.." dedi bir anda bana sıkı sıkı sarılırken.
"Meriç bana noldu?" dedim titreyen sesimle. Ayrılarak konuşmaya başladı.
"Bak şimdi.. Sen bayıldıktan sonra hastaneye geldik ve hafızanı kaybedebilceğini söylediler, ve kaybettin de. Beni hatırlamıyordun.. İlk tanıştığımız günden beri herşeyi unutmuştun.." dedi kendini ağlamamak için zor tutarken. Bacağımda duran elini tuttum ve ona iyi gelmek istedim.
"Sonra hastaneden çıkıp Kumsalla evinize gittiniz. Fakat sen yine rahat durmayıp saat gecenin 2'sinde dışarı çıkıp Aybikeyle konuşuyordun. Konuşarak deniz kıyısına gittin ve bir banka oturdun.. Ardından bir elle mücadele verip başını çarptın ve bayıldın. Bunları Aybike anlattı bana. Sonra da şimdi uyandın ve tekrar hatırlıyorsun." diye devam edip anlattığında herşeyi şimdi hatırlamıştım.
"BULDUM! Buldum Meriç buldum! Hatırladım herşeyi!" dedim bağırarak sevinçle. Fakat hemen sonra koridorda bayılma sebebimi de hatırlamıştım.. O an tekrardan midemin bulandığını ve bayılcak gibi olduğumu hissettim.
"Rüyam!" Meriç hızla bana yaklaşıp ne olduğunu anlamaya çalışırken bense bununla nasıl başa çıkacağımı düşünüyordum. Bunu nasıl söylicem Meriçe? Bununla nasıl yaşıcam ben? Bunu düşündükçe gözlerim kararıyor. Peki bunu gördükçe nolucak? Kendimi düşüncelerimden kurtarmaya çalışırken Meriç hala panikle bana bir şeyler diyordu. Kendime gelip yüzüne baktım.
"Rüyam iyi misin!?" dedi nefes nefese endişeli bir sesle. O sırada içeri bir hemşire girdi.
"Noldu!?" dedi o da endişeyle.
"Rüya bir anda kötüleşti. Bayılcak gibi oldu panikledim, konuşmuyor da!" ben etrafta ne olup bittiğini anlamaya çalışırken hemşire yanıma geldi ve beni incelemeye başladı.
"Rüya Hanım? İyi misiniz?" diye mırıldandı bense hiçbir cevap vermiyordum. Sanki ağzımı yapıştırmışlar gibi konuşamıyordum.
"Neden konuşmuyor? Neyi var? Noldu bir anda?" Meriç korkuyla sorularını sıralarken istemsizce başımı omzuna yasladım ve tavanı izlemeye başladım. Sanki vücudumu şuan ben değil de başkası yönetiyormuş gibiyim. Sanki ben sadece izliyordum şuan. Bir anda konuşmaya başladım tavanı izlerken.
" *Bak Meriç..* " diye mırıldandım elimle tavanı işaret ederek.
" *Gökyüzünde bizi bekleyen biri var.. Gidelim mi?* " diye mırıldandım bir kez daha. O an Meriçin gözlerinin dolduğunu hissettim. Başımı kaldırıp ona baktım ve elimi indirip yanağını okşamaya başladım.
"Ben kimim Meriç senin için..?" diye mırıldandım ona bakarken.
"Rüya kadar güzel bir şeysin.." dediğinde hüzünle güldüm.
"O yüzden mi beni kullanıyorsun?" dediğimde Meriç kaşlarını çattı. Bense istemsizce bunları söyleyiveriyordum. Kendimi kontrol edemiyordum.. Sarhoş gibiydim..
"Neyden bahsediyorsun Rüyam?" dedi o da.
"Yalan mı yoksa? Beni kullanmıyor musun?" dedim bir kez daha.
"Ba-baba..-" derken bir anda sözüm kesildi ve Meriçin kollarına bayıldım. Bununla hiç baş edemiyecektim galiba.. Anneme verdiğim sözün sonuna mı gelmiştim? Artık güçlü, kendi ayaklarımın üstünde olamıcak mıyım? Yıllar ve aylar önce de sormuştum bu soruyu kendime.. *Kimdim ben? Dünyaya acı çekmek için gelen zavallı bir kız mı..?*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya
Teen FictionMerhaba! Ben Rüya. Küçük yaşta ailemi kaybetmemle birlikte hayatım kararmıştı. Yıllar sonra hayatıma renk katan ve duygularımı keşfetmeme yardımcı olan biri girdi. Çocukluğumdan beri kendime bela mıknatısı diyordum ki zaten öyleydim. Hayatıma giren...