Sabah yine erkenden uyanıp gözlerim kapalı şekilde kafamı duvara çarptım. Daha sonra kendime gelip kahvaltı yaptım, fakat üstümü değiştirirken aynadan kafama baktığımda kıpkırmızı olmuş ve şişmişti. Biraz da acımasına rağmen önemsemeyip çantamı hazırladım ve hızla evden çıktım. Meriçin hayatımdan çıktığını unutmuştum. Aptal Rüya! Bu sefer alıcak biri olmadığı için yürüyerek okula gitmeye başladım. Sınıfa çantamı koyarken aklıma Meriçin çantasını alıp kendi sırama koyduğum an gelmişti.. Kendine gel Rüya! Saçmalama artık! Tuvalette kendime geldikten sonra bütün gün Meriçi yok sayarak bir okul günü geçirdim. Eve giderken Kumsallar günlük sorularını sordular.
"Gezmeye ne dersiniz kızlar?" dedi Ceylin yine.
"Hiç moralim yok, olsa da gelmem de neyse. Görüşürüz kızlar.." diye mırıldandığımda hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Umursamayıp yürümeye başladıktan birkaç dakika sonra hepsi yanıma geçip kol kola girdik. Ben şaşkınlıkla bakarken onlar gülümsemeyle bakıyordu bana. Beraber eve gidip klasik şeyleri yaptık. Onları da biliyorsunuzdur en başta film izledik ve evde ne var keki yaptık. O kekin ismini kendimiz uydurduk, kekte şöyle yapılıyor; Evde ne varsa herşeyi koyuyoruz ve onlarla bir kek yapıp tadına bakıyoruz. Hiç güzel bir keke rastlamadık doğrusu! Tabikide yine hepimiz sıra sıra kustuk gerçi. Ardından ağzımız tatlansın diye mısır patlatıp korku filmiyle birlikte yedik. Hatta biliyor musunuz Ceylin mısır yerken bir anda korkunç sahne geldi ve boğulmaya başladı! Biz panikle hem korkup hem de Ceylini iyileştirmeye çalışırken bir kaos yaşandı orda da. Geç olmaya başlayınca evlerine gittiler ve bende uzun zamandır gitmediğim kütüphaneme giderek gece 2'ye kadar kitaplar okudum. Saat gece 02.34'de nedense bir anda mesaj geldi. Mesaja baktığımda ise anlamadığım bir şekilde babamdandı.
"Kızım kapının önüne çıkar mısın?" yazıyordu mesajda. Anlamayarak aşağı indim ve kapıyı açtım. Karşımda korumanın arabası vardı. Ben arabaya bakarken bir anda içinden babam indi ve bana doğru yürümeye başladı.
"Noldu!?" korkuyla sorduğumda bir cevap vermedi ve yutkundu sadece.
"İçeri girip konuşalım." dediğinde başımı sallayarak salona geçtik ve oturup konuşmaya devam ettik.
"Evet anlat artık?" dediğimde başını sallayarak devam etti.
"Bak sana aynı şeyleri tekrar yaşatmak asla istemem, o yüzden senden gizli bir adam tutup yine sevgili yaptırmıcam. Ama ben artık seni eskisi gibi takip edemiyorum ve birinin seni güvende tutması gerek. *Bana ne olacağı belli değil,* o yüzden sana 2 seçenek sunucam. Ya Meriçe geri dönüp evlen, yada korumayla evlen. Korumayla iyi anlaştığınız için öyle dedim, ama başka kişi de olabilir. Yeter ki güvendiğin ve iyi biri olsun." dediğinde şoka girmiş bir şekilde bakıyordum yüzüne.
"Evlenmek mi!?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Kızım biliyorum çok erken gelebilir ama hatırlıyor musun sen çok küçükken hep "Ben 19-20 yaşımda evlenicem." diyordun, bende hep "Saçma saçma konuşma Rüya!" diyordum.." dediğinde hüzünle o günleri hatırladım.
"Sende hep bana "Ben insanlara göre yaşamak zorunda değilim, bu benim hayatımsa nasıl istersem öyle yaşarım!" diyordun. Evet şuan seni zorlamış gibi olucam ama sadece senin güvenliğin için.." diye devam ettiğinde başımı salladım bir kez daha.
"Tamam baba.." dedim ve düşünmeye başladım. Meriçi seçemem. Ona onları söyledikten sonra tekrar ona gitmem yüzsüzlük olur! Korumayı düzgün tanımıyorum ama babam güven konusunda benim gibi titiz olduğu için sıkıntı yok. O yüzden korumayla evlenicem. Fakat o beni ister mi ki?
"Korumayla, ama eğer o beni istemesse başkasını düşünürüm." dediğimde başını salladı ve birkaç şey daha konuşup gitti. Gerçekten evlenicektim, ve ismini bile bilmediğim biriyle..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya
Teen FictionMerhaba! Ben Rüya. Küçük yaşta ailemi kaybetmemle birlikte hayatım kararmıştı. Yıllar sonra hayatıma renk katan ve duygularımı keşfetmeme yardımcı olan biri girdi. Çocukluğumdan beri kendime bela mıknatısı diyordum ki zaten öyleydim. Hayatıma giren...