32. Bölüm

8.4K 663 128
                                    

Beğendiğimiz paragraflara yorum atmaya devam... :)

"Gerçekten böyle bir şeye inanacağımı sanmıyorsun değil mi Derin?" Niye? Bence gayet makul bir konu değiştirme taktiğiydi. Yemedin mi? Hiç mi?

Zeytinyağı gibi üste çıkmak olmasın ama resmen bana güvenmiyordu ya hu. Yani haklıydı tabi, orası ayrı mevzu ama yine de güvenmesi gerekmez miydi? Ben sırf internette yaptığım evlilik testinin sonucu "Bir yıl içinde evleneceksiniz." çıktığı için bile ona güvenip onunla ciddi düşünebiliyorken onun bu yaptığın oluyor muydu hiç?

Ceylin'i ya da kendimi yakmak arasında o ince çizgide öylece duruyordum. Peki ben şimdi ne yapacaktım? Ha sarhoş mavi?

"Madem buna inanmadın, o halde bana gerçekleri söylemekten başka çare kalmadı. Ben aslında senin ve diğerlerinin sandığınız kişi değilim. Okuyucuların da bilmediği şeyler var. Ben... Bu zamana kadar kimseye söyleyemediğim özel güçlere sahibim. Bu kitap da aslında  beni ve güçlerimi anlatan fantastik bir kitap olacaktı. Sonra sen otobüste üstüme devrilince yazar da şaşırdı. Ortalık karışıverdi ve işte bu hale geldik. Özel gücüme gelince... Ben çocukken salondaki kanepede uyuyup sabah kendi yatağımda kalkabiliyordum. Düşünebiliyor musun? Ama lütfen... Başka kimsenin bu yeteneğimi bilmemesi gerekiyor." mu diyeydim sana sarhoş mavi? Yapmayın dostlar, bu da olmazdı ki yani. Ayrıca özel güçlerimle ilgili bu sır, benimle mezara kadar gidecekti. Israr etmeyin, bunu söylemeyeceğim.

"Bak, inanmamış olabilirsin ama sana söyleyemem tamam mı? Çünkü bu bir sır." Lütfen, detay istemesin. Lütfen, lütfen, lütfen.

"Sır mı? Saçmalama Derin. Bunu herkes biliyor."

"Nasıl yani? Ceylin bana kimsenin bilmediğini söylemişti." Upss. Sarhoş mavi, şu anda ağzımdan laf almaya çalışıyorduysa tebrik edelim, takdir edilesi bir yeteneği vardı. Ya da belki ben sır tutamıyordum. Bence de ikincisi.

"Ve sen de buna inandın öyle mi?"

"Bana çok inandırıcı gelmişti."

"Zaten asıl acayip olan, bu zamana kadar hiç duymamış olman." Hobaaa! Ceylin bu çocuktan ne zamandır hoşlanıyordu da herkesin duyacak vakti olmuştu ya da sarhoş mavi böyle sakin kalmayı nereden öğrenmişti? Evet gençler, istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.

"Yanı kızmadın mı?"

"Saçmalama Derin. Neden kızayım? Hem bunda kızacak ne var ki?" Gerçekten de neye kızması gerektiğini bilmiyormuş gibi öyle boş boş suratıma bakıyordu. Ne kadar da kızmayan ama arabasında her zaman levye taşıyormuş gibi gözüken mavi gözlü bir abi.

Uzun zamandır tuttuğumu fark etmediğim nefesimi dışarıya saldım ve elimi gümbür gümbür atan kalbimin üstüne koydum.

"Ohh. Ne kadar rahatladım anlatamam. Senden bir şeyler saklayacak olmak beni huzursuz ediyordu. Ben zaten hiç sır tutamam. Ceylin'e de söyledim, başkasından yardım iste dedim ama o ısrarla devam etti. "

"Tekrar söylüyorum. Birincisi, yıldız kayarken dilek tutma olayı bir sır değil. Bundan sürekli sır diye bahsedersen birazdan güleceğim. İkincisi de ben sadece yıldız kaydığında dilek tutma saçmalıklarına falan inanmıyorum, bunun için neden kızayım ki? Gerçekten anlamıyorum."

Dilek tutmaktan bahsediyordu, Ceylin'den değil. O halde inanmadığını söylediği şey... Bu muymuş? Başından beri aslında yıldız kaydığında dilek tutmaya inanmadığını mı söylemeye çalışıyordu? Yani bu kadar zaman beni boşuna germişti?

Elindeki ağır çöpü konteynere fırlatırken konteynerden kedi fırlasın da korkudan altına bırak inşallah sarhoş mavi! Ödümü patlatıyordun az kalsın! Allah'tan hiçbir şey söylemedim ya hu.

Mavi Huydur Bende -Ara Verildi.-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin