Mavi Huydur Bende -Ara Verildi.-

9. Bölüm

Kokumu hatırlıyordu... İlk karşılaşmamızı... Ne düşüneceğimi bilemiyordum. Bu ateşlenmek gibi karmaşık bir şeydi. Vücudunuz yanarken üşüdüğünüzü hissetmekten bahsediyorum. Bir yanım onun bana ilgi duyduğunu düşünme taraftarıydı. Ama bana ilgi duymasının, bulutların pamuktan yapıldığına inanmaktan daha saçma olduğunu düşünen başka bir yanım da vardı. Off. İşte ona bu yüzden hain diyordum. Resmen beni bana düşürmüştü. Hain sarhoş mavi!

Borçlar hukuku dersine merhaba deyin. Son zamanlarda, ortalamanın üstünde devamsızlık yaptığım için bu derse girmek zorunda olmanın acısını yaşıyordum. Sadece ben değil, herkes böyleydi. Millet, sanki kafeteryada boş yer kalmadığı için anfiye gelip de muhabbete kaldıkları yerden devam ediyormuş gibiydi. Sürekli uğultu. Derste konuşulmasına karşı olduğumdan değil ama, şu anda konuşacak bir arkadaşım olmadığından isyan etmek üzereydim.

Hocayı dinlemektense yanımdakilerin muhabbetine kulak misafiri olmayı tercih etmiştim. Ders o kadar sıkıcıydı ki yanımdakilerin muhabbetini dinlemek; evde pinekliyorken radyo programında çıkan soruya doğru cevap verip ödül olarak üç günlük tatile gitmek kadar lükstü. Tabiki de onu seçecektim.

Sanki onları dinlemiyormuşum imajı vermek için elimi tulumumun dikiş çizgilerinin üstünde gezdirip bütün dikkatimi ellerime veriyordum.

"Ne zamanmış? Giyecek hiçbir şeyim yok." Maalesef en nefret ettiğim konuya denk gelmiştim. "Yarınmış. Düşünsene bir gün sonra okulun partisi var ve biz giyecek bir şey ayarlamadık." Bu cümleden çıkarıması gereken sonuç 'Hiç kıyafetim yok.' yerine 'O kadar çok kıyafetim var ki hangisini giyeceğim bilmiyorum.'  olmalıdır. Hatta durun tahmin edeyim, sıradaki cümle 'Gardrobum bomboş.' olacak. "Gardrobumda hiçbir şey yok. Alışverişe gitmeliyiz." Karşı taraftaki kız beklediği cevap buymuş gibi atlamıştı: "Kesinlikle!"

Eğer bir konuşmada sıradaki cümleyi tahmin edebiliyorsanız devamını dinlemeseniz de olur. Zaten muhabbet parti kıyafetleri hakkında olunca hocanın anlattığı dersten bir farkı kalmamıştı benim için. Dinlemeyi bıraktım.

Aslında bu üniversitede birinci yılım olduğu için daha önce hiç parti olaylarına girmemiştim ve muhtemelen bu gerçeği, bu yıl da değiştiremeyecektim. Çünkü partiye bir gün kala bir parti olacağını öğreniyordum ve herkes benim sevgilim olduğuna inandığı için beni birinin davet edeceğini sanmıyordum. Neyseki yüzsüz olduğum için ben birilerini davet edebilirdim. İşte bu!

Hoca dersin bittiğini söyleyip çıktığında herkes yavaş yavaş toparlanmaya başladı. Ben de 'Dersi dinlemeye geldim.' imajı vermek için yanımda taşıdığım defteri elime alıp anfiden çıktım.

Kıvanç'a "Partiye gelecek misin?" diye bir kısa bir mesaj attım. Eğer hayır derse başkalarına soracaktım. Ondan cevap beklerken onu hala telefonumun rehberine kaydetmediğimi fark etmiştim. Ne diye kaydedeceğimi düşünmeye gerek yotku. 'Sarhoş Mavi' yazıp kaydet tuşuna bastım. Tam o anda sarhoş maviden bir yeni mesajım vardı. "Ben gitmiyorum. Bu da demek oluyor ki sen de gitmiyorsun." Yine bana emir veriyordu ve ben sonucunu düşünmeden yine ona dikleniyordum. "Senin gelmemen benim gitmeyeceğim anlamına gelmiyor. Ben gidiyorum. Başkasını da bulabilirim." Geçen sefer ona yanlışlıkla attığım mesaja verdiği gibi sert bir tepki bekliyordum. Ama olmadı. Sadece "Dene ve gör" yazıyordu. Asıl o görecekti.

***

Neden son gün öğrenmek zorundaydım ki? Sanırım okulumuzun haber yayma ağı zannettiğim kadar da hızlı değilmiş, en azından dedikodu dışındaki konular için. Baksanıza, yılda bir kez düzenlenen partiyi, bir gün önce öğreniyordum. Birilerine benimle partiye gelmesini teklif ettiğimde okuldan tanıdığım çoğu çocuğun zaten partneri olduğunu öğreniyordum. Ya da Kıvanç'tan korktukları için bana öyle söylüyorlardı, bilmiyorum. O da davet falan etmiyor ki! Puff. Davet etmeyi bırakın, ben başkalarına sorarken "Denemeye devam mı? Kimse seninle partiye falan gelmeyecek Derin. Gelemez!" diyebir mesaj atmıştı. Beni yine gaza getiriyordu. Hem onun nasıl her şeyden haberi olabiliyordu? Telefon numaram, alışverişteki şort ve şimdi de bu. Sms paketi yapmıştı da ziyan olmasın diye her hareketimi takip ettirip bana mesaj mı atıyordu?